Sabah sinir bozucu alarmın sesiyle uyandım ve bu işe girdiğim için kendime tekrardan lanet okudum ve hemen geri aldım.Ailemin durumu gayet iyiydi ama ben kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum.Ünlü bir ajansta sekreter olarak işe başlamıştım.Üniversiteyi daha yeni bitirmiş olmama rağmen babamın ısrarıyla onu referans gösterdiğim için beni direk işe almışlardı.Bu arada ben Caroline. Caroline CARTER. Ünlü CARTER şirketlerinin ciosu Benjamin CARTERın kızı.Lanet olsun ki bu soyad hayatımı yönetiyor.Bu yüzden yeni iş yerimde bu soyadı kullanmıyorum yani kimse benim bu ailenin kızı olduğumu bilmiyor.Herneyse kendimi tanıtmaya devam edeyim ; Geçen sene üniversiteyi bitirdim yani şu an 23 yaşındayım. Uzun sarı saçlarım ve de mavi gözlerim var.Bu işe aileme kendi ayaklarımın üzerinde durabileceğimi göstermek için girdim.Ve bugün büyük gün patronumla tanışacağım duyduğuma göre gece hayatının gözdesi bir patrona sahipmişim.Kimin umrunda ki benden uzak olsun yeter. Söylenmeyi bırakıp yataktan kalktım ve banyoya ilerledim yüzümü uyıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra aşağı indim ve kendime kahvaltılık gevreğimi hazırladım.Mutfakta işim bitince odama çıktım ve üzerime beyaz şifon bir gömlek altına da siyah kumaş bir pantolon giydim gömleğimin biraz göğüs dekoltesi vardı ve biraz da transparandı bu yüzdem üzerime siyah bir ceket geçirdim. Bugün ev arkadaşım Adriana abisiyle gittiği tatilden dönüyordu maalesef işe gitmeden onu göremeyecektim.Aslında onu hiç görmemiştim sadece telefonda konuşmuştuk.İkimizde bu ev için başvurmuştuk ve sonun da ev arkaşı olmakta karar kılmıştık.Evden çıktım ve arabama bindim yoğun trafiği atlattıktan sonra arabadan indim ve ünlü CAFFREY şirketinin önünde durdum iş yerime tekrardan baktım. Yerimde dururken arkamdan gelen gereğinden fazla çekici olan sesle irkildim. ''Yolumu işgal ediyorsunuz Bayan''bu da neydi böyle söylenerek arkamı döndüm ve ''Farkındaysanız yanımda bomboş bir yol var Bayım''dedim ki o da ne bana bakan o mavi gözler hiçte itiraz edilemiyecek türdendi. Bende oldukça uzun boya sahipti ve saçları koyu kahverengiydi.Dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı ''Ama ben burdan gitmek istiyorum hanımefendi.''sakinliği insanı delirticek türdendi.Tam ağzımı açacaktım ki tekrar konuştu ''Şimdi önümden çekilin de yoluma devam edeyim.''dedi. Sinirden köpürüyordum ki aklıma patronumla tanışacağım geldi ve ''Ahh sizin yüzünüzden geç kalacağım'' deyip hızla ilerledim.Asansöre bindim ve asansörün kapıları tam kapanırken uzatılan elle kapılar tekrar açıldı kafamı kaldırıp elin sahibine baktığımda bu kişinin daha deminki sinir herif olduğunu gördüm.Ben onunla göz göze gelmemek için asansörü yeniden keşfederken o dik dik yüzüme bakıyordu tam ağzımı açıp neden baktığını soracaktım ki asansör durdu ve ofisime ilerledim. Bu da neydi şimdi bu adam neden beni takip ediyordu hışımla arkamı dönüp ''Sizin benimle derdiniz ne beyefendi bırakın beni takip etmeyi artık !! '' diye adeta gürledim.Adam yüzüme bakıp gülmeye başlayınca ne olduğunu anlamaya çalıştım ama o beni takmayıp önümden ilerlemeye başladı ve hala arkaı dönükken elini havaya kaldırıp ''Odama hemen sert bir kahve kapıp geliyorsunuz Bayan'' deyip bay Caffrey nin odasına girdi. Lanet olsun ne yani bu Bay Caffrey miydi !!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Tutsağı
ChickLitDakikalar geçmek biliyordu. Yaptığımın yanlış olduğunu biliyordum.Ama duygularımı önleyemiyordum.Şu an onu göreceğim için heycandan elim ayağıma dolanıyordu. Korkuyordum çok korkuyordum.Ama yanlış insana her zaman doğrudan daha cazip geliyordu...