Abdullah bin Amr bin Âs (radıyellâhü anhümâ)
Amr bin Âs (radıyellâhü anh) 'ın oğlu Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) , yaşının küçüklüğüne rağmen sahabilerin ileri gelenleri arasındaydı. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) 'ı bir gölge gibi takip ederdi.
Onun bütün söylediklerinin hak ve hakikat olduğunu bildiği için bunların mutlaka kaydedilmesi gerektiğine inanıyordu. Bundan dolayı ilk defa hadisleri yazmaya teşebbüs etti. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) 'tan izin istedi.
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) daha önce böyle bir şeye müsaade etmemişti. Çünkü hadis-i şerifler Kur'ân'la karıştırılabilirdi. Bunun için Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) , sahabilerin bütün himmet ve gayretlerini Kur'ân'ı muhafazaya, ezberlemeye ve toplamaya harcamalarını istiyordu. Fakat Kur'ân'ı Kerim'in nüzulü tamamlandıktan sonra bu ihtimal ortadan kalktı. Böylece Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) 'ın bu isteğini kabul etti. Hadisleri toplamaya, kaydetmeye izin verdi.
Hadisleri toplamak için en uygun zat, şüphesiz, Abdullah bin Amr (radıyellâhü anh) 'dı. Dinamik ve kuvvetli zekâya sahip bu genç sahabi, aynı zamanda son derece müttaki bir zattı. Resûlullah'tan duyduğu hadisleri toplamaya başladı.
Zaman zaman Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi vesellem) bir insan olarak kızdığı anlar da olurdu. Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) , Resûlullah Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) 'e sordu:
"Yâ Resûlallah, sizin kızgınlık ve sevinç anlarında söylediklerinizin hepsini kaydedeyim mi?" Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) 'ın bu soruya cevabı şöyle oldu:
"Evet, ben haktan başka bir şey konuşmam."[1]
Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) 'ın bu beyanı üzerine Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) , Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) 'in bütün söylediklerini kaydetmek için azami gayret gösterdi. Artık tatmin olmuştu. Zira Cenâb-ı Hak, Yüce Resûl'ünün haktan başka bir şey konuşmadığını Kur'ân'ı Kerim'de beyan buyurmuştu.[2]
Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) , Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem) 'den duyduğu hadisleri "Sâdıka" ismini verdiği eserinde topladı. Kendisine bu eserle ilgili soru soranlara şu cevabı verirdi:
"'Sâdıka' adını verdiğim eserim, aramızda hiçbir vasıta olmaksızın doğrudan doğruya Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) 'tan duyduklarımdır."
Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) bu eseri için, "Onu bütün dünyaya değişmem." dedi. [3]
"Sâdıka" isimli bu eser bütün hadis âlimlerine kaynak oldu.
Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) 'ın fazileti ve hadis ilmine yaptığı hizmeti takdirle karşılandı. Bir hadis deryası olan Ebû Hureyre (radıyellâhü anh) Hazretleri, Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) 'ın bu üstünlüğünü şöyle dile getirmektedir:
"Hadis-i şerifleri benden daha çok ezberleyen ve rivayet eden olmamıştır. Fakat Abdullah bin Amr bin Âs bundan müstesnadır. O, benden daha çok ezberlemiştir. Çünkü o, hadisleri yazıyordu, ben ise yazmazdım."[4]
Binlerce meseleyi Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) 'tan duyan ve kaydeden Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) gerçek manada bir hadis hocasıydı.
Hazreti Abdullah (radıyellâhü anh) , ibadetiyle de temayüz etmişti. Çoğu zaman geceleri ibadetle, gündüzleri de oruçla geçirirdi. Babası Amr bin Âs (radıyellâhü anh) :

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Sahabeler (Asr-ı saadet'te ki yıldızlar⭐)
ДуховныеPEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VESELEM) yaşadığı döneme ASR-I SAADET denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün MÜSLÜMANLAR hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu Asra özenir , o kutlu asr...