Salonun büyük camından yansıyan güneş ışıkları Beril'in gözlerine vuruyordu.
Gözlerini kısarak sağ elini başının üstüne getirdi. Güneşin gelmesini engelliyordu.
İlk kez sahnede prova yapacaklardı. Efil hoca herkesin salonda toplanmasını istemişti. Beril'le beraber Nesli'de gelmişti. İmay ve Beril son kez senaryoya bakarken, o da yanlarında oturuyordu.
"Ne zaman başlıyor Beril? Başlasın artık sıkıldım."
Beril bacaklarının üstüne koyduğu dosyadan çekti gözlerini. Nesli'yle buluşturdu.
"Bilmiyorum Nesli."
Tekrar dosyasına geri çevirdi gözlerini. Sayfayı çevirmek için elini kağıdın kıvrım yerine getirdi. İmay Beril'in sayfayı çevirmesine izin vermedi. Elini Beril'in elinin üstüne koydu.
"Bence bu kadar çalışmak yeter."
Beril önce eline sonra İmay'a baktı. Gülümsedi. Başını salladı. İmay elini çekince Beril dosyayı kapatıp çantasına koydu. Telefonunu çıkardı. Sezin hala gelmemişti. Onu arayacağı sırada Nesli Beril'i dürttü. "Sezin geldi."
Beril başını kaldırıp kapıya baktı. Onu görünce kendinden bağımsız bir şekilde atan kalbi yine hızlanmıştı.
Gözleriyle uyumlu olan mavi kot ceketinin üzerinden uzanan saçları, güzel yüzü, her şeyi Beril'i etkiliyordu. Çok havalı gözüküyordu. Bunca zamandır nasıl onun farkına varamamıştı?
Sezin gözlerini salonda gezdiriyordu. Beril ile gözleri buluşunca gülümseyip yanlarına doğru ilerlemeye başladı.
Sezin yanlarına geldiğinde Beril ayağa kalktı ama telefonunun elinden kaymasıyla yere düşmüştü.
Telefonu almak için eğildiği sırada Sezin'de eğildi. Sezin Beril'den önce davranıp telefonu yerden aldı. İkisi de aynı anda başlarını kaldırdığında burun buruna gelmişlerdi.
Birbirlerinin nefeslerini yüzlerinde hissediyorlardı.
Beril gözlerini Sezin'in gözlerine sabitlemişti. Bu kadar yakın durması onun için iyi değildi. Kalbi için iyi değildi. Gözlerini bir kaç kez istemsizce kırptı. Kendini geri çekti. Sezin'de çekilmişti.
İkisininde yüzünün kızardığını Nesli fark etmişti. Az önceki yakınlaşmalarını da görmüştü. İmay da onları izliyordu.
Aralarında oluşan garip sessizliği bozmak için Nesli Beril'in arkasından kafasını çıkartarak Sezin'e el salladı.
"Hoş geldin Sezin." dedi gülümseyerek. "Otursana." Beril'in yanındaki boş koltuğu işaret ediyordu.
Sezin bakışlarını Beril'den kaçırarak koltuğa çevirdi. Sonra Nesli'ye.
"Hoş buldum Nesli." dedi. Beril'in telefonunu hala elinde tuttuğunu fark ettiğinde Beril'e döndü. Telefonu uzattı. "Telefonun."
Beril Sezin'in ne söylediğini algılayamamıştı. Kalbi hala çok hızlı atıyordu. Sezin'in eline baktığında telefonunu ona uzattığını gördü. Doğru ya! Telefonu ondaydı.
"Teşekkür ederim." dedi Beril telefonunu alırken.
"Rica ederim."
Sezin İmay ile de selamlaştıktan sonra Beril'in yanına oturdu.
Salondaki herkes Efil hocayı bekliyordu. O da geldiğinde hazırlıklara başlamışlardı.
Öğrencilerin hepsi sahne arkasına geçtiler.
İlk bölüm Beril ve İmay'ın sahnesiydi.
"Herkes tamamsa başlayabiliriz." Efil elini kaldırıp işaret verdi.