MADARA

5 0 0
                                    

Balkona her bakınmak veya sigara içmeye çıktığımda sokaktaki kedilerin dahi eşi,arkadaşları olduğunu görmek bir nebze beni neşelendirmesine rağmen , bazen kaldıramadığımı hissettiğim vakitler de oluyor. Güzel bir kız gördüğümde, gülüşen arkadaşlar , sevgililer ; herhangi tek kişiden oluşmayan insan topluluklarına çok imrendiğimi ne yazık ki kendimden hiçbir zaman saklayamıyorum. 'kendime yalan söyledim' isimli şarkıyı her dinlediğimde bu sanki daha çok sormama sebep oluyor. 3 seneyi geride bıraktığım bu küçük şehrin üniversite mahallesinde devamlı rutine bağlamış bir şeklinde gruplarda insanlar yer değiştirirken , 3 seneyi aynı arkadaşlar ve aynı yaşantıyla sürdürdüğümü fark ettim. Yeni hevesler etmekten bahsetmiyorum burada. Zaten hevesim aklımın bana laneti olan bu kötü bağırsak hareketleri herhangi bir şeye heves etmemi neredeyse engelliyor. Sağlıklı insanların normalde de yaptığı dışarı çıkıp gezebilmek , mahallemize yarım saatlik otobüs yolculuğuyla gidilebilen sahillere , tatil kasabalarına gidebilmek benim için resmen bir mücadeleyi , çok zor bir psikolojik savaşı ve yanında psikolojik hazırlanmayı da getiriyor. Yeni insanlar tanımak isteyişim ; daha çok artık sevebileceğim sokakta gezerken ellerimden tuttuğum ipleri bırakıp biraz onun elini tutabileceğim birini kapsıyor. Çekingenliğim ve özgüvenimin yerle bir olmasından hiç bahsetmiyorum bile. Yazıldığım spor salonuna dün gittim ; ki bu büyük bir başarıdır benim nezdimde , koşu bandında koşmaya alışmam kendim motive edip sporla ilgilenmem dahi yaklaşık 5-10 dakikamı almıştı. İnsanlar içinde aktiviteler yapmak , en azından düzenli okula,spora, işe giden insanlarla aynı ortamda bulunmak dahi üzerimde müthiş bir baskı yaratıyor. Fazla dolu bir kafeye gittiğimde her an tuvaletim gelecek ve o anda birisi tuvalete benden önce girecek veya tuvalet dolu olacak korkusuyla resmen diken üstünde yaşıyorum diyebilirim. Aileme söylediğim 'hı hı okula gidiyorum anne' minvalinde türlü türlü yalanlar, gitmediğim için çektiğim vicdan azabı ve geçen 3 senede gördüğüm gibi insanların ilk geldiklerindeki o toyluğu yavaş yavaş attıklarını görüp artık aralarına katılamayacağım düşüncesi ile kendimi kahrediyorum. Mükkemmeliyetçilik akıl sınırlarımı sonuna kadar zorluyor. Okulum 17.20 de bittiği günlerde saat 11'de kalkmış olsam dahi sabah dersine gitmediğim için 'neyse bu günde geçti yarın kalkıp gideceğim' deyip tekrardan bu kendi içinde işleyen, döndüğü yerde asla bir adım ileriye gidemeyen çarkımda kalmaya devam ediyorum. Oysa bu sene okula gidecektim , yeni arkadaşlar edinecek ve mücadele edecektim. Kendimi ne kadar zorlasamda bu en az ilk zamanlar kadar zor. Kitap bile sipariş etmiyorum okumak için ; ki çok istememe rağmen. Kendimi kandırış yöntemim adeta hakaret gibi

İç ses: Bu gün günlerden Salı , sipariş etsem... iki güne gelse... ya sabah getirirlerse ? Sabah okulda oluyorum şimdi bir de onunla uğraş git gel neyse daha uygun bir zamana erteliyeyim.

Evet , aynen bu şekilde diyorum kendime ve yaklaşık 3 haftadır her gün evdeyim ve okula gitmiyorum. Aslında sipariş etmiş olsam çoktan elime geçmiş , hatta belkide okuyup bitirmiş dahi olacaktım. Ama kendimi kandırıyorum. Senelerce kendimi kandırdım aynı şekilde. Yaşadığım ve kendime yaşattığım sorunları hep bir başkasına yıktım , sanki benim sorunum değillermiş gibi. Aslında şöyle bir etrafıma baktığımda sadece sorunumda başbaşaydım , beraberdim onunla. Evet kabul etmediğiniz sorun aslında size ait ve sizinle. Bu sorun ne şekilde kazanılmış olursa olsun, kim tarafından başınıza gelmiş olursa olsun bu sorun artık sizin ve düzeltmek için sizin uğraşmanız gerekiyor değil mi?

Hayır öyle yapmadım yaklaşık 2 sene boyunca 'şu yüzden oldu , bundan bundan oldu , böyle olmasa şöyle olmazdı ' gibi sorunumu kabul etmeyen , devamlı dışlayıp, hiç çözülmeyecek raddeye gelene kadar bu davranışımı devam ettirdim. Ta ki bu seneye kadar. Çözüldü mü diyorsanız , hayır çözülmedi. Hâlâ daha hayatıma zorluk çıkarmaya devam ediyor. Benim ''Huzursuz bağırsak sendromu'' diğer adı ile ''ibs(irritabl bağırsak sendromu)'' rahatsızlığım var. Üniversitede hazırlık okuduğum sene (2015-2016) gayet rahat sağlıklı bir vücudum , liseden yeni çıkmış aklı ve gönlü karmakarışık duygusal çöküşler ve bazı travmalar yaşamış bir ruh halim vardı. Bu sene herşey normaldi. O senenin yazında haber aldığım bir şey sonucu olduğunu düşündüğüm bu hastalık şu şekilde gelişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 11, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MADARAWhere stories live. Discover now