[Kedinin büyümüş hali/daha büyümedi]
Babasının ona seslenmesiyle merdivenlere yönelen Jennie, kulaklığından gelen sesle beraber kafasını sallıyordu. O gerçek bir bağımlıydı, günün her saniyesini telefonuyla geçirebilecek potansiyeli vardı.
Eliyle kulaklığı çıkartmasını işaret eden babasına göz devirdi ve sağ kulağındakini çıkarttı, "Ne var?"
Babası en içten gülümsemesiyle kızına baktı.
"İş arkadaşımın çocuğu Yoongi, hani geçen sene cenazesine gittiğimiz. Heh işte onun oğlu bir süre seninle aynı okula gidecek."
Jennie babasına boş boş baktı ve konuştu, "Peki bundan bana ne?"
Babası derin bir nefes alarak devam etti, "Peki kucağımdaki bu şirinlikle tanışmak ister misin?" Jennie daha dikkat bile etmediği kediyi görünce koşarak babasının yanına gitti.
"Kedi öyle tutulmaz baba!" Kediyi yavaşça kucağına aldı ve kafasını okşadı. Kedi daha ilk saniyeden mırlamaya başladı. Babası sırıttı ve konuşmaya devam etti,
"Bugün sana tatil olsada benim gitmem gerekiyor. Gece geç gelirim, iyi geceler."
Jennie babasını takmadan kediyle beraber odasına gitti ve kediyi yatağına bıraktı.
Yoongi'den
Babasıyla anlaşmıştık, her akşam ona rapor verecektim. Bir dakika... Adı neydi şunun? Jeny? Odur herhalde.
Aish! Bu salak neden beni kucağına aldı? Her neyse, tatlı ol ve mırla Yoongi; senin işin bu.
Kızın bana gülümseyişi çok güzeldi, ilk defa birisi bana bu kadar içten gülümsüyordu...
Gözlerinin çekikliğine karşı mavi oluşu, ben Batı geni taşıyorum, diyordu. Açık kumral saçları ve açık teniyse onun Asyalı yönünü gösteriyordu. Güzel bir kızdı ve aşağıdan bakınca göğüsleri oldukça dolgundu.
Beni odasına götürdü ve yatağına bıraktı. Ardından bilgisayarının başına oturdu. Evi tanımak için iyi bir fırsattı ama üşeniyordum...
Yataktan indim ve miyavladım, ilgisini çekmeliydim ki bilgisayarı bıraksın.
"Efendim minik oğluşum?" Bir kez daha miyavladım ve kendimi yere atıp döndüm.
"Oyun mu istiyorsun?" Yok, çişim var aq
"Gel bakalım" Bir kez daha kucağına aldı ve yatağa bıraktı. Ardından yanıma yattı ve elini topmuşçasına ileri geri oynatmaya başladı. Patimi attıkça geri çekiyordu, lanet olsun onu yakalayacağım! Hızlanmamla hızlanmıştı ve evet, yakaladım! Elini aldım ve hafifçe ısırdım. Şah mat kızım ben kazandım!
Ama bu beni yine kucağına aldı, olmuyor böyle... Aish! Alnımı mı öptü bu şapşal?
Bir kez daha miyavladım ve kucağından atladım, bu kadar sevgi yeterliydi değil mi?
[1 saat sonra]
Jennie telefonuyla oynarken evi gezmiştim ve şimdiyse yatakta yatmış Jennie'yi izliyordum. Bir kâğıt almıştı ve bir şeyler yazıyordu. Sonrasında kâğıtta yazanları daha küçük bir kâğıda geçirdi, galiba kopya çekecekti.
Kağıdı küçücük olacak şekilde katladı ve sandalyesinde asılı olan hırkasının koluna koydu. Onun bu hareketiyle yataktan kalktım ve yanına gittim, acıkmaya başlamıştım...
