Gizem
Sinirle Çağrı'nın odasından çıktım. Zaten staj konusunda bana danışmadan karar vermesine sinirlenmiş iken her şeyi Zehra' ya anlatması bardağı taşıran son damla olmuştu. Evet intikam istiyordum ama bunun için Çağrı' nın bu gelgitli hallerine katlanmaktan sıkılmıştım. Sonuçta farklı bir şeklide de intikamımı alabilirdim. Aklım çok karışıktı. Çağrı neden bana böyle davranıyordu? Zehra gelmeseydi ne söyleyecekti? Sorularım cevapsız kalmıştı. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan Berk di.
- Alo. Gizem nerdesin? İşe gitmemişsin, Sinem söyledi.
- Evdeyim. Kendimi iyi hissetmiyorum o yüzden izin aldım.
- Tamam bizde Sinemle çıktık, sana geliyoruz. Merak ettim seni, Sinem de merak etmiş.
- Yok ya gerek yok gelmenize o kadar da kötü değilim biraz dinlenirsem geçer.
- Emin misin? Bak istersen gelebiliriz.
- Gerçekten gerek yok siz keyfinize bakın.
- Peki sonra görüşürüz o zaman. Seni seviyorum.
- Görüşürüz.
Bir de şu halde onların yapmacık ilgileriyle uğraşmak istemiyordum. Berk ile Sinem' in başbaşa zaman geçirmesi için fırsat verdiğimi biliyorum. Ama zaten eve de yakın değildim benden önce eve ulaşırlarsa yalan söylediğim anlşılırdı. Yani buna mecburdum. Eve girdiğimde kendime bir kahve yaptım ve masama oturdum. Her şey üst üste geliyordu. Şu an onları el ele göz göze hayal etmekten kendimi alamıyordum ve bu sanki kalbim patlayacakmış gibi hissettiriyordu.
Bazen anlayamıyordum insanları, düşünüyordum neden? Bu sorunun cevabı yok. Berk neden Sinemle sevgili olmak yerine beni kullandı? Ona neden onu sevdiğini söylemedi? Ayça neden Çağrı' yı aldattı. Neden bir insana sevgin yoksa onunla beraber olmaya devam edersin? Buna nasıl katlanırsın? Yalan söyleyip numara yaptığım Berk' e kızgın ve kırgın değilmiş gibi yaptığım şu kısacık sürede bile o kadar zorlanmıştım ki insanların bir ömür bir şeyleri - mış gibi yapmasını analayamıyordum. Neden insan kendine böyle bir işkence yapar ki?
Belki de onlar için - mış gibi yapmak zor değildi. Ya da o kadar çok yapmacık davranıyorlardı ki bir süre sonra kendilerine bile normal gelmeye başlıyordu bilemiyordum. Ama konu aşk olunca hiç bir mantık yoktu. İnsan sevmediği bir insanın yanında hiçbir sebeple seviyormuş gibi durmamalıydı bence. Hem kendi mutsuz olur hem de ne kadar saklamaya çalışsa da eninde sonunda sevilmeyen insan anlardı sevilmediğini ve daha da çok yanardı canı tıpkı benim gibi kalbi patalayacakmış gibi hissederdi. Sonuçta seviyor gibi yapanın zamanı, belki verdiği emekler boşa giderdi, sevildiğini sananın ise duyguları. İkisi de zararlı çıkıyorsa bu ilişkiden neden?Yine kendi kendime konuşmaya başladığımı fark ettim. Önümde sadece kahve fincanım vardı. İçi de kahve doluydu. Anlaşılan ben kendi kendime konuşurken soğumuştu. Artık onu içmezdim. Çünkü ben sıcak kahve severim. Ama soğuk kahve seven biri içebilir diye düşündüm. Nedensizce kahveyi Berk 'e benzettim. Benim için eskiden sıcaktı, zevk alırdım onunla beraber sahil yollarında gezmekten, kitap okumaktan, hatta tartışmak bile güzeldi. Ama o artık soğuktu. Benim sevdiğim dürüst, anlayışlı, eğlenceli insan değildi. Bir kadını aldatabilecek kadar aşağılık biriydi ve Sinem de beni onunla aldattığı için doğal olarak onun nasıl biri olduğunu biliyor ve onu seviyordu. Yani o soğuk kahveyi seviyordu. Benim ise soğuk kahveye yapacağım şey ancak onu dökmek olabilirdi ki masadaki kahveyede bunu yaptım. Evet yapmam gereken bu kadar basitti. Neden onu hala hayatımda tutup acı çekiyordum ki?Ona acı çektirip hayatımdan çıkarmalıydım. Sonuçta o bana çok zarar vermişti, benim duygularım incinmişti. Onunkiler de incinmeliydi. Bir an önce yapmalıydım bunu ama nasıl? Çağrı ile yaptığım plan da yoktu artık. Yeni bir plan yapmalıydım.
Berk
Gizem son zamanlarda değişik davranmaya başlamıştı. Sürekli benimle vakit geçirmek isteyen kız şimdi benden kaçıyordu sanki. Onu özlemiştim. Bana sevecen, çocuk gibi heyecanla bakan bakışları gitmişti ya da bilmiyorum ben öyle sanıyordum. Belki de sadece yorulmuştu. Kolay bir hayatı yoktu sonuçta. Her şeyle tek başına mücadele etmişti hep. Tabi ben hayatına girince beraber aşmıştık zorlukları. Ama onu yoran bana anlatmadığı şey ne olabilirdi ki? Yoksa Sinem' i mi öğrenmişti? Hayır olamaz. Eğer öğrenseydi gelip bana hesap sorardı, bağırıp çağırırdı, kendine bile zarar verebilirdi ama susup hiç bir şey olmamış gibi davranmak Gizemlik bir hareket değildi. Onu çok iyi tanıyordum ve çok seviyordum. Ama Sinem her şeyi berbat ediyordu. Bana karşı ilgisi olduğunun farkındaydım ama Gizem onu çok seviyor diye bir şey söyleyemiyordum ta ki Gizem' in doğum günü için birlikte hazırlık yaptığımız güne kadar. O gün arkadaşlarla içmiştik ve baya sarhoştum, eve gidecektim ama Sinem arayıp Gizem' in doğum günü için hazırlık yaptığını söyleyip yardım isteyince onun yanına geçtim. Ne olduysa orada oldu. Sinem' in bana karşı hislerini itiraf etmesi bana yaklaşıp anlayamadığım bir şeyler daha söylemesi ve içkinin de verdiği duygu karmaşasıyla bir anda Sinem' in dudaklarına yapıştım. Sonra ne halt ettiğimi anlayıp hemen çıkmıştım oradan ama artık çok geçti.
Bana o kadar yakınlaşınca
onun ne söylediğine bile dikkat etmemiştim. Ama o bu konuyu çok ciddiye almış gerçekten onu sevdiğimi düşünüyordu, Gizem den sadece ona acıdığım için ayrılamadığımı ve ben ayrılmazsam benim için bunu onun yapacağını söylüyordu. Her şeyi yalan yanlış anlatmasını istemediğim için onun yanında durmak zorunda kalıyordum. Gizem den kendim ayrılacağımı ve bana biraz vakit vermesini istedim. Tabi ki böyle bir şey yapmayacaktım ama Sinem den kurtulmak için plan yapmam gerekiyordu ve bunun için zamana ihtiyacım vardı. Hala bir plan yapabilmiş değildim. Ve ne yazık ki Sinemle Gizem çok yakın oldukları için Gizem' i her görmek istediğimde Sinem karşıma çıkıyordu. Bugün de Sinem ile karşılaşmıştım. Beni artık ayrılmam için zorluyor ve Gizem' e gitmeye ikna etmeye çalışıyordu. En sonunda ya sen söylersin ya da ben şimdi gidip her şeyi anlatacağım diyince mecburen Gizem' i aradım. Neyse ki dinleneceğini söyledi ve bizi istemedi. Böylelikle bugünü de atlatmıştım. Artık Sinem' i hayatımdan çıkarmak için iyi bir plan yapmak zorundaydım. Gizem' i çok seviyordum ve onu kaybetmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ACIDIR (DÜZENLENİYOR)
RomanceAcılar içinde kıvranırken bir ışığa tutunursun. Dünyan bu ışıkla aydınlanır. Sonra o ışığı kaybedersin. Anlarsın ki o ışık sahteymiş. Bir ilizyon gibi var olduğunu sanırsın ama yoktur. Bu sahteliği anladığında ise geriye sadece acı kalır. Aşk o ışık...