###########
Alarmın çalmasıyla başımı yastığımdan kaldırdım. Bundan bir saat önce zaten uyanmıştım. Aklım hala dün olanlardaydı ve ben dün gece uyuyamamıştım. Tam Taeyang'ın günlüğünü okuyacakken Youngbin hyung odama dalmıştı. İlk satırlar dışında başka bir şey okuyamamıştım. Taeyang kimi seviyordu? Hangi şanslı kızdı acaba? Üstelik tarihte atılmamıştı. Yani ne zaman yazıldığını bilmediğim için tahmin de edemezdim. Yani bu kişi ben de olabilirdim. Şaka yapıyorum. Böyle bir şey olsa niye Youngbin'e versin? Ya okumamı istediği için bana vermişse? Yani tamam ben bir kız değilim ama...
Derin bir nefesi içime çektim ve yataktan kalktım. Günümün korkunç geçeceğini biliyordum içten içe. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra okul üniformamı giydim. Bugün bu kıyafetlerden de nefret ediyordum. Odamdan çıkıp mutfaktan gelen sesleri takip ettim.
"Günaydın anne. " Diyerek anneme belinden sarıldım. Elini elimin üstüne koydu.
"Günaydın Kyunnie. Hadi otur sen. " Diyerek elimi okşadı. Annemden ayrılıp masaya oturdum.
"Bugün geç geleceğim. Haberin olsun. " Dedi benim karşıma otururken. Başımı salladım.
Sessiz bir yemekten sonra odamdan çantamı alıp evden çıktım. Kulaklığımı takıp yürümeye başladım. En sevdiğim şarkılar bile moralimi düzeltmiyordu. Hızlı bir yürüyüşten sonra okula vardım. Benim dışımda her şey normal görünüyordu. Okulun kapısından girdikten sonra Chanhee görüş açıma girdi. Gülümseyerek yanıma geldi.
"Günaydın Youngkyun. Nasılsın? " Dedi. Elini omzuma attı. Sahte bir gülümseme atıp konuştum.
"Günaydın. İyiyim sen nasılsın? " dedim. Ben de bir elimi beline sardım.
"Ben de iyiyim. Öğle molasında okulun iki alt sokağındaki kafeye gideceğiz, sen de gelir misin? " Diye sordu. İyi de okuldan çıkmamız yasaktı.
"Nasıl çıkacaksınız dışarı? " Diye sordum. Bana yaramaz bir gülücük verdi.
"Bir yolumuz var tabiki. Ayrıca bu ilk defa yaptığımız bir şey değil. Korkma. " Dedi. Sırtımı patpatladı.
"Korkmuyorum Chanhee. Kimler olacak? " Diye sordum. O sırada okul binasına girdik ve merdivenleri çıkmaya başladık.
"Bizim sınıfın yarısı, Seokwoo ve arkadaşları olacak. " Dedi gözleri parlarken. Evet, hoşlandığı çocuk Seokwoo'ydu. Özellikle onun adını söylemişti. Belli ki farkında bile değildi bu kadar belli ettiğinin.
"O çocukla aranda ne var Chanhee? " Diye sordum. İşte şimdi eğlenmeye başlamıştım. Biraz da olsa keyfim yerine geliyordu.
"Ne? Kiminle aramda ne var? " Dedi gözlerini kaçırırken. Koluna vurdum.
"Peki, tamam. Elin de ağırmış. " Dedi kolunu ovuşturarak. Kaşlarımı kaldırıp suratına baktım.
"Aramızda bir şey yok. Sadece geçen dönem bir parti oldu ve.. " dedi ve sesini azalttı. " biz biraz yakınlaştık. "
Aralarında gerçekten bir şey vardı. Ben sadece Chanhee'nin ondan hoşlandığını düşünüyordum. Kendi halime yine üzülmüştüm.
"Nasıl bir yakınlaşma? Anlatmak ister misin? " Diye sordum. Chanhee, tam konuşmak için hazırdı ki yanımıza biri geldi.
"Chanhee, biraz konuşabilir miyiz? " Dedi Seokwoo burnundan solurken. Oldukça sinirli görünüyordu.
"Şey, tabi. Dinliyorum seni. " Dedi heyecanla. Seokwoo'nun sinirli halinin farkında değildi galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what a beautiful teacher! || hwitae
Fanfiction''Farklı şartlar altında olsaydık eğer muhtemelen ruh eşi olurduk.'' ****** Tüm hakları saklıdır. boyxboy bir kitaptır. Rahatsız olanlar okumasın.