İtiraf

34 1 0
                                    

Beklemediğim itiraf üzerine ani bir kalp krizi bile geçirmiş olabilirdim. Ona demek istediğim kelime,

-Anlamadım?

Ama gerçekte çıkan ses ise,

–Hı?

Olmuştu.

Önce biraz sırıttı, sonra ise ciddileşip,

–diyorum ki seni çok özledim. Yoksa sen özlemedin mi?

Hemen cevabımı yapıştırdım,

–senin gibi özlemedim, sen özleyince yüzük takarsın ben takmadım.

Yüzü hemen morardı, morali bozuldu. Bozulsun morali o benimkini çok bozdu ama ben gıkımı çıkarmadım. Şimdi ise roller değişmişti sadece.. Bana baktı ve şarkı söylemeye başladı.

–Eskiden Bir adım vardı
Ümidim feryadım vardı
Şimdi ben o ben değilim
Yolumu bilmiyorum
Ölmüyor gülmüyorum
Bu hayat yordu beni
Bildiğin gibi değil

Dallarım devriliyor
gençliğim savruluyor
Bir ayaz vurdu beni
Bildiğin gibi değil

Güllerim devriliyor
Gençliğim savruluyor
Bir ayaz vurdu beni
Bildiğin gibi değil

Eskiden mevsim seçerdin
Solardın Çiçek açardın
Şimdi ben o ben değilim
Bir nefes bir ahım var
Bilmem ne günahım var
Vedalar sardı beni
Bildiğin gibi değil

dallarım devriliyor
gençliğim savruluyor
Bir ayaz vurdu beni

bildiğin gibi değil

güllerim devriliyor
gençliğim savruluyor
vedalar yordu beni
bildiğin gibi değil

'şehrin en karanlık yerinde duruyorum haydi durma
hiç ümidim kalmadı tutunacak bir dalım
başımı yere eğme benim mazlum yerine koyma
allı pullu düşlerim vardı oysa
bir hayat böyle tersine dönmez bir yiğit böyle harcanmaz
dağlara taşlara bağırasım geliyor
içim yanıyor içim
bildiğin gibi değil...

Bu bir hikâyenin bitişi midir?
Bu kanlı bir veda mıdır?
Bu son savaşçının yediği kurşun
bu son kalenin de düşüşü müdür?
Dalgaların çekilişi bayrakların yıkılışı
bu şarkıların susuşu mudur?
Ömrüm kanıyor ömrüm
bildiğin gibi değil...

Ben bu hayata asiydim
böyle değildim
bir yıldız kaydı ömrümden ben dilemedim
işte herşeye sırtımı dönüp koşuyorum
sarı güller kahrolsun
ıslak gözler beyaz mendil kahrolsun
kahrolsun bu kaldırım bu nezaket mutluluk dilekleri
canım yanıyor canım
bildiğin gibi değil...

İçim yanıyor içim diyişinde ağlıyordum. Bize ne olmuştu öyle, biz ki birbirini tamamlayan iki yapboz misali yaratılmıştık sanki, sanki Özdemir Asaf'ın kaleminden çıkan bir şiirdik, şiirdik işte okuyana göre değişir, vurguya göre anlamlanır, yazana göre yaşanır.

" Ben sana hep üşüyordum,

Çünkü kıştım.

Nakıştım, bakıştım.

İnkâr etmiyorum da bunu,

Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.

Ve lütfen inkâr etme;

Sana en çok ben yakıştım. "

Ben en çok ona yakışmıştım. Şarkıyı bitirdiğinde derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

–bilmediğin şeyler var. Ben ister miydim sevdiğimden ayrılıyım, mecburdum bunu yapmam gerekiyordu. Pişmanım hem de çok, başkası mutlu olsun diye bizi üzdüm, bitirdim. Ben her gece dua ettim, tam da burada. Onu bir kez daha göreyim, diye. Yalvardım Allaha, çok şükür ki gördüm. Karşımdasın ama benim değilsin, varsın benim olmayasın karşımdasın ya şuan o bile yeter bana. Sen en çok bana yakışmıştın.

O son cümlesinden sonra ağlaya ağlaya ayağa kalktım, her zaman ki gibi.

–yarın içtimayı almayı unutmayın, Mustafa astsubayım iyi geceler.

Koğuşa doğru yürümeye başladım. Kendimi yatağa attım ve ağlamaya başladım. O an da mesaj geldi telefonuma. Kimden diye baktığımda nisa'dan gelmişti mesaja girdiğimde ise napıyosun yazıyordu. Hemen rehberden bulup aradım.

–Alo,

–Alo badi sana ne oldu sesin niye ağlamaklı çıkıyor, diye sordu. Canım badim ya hemen anlamıştı sesimden ağladığımı bende direk konuya girdim.

–Onu gördüm, burada. Evlenmiş, parmağında yüzük vardı. Yanındaydım biraz önce konuştuk ve mecbur olduğundan dolayı ayrıldığını, pişman olduğunu söyledi. Bende yarın içtimayı almayı unutmamasını söyleyip kalktım, odama geçtim. Tam yatacaktım ki sen mesaj attın.

–sen ciddi misin ya, neden mecburdun diye sormadın mı kızım, dinleseydin iyice..

–nisa bunun bir açıklaması olamaz. Seven insan gitmezdi, gittiyse sevmemiştir. Olay bu kadar basit.

–orası doğru ama,

–Aması yok bunun hiçbir açıklaması, sebebi olamaz, kabul etmem. Neyse, ben uyucam yarın ararım yine başım çok kötü.

–tamam, badi hadi iyi uykular sana dikkat et kendine.

–saol badim sen de dikkat et sabah uyuya kalma seni kaldıracak bir badin yok haberin olsun.

–bilmem mi tam 10 tane arka arkaya alarm kurdum 1 dk ara ile sen yine ararsın beni dimiiii?

–ararım baş belası ararım hadi yat zıbar sabaha az var öptüm byyy.

By demesini beklemeden suratına kaptım. O alışkındır zaten bu hallerime. Bende hemen uykuya daldım.

Ertesi sabah saat 6 da nisayı tam 6. kez arıyordum ama tabii ki duymuyordu. Bu kız normal değildi. Bende aramayı bıraktım ve hemen üniformamı dolaptan alıp giydim beylik tabancamı da belime koydum ve odadan çıktım.

Kapıdaki Ahmet'le karşılaşınca hayırdır bakışı attım. O da, sizi içtima için çağırmaya geliyordum komutanım, dedi bende tamam dedim ve birlikte bahçeye çıktık. O da ordaydı.

Tam askerlerin önüne geçtim ve İçtima alındı mı dedim ona doğru. Karşıma geçip

–Tunceli 4.tugay 3.bölük sabah içtimasına 124 er 7 astsubay emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.

–Saol asker, geç yerine.

–Emredersiniz komutanım.

–günaydın asker

–saol

–astsubaylarım görevli olanları dağıtın kalanlara da eğitim yaptırılsın.

Bütün astsubaylar hep bir ağızdan,

–Emredersiniz komutanım. Diyince bende arkamı döndüm o sırada bir asker yanıma gelip tekmil verdi ve nevzat komutanın beni çağırdığını söyledi. Büyük ihtimalle timin evrakları hallolmuştu. Hiç vakit kaybetmeden hemen odasına doğru ilerledim. Kapının önüne gelince tıklatıp beklemeye başladım çok geçmeden içerden nevzat komutanın gür sesi gelmişti.

–Gir.

Odaya girdim ve hemen hazır ola geçip tekmilimi verdim. Rahat diyince konuşmaya başladı.

–hayırlı olsun yeni timin kuruldu ve komutanları sensin bu timle alacağım başarılar senin yükselişlerini belirleyecek. İyi işler çıkaracağına inancım tam. Bu yüzden de çoğu komutanlarıma bile inat edip tim komutanının sen olması konusunda ısrar ettim. Yüzümü kara çıkarma kızım. Sen bunu yaparsın.

–saolun komutanım. Yüzünüzü kara çıkarmayacağım. Bundan şüpheniz olmasın.

–biliyorum. Şimdi git timinle ilk eğitimini yap.

–emredersiniz komutanım.

Odadan çıktıktan sonra bahçeye çıkıp Ahmet'i buldum ve ona timi toplayıp bizim için ayrılan kapalı spor salonunda eğitim yapacağımızı 10 dk içinde hazır olmaları gerektiğini söyledim. Ondan sonra da bende gidip hemen eşofman takımlarımı giydim ve salona yürümeye başladım.

beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RütbeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin