6: Müzik

5.7K 347 152
                                    

    ~Rose~

   Sabah uyandım ve saate baktım. Ne? Geç kalmak üzereyim.

   Banyoya girip ve rutin işlerimi halledip çıktım. Annem kahvaltı hazırlıyordu. Ama anlaşılan yemeyecektim.

  "Anne, geç kalmak üzereyim. Okulda atıştırırım. Şimdi çıkmam lazım, bay." dedim ve annemin bana verdiği parayı alıp evden çıktım.

   Okula geç kalmak üzereydim, bu yüzden adımlarımı hızlandırdım.

   Okula geldiğimde herkes yine bana bakıyor ve alay ediyordu. Tabi karşıda Jimin tayfası da vardı.

  "Hey, gelene bakın. Park Rose!" dedi Seokjin ve bütün herkes gibi o da gülmeye başladı.

  Bense yine tepkisiz yürüyordum. Sınıfa geldiğimde herkes benimle alay etmeye başladı. O sırada içeri dün tanıştığım kadın, yani Soo-Min hoca girdi. Bütün sınıfa göz gezdirdi ve en son gözleri beni buldu. Bana tebessüm etti ve bende ona tebessüm ettim. Sonra oturmamızı söyledi ve herkes oturdu.

  "Tanışmaya ne dersiniz? Benim adım Soo-Min. Yeni müzik öğretmeniniz." dedi. Demek ki müzik öğretmeniydi.

   Herkes ile tanıştıktan sonra derse geçti.

  "Hanginiz müzikte iyisiniz?" dedi. Aslında müzikte bayağı iyimdir. Ama kimse el kaldırmadı ve hocanın gözleri beni buldu.

  "Chaeyoung, senin müzikle aran nasıl?" dedi içtenlikle tebessüm ederek. İsmimin Chaeyoung olduğunu, sanırım öğretmenler odası gündeminden öğrenmişti ismimi.

  "İyi," demekle yetindim sadece. Çünkü sınıfta ki hiç kimse benim müzik aleti çaldığımı bilmiyor.

  "Hangi enstürmanları çalabiliyorsin?" dedi.

  "Piyano, gitar, keman, klarnet ve fülüt." dedim. Ben bunları derken herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu ve hocada aynı şekilde. Ama bu durumu bozan kişi You-Jung oldu.

  "Madem bunları biliyor, kanıtlasın. Nereden bilebiliriz bildiğini?" dedi. Aslında doğru, kimse benim boş derslerde müzik odasına gidip, enstrüman çaldığımı bilmiyordu. Sonra hoca da konuştu.

  "Bende merak ettim. Hadi, müzik odasına gidelim." dedi ve hep beraber müzik odasına gitmek için yürümeye başladık. Ben heyecanlıydım. O sırada You-Jung geldi ve kulağıma eğildi.

  "Rezil olmaya hazır ol, EZİK!" dedi. Heyecanımın üzerine birde gerginlik eklenmişti. Ama yapacağıma inanıyordum.

   Müzik odasına gelmiştik ve ben piyanonun başına oturmuştum. Herkes çalmamı bekliyordu. Ben, önce hocaya baktım. Güven vererek bakıyordu. Sonra sınıfa döndüm. Merakla bekliyorlardı. Sonra derin bir nefes alıp çalmaya başladım.

   Herkes bana şaşkınca bakıyordu. Hoca da dahil, ama You-Jung sinirle ve kıskançlıkla bakıyordu. Sonra konuştu.

  "Hadi, diğerlerini de çal da görelim." dedi. Ben de önce hocaya baktım. Başıyla onayladı, bende kemanı elime aldım. Yine derin bir nefes aldım ve ruhu dinlendirecek bir biçimde parça çaldım. Herkes You-Jung'un yanıldığını görünce alay etmeye başladılar.

  Hoca, sınıfın sessizliğini sağlayınca herkes sustu. Gerginliğini atan ben, bu sefer de gitarın başına geçtim ve çalmaya başladım. Herkes ritimde sallanıyordu. Ben, bitirip bi sefer de klarneti çalmaya başladım. Herkes hayranlıkla dinlerken, ben daha da mutlu oluyordum. Ama You-Jung için aynı şey söylenemez.

  Son olarak da fülütü elime aldım ve çalmaya başladım. Birkaç hafif tonda birleştirdiğim parçaları çaldıktan sonra bitirdim ve hocanın önünde eğilerek son verdim.

EZİYET | RosMin [Düzenleniyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin