3.4

7.9K 503 253
                                    


Dark Red | 2. Sezon.

Sevmek bazen insana acı verir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sevmek bazen insana acı verir.
Ve bazıları yokken bile vardır, fazlasıyla vardır hemde.
Sadece kalp acısı olarak vardır, kırıktan sızan hayal kırıklığı, öfke ve boş hissiyatsızlık...

6 hafta sonra...

"Görüşürüz, Alice! Bende seni seviyorum!" Hala gitmediğini ve on metre öteden bana ağlayarak baktığını gördüğümde kahkaha atarak ona öpücük yolladım. "Uçağı kaçıracaksın, git artık! İyi olacağım! Don't worry, sister!"

Üzgünce arkasını döndüğünde biletini kadına verip uçağı bekleyecekleri salona doğru adımlamaya başladı. Arkasından gözden kaybolana kadar onu izledikten sonra dolan gözlerimi silip arkamı döndüm ve Jisoo'nun üzgün bakışlar atarak beni beklediği çıkışa doğru ilerledim.

Alice sözünde durup yanıma gelmişti, iki haftalığına. Ve bugün Avustralya'ya dönüş günüydü çünkü uğraşması gereken bir sevgilisi, özlem giderip benimle ilgili rapor vermesi gereken bir ailemiz ve en önemlisi, kariyeri vardı. Gelmeyecekti, çünkü dediği gibi, patronu izin vermemişti fakat... Benim durumum onu gelmeye ikna edip, patronuna yalvarması ve izni alabilmesini icat etmişti.

Benim durumum...

Jisoo'nun yanına yavaş adımlarla gelip neredeyse bomboş olan havalimanından çıktığımızda dışarıda yolumuzu gözleyen birkaç muhabire yakalanmıştık fakat umursamadan arabaya doğru ilerledik. Kumandayla kapıları açıp sürücü koltuğuna oturduğumda Jisoo'da yanımdaki yerini aldı ve gazı kökleyip şirkete doğru sürdüm.

Evet, bir ehliyet almıştım, sonunda. Biraz değişimler olmuştu, hayatımda. Biraz değil, belki de köklü değişimler.

Bahsetmesi ve kabullenmesi zor olan değişimler...

"İyi misin?" dediğini işittiğimde bir anda kendime gelip istemsizce sağa doğru bükülen direksiyonu düzelttim ve tebessüm ederek ona baktım.

"Sadece Alice gittiği için biraz duygusallaştım, önemli bir şey yok."

Var.

"Alice'ten bahsettiğimi kim söyledi?" dediği anda gözlerimi yola tekrardan odaklamıştım bile. Rahatsız hissediyordum.

"Bu konuyu aştığımızdan ve artık bahsetmeyeceğimizden söz ettiğimizi hatırlıyorum?" dediğimde direksiyonu sıktığımın farkında değildim. Ellerimi gevşetip arkaya yaslandım ve gaza biraz daha yüklendim. Jisoo'nun gözleri bendeydi.

"Aşmamışız demek ki, Chaeyoung, cidden iyi misin?"

Tanrım, bu konu da ne ara açılmıştı?

Her araba yolculuğumuz benim aptal anılarımla mı dolu olacaktı? Hayal kırıklığı ve pişmanlık dolu anılarım?

Samimiyetsizce gülüp alt dudağımı dişledim, sinirlerim bozulmuştu. Bu konuyu konuşmak istemiyordum, sonsuza dek susabilirdik hatta. Ne o, ne ben, ne de bir başkası, artık böyle durumlar yoktu; kafam rahattı. Neden bu konuyu irdeleyip kafama tekrar sokuyordu ki?

red | jungkook • roséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin