8

208 17 14
                                    

Taeyung ve Jimin, üçlünün oturduğu masaya selam vererek oturdu. Tepsilerini yerleştirirken bir yandan da selam verdi:

"Selam, ben Teahyung. Seni tanıyorum, şu meşhur rapçi Yoongi'sin. Bu arada performansına bayıldım. Tekrardan tebrik ederim." Bir es verip yana döndü, "seni ise tanımıyorum."

"Ben Hoseok, memnun oldum."

"Ben de Jimin, tanıştığımıza memnun oldum. Yoongi ile daha önce tanışmışık."

Yoongi yandan baktı hafifçe gülümseyerek. Kendini biraz tuhaf hissetti. Beş kişi aynı masada yemek yiyorlardı sohbet ederek. Bu onun için bir ilkti. Daha önce böyle bir şey olacağını söyleseler inanmazdı, hatta tüm gücüyle reddederdi bunu. Bulunduğu konumdan dolayı kendini ister istemez rahatsız hissetti. Masada konuşmalar devam ederken iç dünyasına çekilmişti. Bir ses onu çekip çıkardı onu oradan.

"Sustun Yoongi," dedi naif bir ses tüm yumuşaklığıyla, "sanırım sohbetimiz seni sarmadı."

Yoongi bir anlık afallama sonrası cevap verdi, "Ah hayır, biraz uykusuzum o yüzden."

"Peki, öyle olsun," dedi Jimin gülümseyerek.

"Üstüne gitmeyin," diye söze girdi Hoseok. "Hem şu galibiyet sonrası zaten yeterince yorgundur."

"Ah hiç sormayın. Hala performansın etkisinden çıkamadım." dedi Namjoon. "Bir rapçi olarak kıskanılacak bir performanstı."

"Abartma, ama evet, harika olduğum bir gerçek." deyince Yoongi tüm masa kahkahalara boğuldu. Jimin biraz fazla gülmüş olacak ki elini Yoongi'nin omzuna attı bir şekilde. Bu dokunuş hem hoşuna gitti hem de onu rahatsız etti. Nedenini anlayamadı. Temastan hoşlanan biri değildi aslında, buna rağmen iki duygu bir aradaydı.

"Aaa, şu Jungkook değil mi?" dedi Hoseok birden elinde tepsiyle yemek salonuna giren çocuğa. "Hey buraya gel."

Jungkook gülerek masaya doğru gitti. Hep sevinçliymiş gibi bir ifadesi olurdu ki onu çok sevimli yapan da buydu, tavşan dişleri hariç tabii. Oturmak için sadece Taehyung'un yanındaki sandalye müsaitti. Tepsisini koyup oturmak için hamle yapacakken Taehyun bir anda dikildi.

"Selam, ben Teahyung."

"Selam, ben Jungkook."

Bir süre karşı karşıya durdular. Sadece birbirlerine bakıyorlardı. Oldukça ilginç olan bu birkaç saniyelik süreç Namjoon'un sesiyle kesildi.

"Anladık, şimdi oturun."

Jungkook, diğer üyelerle tanıştı sırasıyla. Yoongi, kendi aksine kendinden küçük bu gencin bu kadar atılgan olmasını sevdi. Masada sürekli söz sahibi oluyor, her konuda fikrini söylüyordu. Üstelik Taehyung ile iyi anlaşmışa benziyorlardı.

Yemek faslı bitmişti, kalkmadan Hoseok ortaya bir fikir attı.

"Haftasonu boş zamanımız olacak. Ufak bir şehir turu atmaya ne dersiniz?"

"Fena fikir değil," dedi Namjoon.

"Harika olur," dedi Jimin diğerlerinin de desteğiyle. Bir tek Yoongi'nin sesi çıkmamıştı, haliyle Jimin ona döndü.

"Bakarız."

"Hadi ama, eğlenceli olacak," dedi Jimin ısrarla.

"Uykulu olmazsam gelirim."

Masadakiler bir kere daha kahkahalara boğuldu. Oysa Yoongi şaka yapmıyordu, çoğu zaman uykulu olurdu. Uyandığı zaman bile yeniden uyuyacağı zamanı hesapları günler bile vardı.

Gençler tepsilerini kirlilerin yanına bırakıp yemekhaneden çıkmak için çıkışa yöneldi. Yoongi, bunca zaman arkalarındaki masada tek başına oturan çocuğa baktı bir an. Oldukça yakışıklı olan bu çocuk, masayı gözetliyormuş gibi geldi.

"Tanıdığın biri mi?"

Yoongi, soru karşısında duraksadı biraz, "hayır."

"Peki" dedi Jimin.

Oldukça anlamsız bir konuşmaydı. Ya da Yoongi öyle sanmıştı.

--------------------------------------------------------------------------

Bu bölüm kayda değer bir şey olmadı gibi, öte yandan üyeler birbirini tanıdı. Üstelik ikinci bir çift mi devreye girecek acaba? :) Okuduysanız görüşlerinizi bildirmeyi unutmayın.

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin