Billie Eillish ; Ocean Eyes
ŞAPŞAL
"Harika gözüküyorsun."
Cas kravatımı düzeltirken hala stresten dolayı avuç içimin terlediğini hissediyordum. Onun, Ellen ile tanıştığını biliyordum. Hatta Sam ile tanışmış ve Sam ile çok iyi arkadaş bile olmuştu. Ama ben onun hiçbir aile üyesi ile tanışmamıştım.
"Ya benden hoşlanmazlarsa Cas... Cas ya ani evlilik kararımızdan dolayı bizi yargılarlarsa? Ya homofobiklerse!"
"Dean sakin ol. Homofobik falan değiller." dudaklarıma doğru parmak uçlarında yükselip öpülmekten şişmiş dudaklarıma bir öpücük kondurdu. " Olsalardı seni onlarla tanıştırmazdım zaten beni anne babamın yaptığı gibi kabullenmezlerdi. Michael biseksüel ve Michael'ın babası eyaletler arası lgbtq+ avukatlığı ile uğraşıyor."
Bunu bana sürekli hatırlatsa da sürekli geriliyordum. Sürekli kötü ihtimalleri düşünüyordum ve bunun bana yararının dokunmadığından da neredeyse emindim. Biz Castiel ile eskiden Jo ile bana ait olan odanın ortasında durup smokinimi ayarlamaya çalışırken bir süredir bizde kalan Charlie kapıyı çalmayı zahmet etmeden kapıyı gürültülü bir şekilde açtı.
"Basıldınız Şıllıklar! Durun bir saniye siz ... sevişmiyorsunuz?"
"Tanrı aşkına Charlie odamdan defolur musun! Kapı çalmak diye bir şeyden haberin yok mu senin?" Charlie histeriklice kıkırdaya kıkırdaya kapıyı çarpıp dışarı çıktı. Onun gitmesiyle tuttuğumu bilmediğim nefesimi dışarıya verdim.
"Dean sakin ol. Çok gerginsin." Ayna ile arama geçtti ve yüzümü elleri arasına aldı. "Charlie'nin kalbini kırmış olabilirsin. Şu an için sadece bununla endişelen tamam mı gün ışığım?" Dudağıma minik bir öpücük kondurdu ve alınlarımızı birleştirdi. Sanırım bu bizim özel hareketimiz olmuştu.
İlk öpüşmemizden sonra, ilk sevişmemizden sonra, ona evlenme teklifi ettiğimde her gergin olduğumuzda alınlarımız birbirlerini buluyordu. Gerçekten de işe yarıyordu ama. Kendimi dünyanın en güçlü adamı gibi hissettim. Zaten belki de Cas yanımdayken öyleydim.
Alınlarımızı ayırdı ve benden uzaklaşıp beni tepeden tırnağa bir daha süzdü. Dudaklarını aralayıp beni süzüşünü bir görseler... Bir sanat eserini inceliyormuş gibi bana bakıyordu. Umarım bunu, Castiel'ımı hak ediyorumdur.
"İşte böyle... sakinleş. Seni yargılamayacaklar söz veriyorum. Sadece bir iki kadeh şampanya kaldırırız ve ortamdan tüyeriz tamam mı bebeğim."
Ben, Dean Winchester, Cas'in bana bebeğim demesine bir bakire gibi kızarırken utançtan yerin dibine giriyorum. Ama belli etmemeye çalışmalıyım sanırım. Evet kesinlikle. Bekle ...sırıtıyor mu o?
Aramızdaki minik mesafeyi kapatıp kişisel alanımı her anlamda ihmal ediyordu. Dudaklarımız arasında belki bir-iki inç vardı. Emin olun ki fazlası değil. Benim ne kadar tahrik olduğumu biliyor ve bunu üzerimde kullanarak gerginliğimi yok etmeye çalışıyor. Tek sorun; aç iken ben ben değilimdir. Ve şevhet bence bir açlıktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekçi Dükkanı //DESTİEL
Fiksi PenggemarDean Winchester, sevgilisine çiçek almak için girdiği çiçekçide kararlarını ve cinsel seçimini sorgulamak zorunda kalır.