"Seninki silikon muydu ya?"

594 69 6
                                    

Arkadaşlar çook özür dilerim. Geçerli sebeblerim vardı gerçekten. Geldi....

Asuman, giymiş olduğu hardal rengi ve oldukça kısa elbisesiyle, karşı tarafın müdür ve yardımcısına şirketimizin prensip aşamalarını anlatıyordu. Adamların dikkati olduğu gibi Asuman'da. Ayağa kalksa da, elbise nasıl duruyor görsek diye düşünüyorlar kesin. Erkek milleti sonuçta! Bana da hardal renginde kravat almış, onu taktırdı. Birimiz çok güzel olurken, diğerimiz de sadece "çok" eki kaldı. Onunda önüne ne kadar olumsuz ifade varsa kullanılır. Hardal ne ya? Ben onun sosunu seviyorum.

"Harun Bey, siz de bir şey söylemek ister misiniz?" dedi, Asuman. Bu demek oluyor ki: "Ben tüm kredilerimi kullandım, sıra sende"
"Yoo, Harun Bey'e gerek yok Asuman Hanım. Biz sizden yeterince bilgi aldık. Kabul ediyoruz. Umarım iyi bir ortalık olur." denilip, imza atıldı. Üç gün bizi peşlerinde koştururlar diye düşünmüştüm ama Asuman nefes almadan, Ceza'ya kök söktürecek şekilde olayları anlattı. Hatta adamlar bir ara, 'nefes alsa da araya girsek şu sorum kaldı' diye düşünmüş olabilir, şahsen ben düşünürdüm. Adamların sorabileceği her aşamayı düşünmüş. Hatta adamların sorma gereksinimi duymayacağı her aşamayı bile düşünmüş. Ben adamların yerinde olsaydım, diğer iş görüşme ve bilgi edinme işlemlerine giderken Asuman'ı paket yapıp yanımda götürürdüm. Özellikle çalışmadığı yerlerden sordururdum. İnsanları batırırırdım. Kısa sürede hem milyoner hem kafadöner olurdum. Çünkü Asuman'ın "susma" gibi bir özelliği yok. Hani bazılarında o özellik vardır, sonradan bozulur, arıza yapar, tökezleyip durur, "Lan bir şey oluyordu bu konuşma anlarında ama ne?" diye aklına gelir, "Sustum mu la ben hiç?" diye kendini sorgular ya haaah işte Asuman'a o özellik hiç yüklenmemiş. Çalışan bir versiyonunu Asuş'a ekleyip crack yapacağım ama veri tabanında "öyle bir işlenim yok, hata.dll, 404 found" diyor.

Asuman, el sıkışmak için sonunda ayağa kalktı ve adamlar da sekiz yüz saattir merak ettiği manzarayı görebileyazdı. Ben önlerine geçmeseydim.
"Asumancığım, sen böyle geç istersen." Omuz silkip, masanın tümsek kısmının arkasında durdu. Adamları iki dakika da mora çevirdim. Yüzleri kıp kırmızı oldu, ee takım elbiseler de mavi olunca otomatik olarak morardılar. Canlarım benim. Bu taktiler benim gibi kaç yıllık abazaya söker mi? İşini profesyonelce yapan adamım ben. Eller sıkışıldı, adamlar gönderdili ve bir başarıya daha imza atıldı.

"Bir tane daha başarıya imza atmak ister misin?"
"Neymiş o?"
"Nikah defterine imza atmak. Ama eş adayın ben olmalıyım."
"Sen benim aday adayım bile olamazsın. Eş'in yanına şek getir, sen onunla eş ol. Pis sapık."
"Kızım dur bir ya, soğu ya..." Asuman'a bir şeyler gevelemeye çalışırken saat üç yönünden bir kaç tane karşı cinsin Asuman'ı kestiğini gördüm. Hımm... Çok kaslısınız. Yumurta fiyatını yükselten varlıklar bunlar. Günde en az 8 haşlanmış yumurta görmüyorlar. Utanmasalar tavuğun götünü ağzına yapıştırıp o şekilde gezecekler. Sizi zekamla yenmem gerekiyor çünkü benim hafta da bir kez gittiğim kaslı kollarım sizi ezemez... Hava civaya da gerek yok durduk yere dedim ve Asuman'a daldım.
"Gel kız sana sarılayım tebrik edemedim, işi aldın tebrik ederim." Kızın omurga kemiklerini avuçladım resmen. Utanmazsam kemik dizaynını kendi kafama göre baştan sıraya dizeceğim. L4 kemiklerini sımsıkı tuttum bırakmıyorum.
"Ulan, hoşt! Ayırdın kemiklerimi!" Asuman bir yandan benden ayrılmaya çalışıyor, bir yandan da hareketleri dilinden düşürmüyordu.
"Dur bak masaj yapıyorum ben. U.K masajı bu."
"Sen Britanya'nın nerede olduğunu bilmezsin be!"
"Onu bilmeyeceğim ünlü masajını bilmeyeceğim anlamına gelmiyor." Böyle bir masaj yok. Aklıma o ülke nasıl geldi hiçbir fikrim bile yok. Daha önce böyle bir bilgiye sahipmişim, ondan da haberim yok. Demekki beyin sitres anında depolanan bilgileri çıkartıyor. En sonunda anladılar, çünkü Asumanla iç içe geçeceğiz birazdan. Ben bile bir an "acaba sevgili miydik lan biz?" şeklinde düşündüm. Önlerine döndüler. Hemen ayrıldım.
"Yeter bu kadar, gerisi ücretli."
"Aynen kemik ücreti verecektim. Bir kaç tanesi kırıldı galiba."
"Ama iyi gelmedi mi? Kabul et bak."
"Pirzola et gibi ayırdın lan beni. Ne iyisi?"
"Sana da iyilik yaramıyor kızım. Yorulmadık mı ya?" Konuyu değiştirmezsem şuralara bir yerlere bayılacağım.
"Uyuyalım bence, yarın sabah tatilin tadını çıkartırız. Seninle genelde bir şeylerin boku çıkıyor ama."
"Ne kadar ayıp. Hadi gel, kaslı kollarımdan yer ayırttım sana. Deniz manzaralı. Uyu orada."
"Avcunu yalaaaarsın,"
"Sen bilirsin kızım. Doğal kas bunlar. Doğal proteinle oldu şişirme değil yani."
"Sen onu beyninde kullanmışsın."
"Senin silikon muydu ya?!"
"Haaaarun!" deyip, tokatı yapıştırdı ağzımın ortasına. Asuman'ın silikon muydu bilemem ama benim dudaklarım botokslu oldu şuan. Ne oldu be? Ne dedim şimdi?!

Şerefsizsin çünkü, yaparsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin