NEPENTHE Bölüm 8

1.5K 216 153
                                    

-James
Sabah olduğunu içeriye giren hemşire ile anlamıştım.

"Hastamız eşyalarını toparlayabilir beyefendi."

"Yürüyebilecek mi ?"

"Biraz yardıma ihtiyacı olacak ama evet yürüyebilir fakat bi kaç gün zorlamasa daha iyi."

Hemşire dışarı çıktığında Sylwia'nın bir iki eşyasını çantaya koyup uyanmasını bekledim.

...

Uyanması ile ona baktığımı görmesi biraz ürkütücü olsa gerek ki gözlerini kocaman açarak geri çekildi, fakat heyecanlıydı da üstündeki örtüyü kenara atıp kalkmaya çalıştı, bir yandan da sanki kendi kalkabiliyormuş gibi beni acele ettirmeye çalışıyordu.

"Hadi çıkalım buradan artık."

Hevesini anlayabiliyordum burada olsam ben de çıkmak isterdim, kolundan tutarak ona yardım ettim.

"Bu sefer arkadaşını gerçekten aramazsan bizde kalacaksın."

"Kalacak bir yerim var zaten onu orda ararım yanıma gelir."

Her zaman gözlerime bakarak konuşurdu ama bu sefer gözlerini kaçırıyordu... Kolunu tuttuğumda içimde bir kelebekleşme oluştu bu hissi hatırlıyordum. Bir an onu öptüğüm aklıma geldi ve tuttuğum kolunu anide refleks ile bıraktım.

Bana ağırlığının çoğunu verdiği için onu bırakmam ile dengesi bozuldu ve etrafa tutundu, bana dönüp neden der gibi baktıktan sonra kapıya yöneldi.

Yürüyüp benden uzaklaşan Sylwia'ya baktım, bu his de ne böyle? Şimdi de utanç mı duyuyordum? Çantasını alıp kolundan tutum. Fakat o istekli durmuyordu çantasını elimden alıp bana bakmadan konuştu,

"Bana taksiye kadar eşlik etsen yeter ondan sonrasını halledebilirim hatta oraya kadar da gelmesen bile olur."

Benden nefret ettiğini hissetmeye başlamıştım elimden çantayı aldığında titremeye başladım. Olduğum yerde kalıp yavaşça gidişini izledim.

Bir taksiye binip giderken kendini kötü hissettiği belliydi ama doğru olan da buydu. Sonuçta ismini bile bilmediği biriyle sürekli birlikte olamazdı.

...

Odadan çıkalı 20 dakika olmuştu ve ben hala kapıda bekliyordum. İçimden hareket etmek gelmiyordu, donup kalmıştım sanki. Biraz daha bekledikten sonra hastaneden çıkıp kaldığım eve gittim.

...

~Sylwia

2 saat sonra kalkıp üstümü değiştirdim ve aşağıya indim, fakat herkesin birden bakışı üstüme çökmüştü. Pansiyon çalışanı yanıma gelip üzgün bakışlarla fısıldadı,

"Sylwia artık kimse burada kalmanı istemiyor, son yaptığın şeyden sonra...Yaşın daha çok küçük biz bunu normal göremeyiz. Üzgünüm, ödediğin parayı sana geri vereceğim."

Bu söyledikleri iyice sinirimi bozuyordu, ben masumdum o da masumdu ortada suçlu bile yoktu.

Oteldeki insanlar hala bana bakıyordu, sinirlerimi kontrol edemeyip onlara bağırdım.

"Siz iğrenç insanlarsınız!"

Sakat halimle en hızlı şekilde odama gidip eşyalarımı topladım. Başka bir otel bulmak için yola koyulmak istiyordum.

...

-James

Evde, yatağımda uzanıyordum. Başımı kaldırıp yastığa baktım, uzun bir tel saç vardı bu benim olamazdı. Sylwia'nın olduğunu hatırlayıp saçı elime aldım ve uzunca seyrettim.

~Sylwia

Bütün oteller çok pahlıydı pansiyonlarda çok iğrençti hiçbir şey bulamamıştım ve ağlamamak için de kendimi zor tutuyordum yine kendimi çocuğun evinin önünde bulmuştum.

Kapıyı tıklatıp açılmasını bekledim, hizmetçi kadın beni gördüğünde konuşmama izin vermeden.

"Üst katta odasında." Dedi. Ben de oraya çıktım ve kapısını tıklamadan direk odasına daldım.

Odada onu uyurken gördüğümde bu yaptığımdan çok utanmıştım kapıyı kapatıp yavaşça yaklaşıp ona daha da dikkatli baktım, elinde bir saç teli vardı, rengi ve uzunluğundan benim olduğu çok açıktı.

Gülümseyerek yanına yattım ve sıkıca sarıldım, kafamı tam kalbine gömüp gözlerimi kapattım.

Sanırım o an uyanmıştı, kalp atışları normalden daha hızlı atıyordu ve nefesini tutmaya çalışıyordu, Gözlerimi açıp ona baktım, tavana bakıyordu.

Rahatsız olduğunu düşünüp geriye çekilecektim fakat şuan burada çok huzurlu hissediyordum, sanki her şey durmuş gibiydi, tüm sorunlarım son bulmuş geriye bir şey kalmamış gibiydi.

Yavaşça elini belime koyup hızla geri çekti ve tedirgin bir ses tonunda sordu,

"Ayağın nasıl?"

Kafamı hafiften kaldırıp mırıldandım,

"İyi..."

Hala rahatsız olup olmadığını düşünüyordum ama artık kalacak bir yerim olmadığı, işten atıldığımı, ve o iğrenç insanların düşünceleri... Aklıma tüm yaşadıklarım gelince ona daha da sarıldım, ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

...

-James

Saf,saf tavana bakmaya devam ediyordum ta ki bana daha çok sarılana kadar. Elimin birini üstüne koydum diğerini de altına. Başımı aşağı indirdim ve ona baktım yüzünü göremiyordum sadece başının üst kısmını, elimdeki saç telini başının üstüne yaklaştırdım aynıydı bir an gülümsedim ve sarılmaya devam ettim. Fakat onun üzgün olduğunu gördüğümde aklıma arkadaşı geldi,

"Arkadaşın gelmedi mi yoksa?"

"Benim arkadaşım falan yok. Olmasını da istemiyorum insanlar çok ön yargılı ben onların ön yargısıyla baş edemem."

Bunu dedikten sonra biraz daha zorlanmıştı, ama bir yandan da çok huzurluydu.

Boynuna sarıldım ve kendime çekip güldüm.

"Arkadaşın olabilirim."

Yattığım yerden kalkıp oturur pozisyona geçtim ve gülerek gözlerine baktım,

"Ben ön yargılı değilim."

Gülümsedi, bu sefer bana sarılan o oldu, artık kendini bırakmıştı, gözünden yaşlar gelmeye başlamıştı durdurmaya çalışarak sordu,

"Senin ismin ne? "

Güldüm ve ona sarıldım,

"Jam-" derken titremeye başladım ona daha sıkı sarıldım daha da sıkı... Tırnaklarımı sırtına geçiriyordum göz rengim değişti ve yine çizgiler çıkmaya başladı kahkaha atarak konuştum,

"Benim adım maske."

Yüzüm fazla terlemeye başlamıştı, saçlarım ıslanmıştı ve aşağı düşüp gözlerimi kapatıyordu, farklı bir gülüş ile ona dik,dik bakıyordum, tek elimle saçımı geri attım ve gri gözüm ile ona baktım.

NEPENTHE ( YENİ HALİ İNTERNET SİTEMDE RZGARKESKİN.BLOGSPOT.COM) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin