Yoongi, odaya girdiği gibi kapıyı sertçe vurup kendini yatağa attı. Kontrol edemediği siniri bir yana, işlerin hiçbir zaman istediği gibi gitmemesi onu çileden çıkarıyordu. Aklında her zaman en kötü senaryo olurdu. Kalbi, hayal kırıklıklarıyla paramparça olduğu için hiçbir zaman iyimser düşünmezdi. Yine de kendine bir söz vermişti. Sonuçların açıklanmasını bekleyecekti.
"Kahretsin!"
Eliyle yumuşak yatağına şiddet dolu bir yumruk vurdu. Her ne kadar karamsar olsa da içinde bir yerlerde işlerin yoluna girmesini dilemişti. Küçüklüğünden bu yana tek bir arkadaşı olmamıştı. Ailesiyle arasında her zaman sorunlar olurdu. Derslerde hiçbir başarı gösterememişti. Bir süre öncesine kadar dünyada var olması için hiçbir sebep olmadığını düşünüyordu. Taa ki Epic High'ın "Fly" şarkısını duyana kadar. İşte tam o zaman rap yapmak istediğine karar vermişti.
Karar vermek işleri yoluna koymuyordu elbette. Rap yapması için yeterli motivasyonu vardı; ancak gerekli ekipmanlardan yoksundu. Bir şirketin bünyesine girmeden hayalini gerçekleştirmesi mümkün değildi. Kendi başına bir stüdyo kiraladığı zamanlar olmuştu daha önce. Seçmelerde kullandığı rap parçasını orada besteleyip kaydetmişti en son. Bu biriktirdiği tüm paraya mal olmuştu ama buna değmişti de. Stüdyo ortamı evindeymiş gibi hissettiriyordu ona.
"Biraz dışarı çıkayım da tiksindiğim şu insancıkları göreyim."
Yoongi yerinden doğrulup ayaklandı. Aynanın karşısına geçip iyi göründüğünden emin olmak istedi. Parmaklarını saçının içinde gezdirip düzeltti. Kendini beğenmiyordu aslında, ama kendine kötü davranmak da istemiyordu. Bu yüzden beğendiği özellikleri üzerine yoğunlaşıyordu. Parmaklarını saçından çekip yüzünün önüne tuttu.
"Ne şeker şeylersiniz siz öyle. Hangi şanslı kızın yüzüne dolanacak bu parmaklar acaba?"
Birden duraksadı. Sürekli onu sevecek bir kız arkadaş düşlemişti. Uzaktan bakmaya doyamadığı, sevdiği kızlar da olmuştu. Buna rağmen tek bir kız arkadaşı olmamıştı. Sevme, sevilme açlığı vardı. Bu açlığın hep sürecek olması onu kahrediyordu. Yüzü hüzünle düştü. Sonra saniyeler içinde elini alnına koyarak güldü.
"Neler düşünüyorum ben! Nasılsa bir süre sonra ölmüş olacağım. Bunların hiçbir önemi yok. Gidip son günlerimde biraz rap yapayım bari."
Yoongi, izbelerde rap sevenlerin yaptığı etkinliklere katılırdı küçüklüğünden beri. Orada birkaç performans bile sergilemişti. Beğeni toplamasına rağmen insan ilişkilerinde iyi olmadığı için; hayır, insan ilişkileri olmadığı için hiçbir gelişme katedememişti. Şimdi yine oraya gidiyordu. Amatörlerin coşkuyla rap yaptığı o yer altı sahnesine. Daha fazla oyalanmadan evden ayrıldı.
Kısa bir yolculuğun ardından girişe vardı. Merdivenlerden karanlığa doğru inmeye başladı. Sahnenin önü oldukça kalabalıktı. Seyircilerin coşkulanmasını sağlayan adam sıradaki performansı haber veriyordu.
"Şimdiyse nefesinizi kesecek genç iki yetenek geliyor. Eğer bu rap bombardımanından sağ çıkabilirseniz kendinizi şanslı sayın. Evet, karşınızda ZICO ve Rap Monster!"
Genç adamlar oldukça etkileyiciydi. Performansları tam yerinde olmakla birlikte kendi yazdıkları şarkı sözleri de hiç fena değildi. Yoongi onlarla beraber performans yapmak istediğini düşündü. Son kez sahnede olmak iyi olurdu. Sosyofobisi buna engel oluyordu. O sırada yakınlarında olan bir çocuğun tezahüratlarını duydu:
"Yürü be Nam-joon! Harikasın!"
Sesin geldiği yere baktı. Güzel yüzlü bir çocuk belli ki arkadaşına destek oluyordu. Herkes asosyalliğini yüzüne vurmak zorunda mıydı? O sahneye çıkarken hiç kimsesi yoktu. Tezahürat yapan çocuğun yanındaki arkadaşı lafa girdi.
"Burası çok gürültülü ve ışıklar gözümü alıyor. Gidiyorum ben Taehyung."
Bunu söyleyen çocukla göz göze geldi o an. Bu daha önce BigHit şirketinde gördüğü çocuktu. Yoongi, bu kim olduğunu bilmediği çocukla aynı gün içerisinde iki kere karşı karşıya gelmişti. Üstelik bu bakışma ilkine nazaran sürmeye devam ediyordu.
------------------------------------------------------------------------------------------------
Okuyan birileri vardır umarım :) Olayların yavaş gittiğinin farkındayım ama sık yazacağım için sorun olmaz diye düşünüyorum. Görüşlerinizi yorum olarak yazarsanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
FanfictionHayatı boyunca bir gölge gibi yaşayan, ruhu yaralarla dolu yorgun bir çocuğun hayatla, kalbiyle ve kendiyle olan mücadelesine şahit olun. Ekleme: Hikayenin ilk birkaç bölümünün yavaş ilerlediğine dair birkaç görüş aldım. Sonrasında daha çok tempo k...