Ertesi gün kahvaltı bile yapmadan Zehra'nın yanına gideceklerini söyleyerek evden çıktılar. Elysa'ya kan testi yapılmış, ultrasona alınmıştı ardından. Şimdi doktorun sonucu söylemesini bekliyorlardı heyecanla.
"Elysa Hanım hamile değilsiniz. Ultrasonda da herhangi bir kist yada hamile kalmanıza engel olacak bir durum olmadığı görülüyor. Reglinizin gecikmesi stres, baskı, üzüntü nedeniyle olabilir."
Elysa'nın suratı düşmüş sessizce teşekkür edip ayaklanmıştı. Arabaya bindiklerinde de tek kelime etmedi. Onun bu haline dayanamayan Zeynep "Asma suratını bak bir sorun yok hamile kalman için olur ileride. Hem daha yeni evlisiniz ne bu acelen?" diye konuştu.
"Özgür bir çocuk istiyor bana baskı yapmadı ama ne bileyim bir an umutlanmıştım belki hamileyimdir diye. Düşüncesi bile yetti mutlu olmama."
"Haklısın bir tanem ama hiç olmayacak değil ya bu kadar çok istiyorsan çalışmalara başlarsınız." Bu söz Elysa'nın yüzünü güldürmüştü. Zehra'nın yanına gittiklerinde Elysa bebeği izlerken bir çocuk istediğine kesin karar vermişti. Ayşe odaya girdiğinde bakışlarını Ali İhsan'dan alabilmişti Elysa. Mert son işlemleri hallederken Zehra'nın toplanmasına yardım ettiler. Elysa bir bahane uydurup Zeynep'le işleri olduğunu söyleyerek dışarı çıkarttı kızı. "Kızım çekiştirmesene abimlere gidelim işte yengem taburcu oldu nasıl olsa" dedi Zeynep kolunu kurtararak. Elysa "Hayır seninle yalnız konuşacağız yürü sahildeki kafeye gidiyoruz" dedi.
Kafeye geldiklerinde soğuk havaya aldırmadan kimsenin olmadığı teras katına çıktılar. Üzerlerini şal ve türk kahvesi istedikten sonra Elysa bekleyemedi daha fazla.
"Zeynep belli ki hala kabuslar görüyorsun. Mehmet'i kaybetme korkunu atamamışsın bilinçaltından profesyonel destek alman gerekiyor senin. Dün geceki halin hiç normal değildi."
"Bu durumdan kimseye söz etme Elysa. Hastanede Mehmet ile uyurken hiçbir şeyim yoktu ne zaman eve geldim ondan ayrı uyudum başladı kabuslarım. Her gece rüyamda Mehmet'in öldüğünü görüyorum, psikologa gidersem bundan Mehmet'in haberi olur. Onun bilmesini istemiyorum hem evlendikten sonra geçeceğine inanıyorum ben."
"Olur mu öyle şey kızım cahil cahil konuşma neden Mehmet'ten saklıyorsun bunu. Bilmek en doğal hakkı."
"İstemiyorum, bilmesini, beni hasta gibi görmesini, karşısında aciz olmayı istemiyorum anlıyor musun!"
"Sinirlenme o zaman bunu ikimiz halledeceğiz. İyi bir psikolog bulacağım sana burada ve sende yardım almaya başlayacaksın. Söz ver bana. Sen istemediğin sürece olmaz bu iş."
"Tamam ama kimse bilmeyecek Elysa. Bu konuda bana söz vermeni istiyorum."
"Söz veriyorum kimseye söylemeyeceğim Özgür'e bile."
Onlar kahvelerini içtikten sonra Mehmet ve Özgür arayıp neredeo olduklarını öğrenmiş ve yanlarına gelmişlerdi. Özgür heyecanla sordu "Eee düğün ne zamana olacak?" Mehmet, "Bana kalsa hemen evlenelim ama Zeynep izin vermiyor" diye sitem etti.
"Saçmalama Mehmet daha ev, eşya, düğün salonu ooo bir sürü teferruat var."
"Tamam onları halledip en kısa sürede yapıyoruz düğünümüzü."
"O kadar kolaydı zaten."
"Sen istemiyor musun benimle evlenmeyi?"
"He istemediğimden ben evlenme teklifi ettim sana."
"O zaman gerisi bende efulim. Özgür benim sağdıcım deneyimlerinden faydalanırım."
"Bende artık işe başlayayım diyorum yeter bu kadar tatil yaptığım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SESİ VAVEYLA
Genel KurguKaradeniz'in iki deli, inatçı, gururlu, hırçın aşıkları Mehmet ile Zeynep. İmkansız dediği ne varsa oldu Zeynep'in hayatında. Mehmet'in beni sevmesi imkansız, aldatması imkansız dedi. Hepsi de oldu işte, kadere akıl sır ermiyordu. Önce kahkaha oldul...