~Yazar~
Rose ve Soo-Min hoca, heyecanla hazırlık yapıyorlardı. Özellikle Rose, ailesine sürpriz olacaktı hem de.
Jimin, sabah ki davranışını düşünüyordu sürekli. Jungkook ise Rose'yi. Herkes birşeyler söylerken, onların aklında tek bir kişi vardı... Rose.
~Rose~Hayatımın en heyecanlı günü. Daha yedi saat var ve ben Soo-Min hocanın ısrarı üzerine bütün okula piyano çalacaktım. Üstelik söyleyecektim de. Ah, tanrım. Heyecandan ölebilirim.
Soo-Min hoca beni çağırdı ve en büyük müzik odasına girdik. Girerken herkes bize bakıyordu. Özellikle bana. Biz girince herkes sustu. Jimin'ler bile vardı.
"Evet arkadaşlar, Rose, okulumuzu temsil amaçlı seçmelere katılacak. Eğer kazanırsa da, Amerika'ya, müzik okulunda okuyacak. Size şimdi piyano eşliğinde şarkı söyleyecek." dedi. Kafamı kaldırdım ve gördüğüm manzara karşısında şaşırdım. Herkes şaşkındı. Sadece bizim sınıfta olanlar mutluydu. Jungkook ve Jimin, bana şaşkınca ve üzgünce bakıyorlardı.
"Söyleyeceğin şarkıyı seçtin mi?" dedi hoca bana dönerek. Ben de kafamı onlardan çevirip, hocaya döndüm. Evet anlamında kafamı sakladım ve piyanonun başına oturdum. Herkes, sessizce beni bekliyordu.
Derin bir nefes alıp çalmaya başladım. Because of you'yu çalıyordum ve söylüyordum, şu anki ruh halime uygundu.
Notaları ezbere bildiğim için kafamı kaldırdım ve beni dinleyenlere baktım. Hem söylüyordum, hem de çalıyordum. Kimisi gözlerini kapatmış beni dinliyordu, kimisi yere gözlerini dikmişti, kimisi de beni izliyordu. Jimin ve Jungkook gibi.
Nakarat kısmına geldiğimde sesimi daha da ritme göre uydurdum ve söyledim.
....
Bitirdiğimde herkes alkışlamaya başladı. Kimisi ayakta... Jungkook, alkışlıyor ve bana gülümsüyordu. Jimin ise şaşkınca bakıyordu. Hiçbir tepki vermiyordu. Ben eğilip selam verdim ve 'tekrar' diye bağırışmalara karşı tebessüm etmeye başladım.
Soo-Min hoca beni onaylayınca bu sefer de gitarı elime aldım ve yere bağdaş kurup çalmaya başladım. Yine aynı şarkıydı, ama bu gitar versiyonuydu.
O anda hiçbir şey anlamadan Jungkook piyanun başına geçti ve eşlik etti. Aynı notadan ilerler iken ben de söylüyordum. Bu sefer nakarat kısmından sonra tekrarlamadık ve bitirdik. Hoca dahil herkes alkışlıyordu. Ben anlamsızca bakarken Jungkook gülümsüyordu. Jimin ise kızgındı.
Soo-Min hoca, alkışlar bitince konuşmaya başladı.
"Çok güzel çaldınız. Çok iyi bir çiftsiniz." dedi. Son cümlesinde Jungkook ile bakıştık. O, gülümsüyordu, ben ise tepki vermedim. Sonra herkese döndüm ve veda konuşması yapmaya başladım.
"Sizinle geçirdiğim günler, çok güzel olmasa da güzeldi. Umarım gideceğim okulda güzel olur. Birkaçınız dışında herkese teşekkür ederim. Sizleri özleyeceğim." dedim, dolan gözlerim ile. Duygulandığım için gözlerim sesim titrek çıkmıştı.
Tam gidecek iken arkamdan seslendiler.
"Hey, şapşal!" dediler. Ben şaşkınca arkamı dönerken konfetiler patladı ve başımdan aşağı süsler dökülmeye başladı. Bana ağır çekim gibi geliyordu. O sırada yanıma birisi geldi.
"İyi yolculuklar Rose." dedi Kang Chul. Elindeki paketi bana uzatarak. 'Bu ne' bakışları atarken cevapladı.
"Hatıra." dedi. Aslında buradan hiçbir hatıra kalsın istemiyordum, ama kıramazdım kimseyi.
"Bu da benden." dedi Ha Won.
Herkes birşeyler vermişti. Bir kaç kişi dışında. Zaten çoğusunun haberi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİYET | RosMin [Düzenleniyor]
FanficOkulun Badboy'u olan Park Jimin ve eziyet ettiği kız Park Chaeyoung. Daha doğrusu Park Roseanne. İkisinin nefretten aşka dönüşeceği masalı dinlemeye hazır olun... •Kapağın tüm hakları Lilith'in Tasarım Marketi'ne aittir.