Sabah telefonumun mesaj sesiyle uyandım.
Yatağın yanındaki komidinin yanından Telefonumu alıp gelen mesaja baktım.
"Günaydın sevgilim, bugün hayatımızın geri kalan ilk günü"
Kalbimin hızlı çarpmasıyla gülümsedim. Dün gece sevgili olduğumuzu unutmustum, zaten rüya gibiydi.
"Günaydın, kahvaltı da buluşalım mı?" yazıp yolladım.
"Orada olacağım." Yazmıştı.
Yataktan kalkıp lavaboya yöneldim. İşlerimi hallettikten sonra çıkıp üzerime güzel olduğunu düşündüğüm bir şeyler giyip rimelimi sürdüm.
Hiç makyaj yapmasam da her zaman rimelimi surerim çünkü kirpiklerim uzun ve güzel duruyor.
Insan bir rimelle değişebilir mi demeyin kirpikleri uzun olan biri rimel sürse bile çok makyaj yapmış gibi duruyor.
Rimelimi sürdükten sonra hazırdım.
Telefonumu arka cebimde koyup sözleştiğimiz yere gittim.
Gelmiş oturuyordu bile.
Ah o altın sarısı saçları özenle taranarak yapılmıştı.
Beni görünce ayaklandı ve gözlerinin içine kadar gülüyordu.
Bir adımla yanıma kadar gelmişti.
Tamam arkadaştık ama sevgili olarak ilk sabahımızdı, kırk yıllık sevgili gibi sarılamazdık ki.
Heyecandan elimi uzattım ve Merhaba dedim.
Evet biraz gerizekalıyım, sormayın.
Güldü ve elimi sıktı.
"Merhaba beste hanım bugün nasılsınız?" dedi.
Elimi hızla çektim yanaklarım da kızarmıştı.
"Oturalım mı?" diyebildim utanmamın arasında.
Eliyle sandalyeyi işaret edip önce oturmamı istediğini belirtti.
Oturdum ve onunda oturmasını bekledim.
Anlamsizca bakışıyorduk.
Bu çok saçma, benim utanmam gerekiyor gözlerinin içine bu denli nasıl bakabiliyorum burak?
Gözleri, saçları, dolgun dudakları..
Sanki benim için yaratılmış gibi.
Garsonun sesiyle bölündük
"Ne alırdınız efendim?"
Burak hemen kahvaltı menüsü söyledi.
Kahvaltı gelene kadar etrafa bakındım, burak da bana.
Masada duran telefonum titredi. Mesaj gelmişti.
Burağa baktığımda onun da telefonuma baktığını gördüm.
Telefonumu alıp gelen mesaja baktım. Enestendi.
"dün gece cok guzeldin bu arada hayırlı olsun güzelim." Yazmıştı
Bu çocuk ne tür bi yavşaktı böyle
Burağa baktığımda merak dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Enes, mesaj enesten."
Çenesi kasılmıştı, ondan nefret ediyordu ve haklıydı da.
Hiç beklemeden telefonu burağa uzattım. Sevdiğim adamın kendini Yiyip bitirmesine izin veremem.
"al ve istediğini yaz. Bana güvenmiyor olabilirsin."
Telefonu almadı masaya doğru kollarını dayayıp gözlerimin içine anlamlı ve derin bi şekilde baktı.
"Sen bu hayatta güvendiğim sevdiğim tek kişisin inan, sana sonsuz güveniyorum ve seni sonsuz seviyorum. Bu mesaja da ne yapman gerektiğini iyi bilirsin. Sen Hep en iyisini bilirsin ve bundan sonra sen demek ben demek hep birlikteyiz."deyip yanağımı okşadı. Anın büyüsüyle gözlerimi kapattım.