🍷

1.2K 140 109
                                    


Kalbim, mümkün olabileceğinden daha da hızlı atarken adımlarımı, yıllardır gelip gittiğim apartmanın girişine doğru yönlendirmiştim.

Bu yaşadığım heyecan, bünyeme çok fazlaydı ki şimdiden avuçlarımın terlediğini, bacaklarımın da güçsüzleştiğini hissedebiliyordum.

Zile basmadan hemen önce birkaç saniye duraksamıştım. Gözlerim önüne onunla olan anılarım gelirken gülümsemiş ve zile basmak için biraz daha bekleme kararı almıştım.

Onu okulumuzda ilk görüşümü anımsıyordum. Birlikte dans ederken adını ilk defa kendi sesinden duyduğum anı, her okul çıkışı eve birlikte yürüyüşümüzü ve dahası..

Seviyordum işte.

Bir gece balkonumda otururken, dışarıdan gelen şarkıyı işittiğim sırada fark etmiştim bunu ve ona olan sevgimi, aşkımı, ona da söylemeye karar vermiştim.

Bir anda.

Daha fazla beklemeden zile basmış ve kapının açılmasını beklemeye başlamıştım.

Heyecanımdan ne yaptığımı bilmiyordum ve beklerken içimden saymaya başlamıştım. Ne zaman ki on ikiye gelmiştim, o an açılmıştı önümdeki kapı.

Apartmanın içine girdiğimde daha da artan heyecanımın azalması ümidiyle, çıktığım merdivenleri de saymaya başlamıştım.

Yirmi yedi basamağın ardından varmış olduğum kapının önünde, derince bir nefes alıp, vermiştim ve hayır, hâlâ sakinleşebilmiş değildim.

Elimi yumruk yapıp kapıya yaklaştırdığım sıra, kapı yavaşça açılmıştı ve ben bunu beklemediğim için şaşkınlıkla kalakalmış, elimi aşağı indirmeyi iki saniye sonra akıl edebilmiştim.

"TaeTae?"

Onca yılın ardından karşımda onu görmeye alışmıştım.

Yani, alışmış olmalıydım, öyle değil mi?

Değil mi kalbim?

Nefesim, onu karşımda gördüğüm an kesilmiş gibiydi ve sadece öylece duruyordum.

O, birden bire habersizce evine gelmiş bana şaşkınlıkla bakmaya devam ederken, kendime tekrardan gelebilmek adına yavaşça yutkunmuştum.

"Selam," Gözlerimi kapatmış, içimden kendime defalarca küfür etmiştim.

Cidden mi Taehyung, sadece basit bir 'selam' mı diyebildin?

Ardından gözlerimi açıp, dilimle dudaklarımı ıslatmış ve ona doğru şapşal bir şekilde gülümsemiştim. "Ben geldim."

Beynim, beni  'mantı yemediğin için mantıklı olamıyorsun Taehyung' der gibi saçma sapan yönlendirmeye devam ediyorken, Jimin kıkırdamış ve beni tekrardan kendime getirmişti.

Sanırım bu hâllerimin nedeni belliydi; ben kör kütük sarhoş olmuştum.

Jimin isimli, şaraba bulanmış bu küçük çocuğa; kör kütük bağımlı olmuş bir sarhoştum.

Ben hâlâ boş gözlerle ona gülümseyerek bakmaya devam ediyorken, Jimin bir anda ikimizin de bulunduğu yerin farkına varmış ve kapının önünden biraz kenara çekilmişti.

"Ah aptal ben.. Kapıda kaldık, içeri geçmek ister misin?"

İsterdim tabii ki, buraya onun için gelmiştim.

şaraba bulanmış küçük çocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin