otuz yedi

16.6K 1.4K 651
                                    

Son bir kez daha kasadan geçirilen ürünlere bakıp iç çektim.

7 tane elmalı soda, 3 kutu elma suyu, 2 kiloya yakın olduğunu düşündüğüm yeşil ve kırmızı elma, 3 paket hazır elmalı turta, bir avuç kadar elmalı küçük şekerler ve 5-6 tane elmalı lolipop...

Kısacası elmalı her şey.

Kasiyer bana tuhaf tuhaf bakarken beynimde acaba almayı unuttuğum elmalı bir ürün var mı diye hafızamı yokluyordum.

Telefonumun çalmasıyla ürünleri poşetlemeye bıraktım ve telefonu açarak omzumla kulağımın arasına sıkıştırdım.

"Neredesin?" Telefonun ucundan gelen yorgun ve halsiz ses gülümsememe engel olmuyordu.

"Beni mi özledin?" Görmeyeceğini bilsem de hafifçe sırıtarak sordum fakat dudaklarımın yukarı kıvrılması canımı acıtıyordu.

Telefondan bir süre ses gelmeyince gülümsemem soldu. Bu sırada kadına parayı uzatmıştım ve üstünü doğru verip vermediğini kontrol ediyordum.

"Aniden öyle şeyler deyince kalbime bir şeyler oluyor."

Düşürdüğüm yüzüm anında eski hâlini alırken hafifçe kıkırdadım fakat bu karnımda bir yerlerde ağrıya sebep olmuştu. İstifimi bozmadan acıyı ve kadının hala tuhaf bakan bakışlarını filtreledim ve poşetleri aldım.

"Hmm, nasıl şeyler?"

Telefonun ucundan hafif bir kıkırdama duyunca ben de güldüm.

"İyisin değil mi?" Konuyu hızlı bir şekilde dağıtmış ve sesindeki uykudan yeni uyanmış tonunun yerini ciddiyet almıştı.

"473. kere söylüyorum, iyiyim."

Bir süre sessizlik oldu, sadece nefes seslerini duyabiliyordum.

"Çok korktum." Endişeli sesi yine baş gösterirken gözlerimi devirdim.

"İyiyim, alt tarafı bir iki yumruk. Sen olmasaydın çok daha kötüsü olurdu." Onu teselli etmek için bunu yüzüncü kez falan söylüyordum.

Evet, dayak yemiştim. Savaş'la olan aşırı romantik kavuşmamızdan sonra sokaktakiler laf atmıştı, tabii ki kendimi tutamadan karşılık verince ufak bir çatışma söz konusu olmuştu. Yine de tamamen haklıyız diyemezdim. Homofobik olmasalar da kimse iki insanın öpüşmesini görmek zorunda değildi. Yine de şiddete baş vurmaya hakları yoktu. Ayrıca toplum içinde heteroseksüel ilişkiler bile hoş karşılanmazken homoseksüel bir öpüşme sahnesi... Bu ülkeye fazlaydı.

Neyse ki Savaş'a bir şey olmamıştı, sadece bizi ayırırken ufak tefek darbeler almıştı. Zaten sonra kalabalık araya girmiş ve biz de oradan uzaklaşmıştık. Savaş'ın öfkesi, aklı başına yeni gelmiş olacak ki çok sonradan çıkmıştı.

Tutmasaydım oraya dönüp adamı öldürecekti.

Üzerimde öyle bir etkin var ki, neler olduğunu algılayamadım bile.

Dediklerini hatırlayınca aptal kalbim teklemiş, yüzümde komik bir gülümseme ortaya çıkmıştı.

"Hepsi benim yüzümden. Eğer acele edip hemen gelmeseydim..."

Derin bir nefes verdim. "He sonra daha da bekleyip hiç birleşemeseydik değil mi?"

İstemsizce sert çıkan sesimle sustu.

"Hâlâ inanamıyorum, o anlar gerçek miydi diye." Tekrar konuşunca yine gülümsedim. O anlar tekrar aklıma doluşunca ise sertçe yutkunmak zorunda kalmıştım. "Yanında olmak istiyorum, nerdesin?"

itiraf | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin