I'm Your Master.

1K 17 0
                                    

Ben Senin Sahibinim.

━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
1'

Bıkkınlıkla nefes verdi Taehyung. İşleri yüzünden oldukça yorgundu. Daha yeni toplantıdan çıkmış, alnından terler akıyordu.

Odaya giren sekreteri Hoseok ile afallamış bir yüz ifadesi takındı. Güleryüzlü bir şekilde patronunu selamladı Hoseok. Taehyung ise oturduğu sandalyesinde dikleşti.
"Evet Hoseok?"
"Efendim, bildiğiniz üzere kedi çocuklar için yapılan dünyaca ünlü bir yarışmaya başvurmuştuk. Kabul edilmişiz. O yüzden yarışmaya katılması için bir kedi çocuğu seçmelisiniz. Sizi aşağıda bekliyoruz. İzninizle."

Hoseok gitmişti. O sırada arkasından Taehyung ayağa kalkıp ihtişamlı odasından çıkmıştı.

Taehyung;
Üç tane kedi çocuk önümde dikilmiş ikisi dudaklarını kemiriyordu. Fakat bir tanesi başı eğik bir şekilde parmaklarıyla oynuyordu. Bu garibime gitmişti.
O sırada Hoseok'un sesini duydum.

"Evet, küçük kedicikler. Karşınızda bulunan kişi sizin sahibiniz Bay Kim."

Bu sözü hoşuma gitmişti. Devam etmesini bekledim.
"Yarışma için buradasınız ve sahibiniz, sizlerden birini seçecek. Güzelliğiniz bize göre eşit. Bu yüzden karar Bay Kim'e ait."
Söz bana gelmişti. Uzun bir açıklama yapmak istemediğim için elimle 'yaklaşın' işareti yaptım.

Hepsi yavaşça bana doğru yaklaşırken başı eğik olan hâlâ aynı pozisyondaydı ve olduğu yerde duruyordu.
Hoseok atladı.
"Kim Jungkook! Sahibinin sözünü dinle!"
Adının Jungkook olduğunu öğrendiğim ufaklık başını kaldırmadan konuştu.
"A-ama efendim... B-ben-"
sözü yarıda kesilmişti.
"Kapa çeneni"
Ağlamaklı bir şekilde mırıldandı ve yanıma geldi.
"Özür dilerim efendim. Hata ettim."

Omuz silkip kedi çocuklara göz gezdirdim. Hepsi birbirinden güzeldi.
En başta olanı işaret ederek konuştum.
"Adın nedir ufaklık?"
Yutkunarak gözlerini kararmış gözlerimden kaçırdı.
"J-Jin, Kim S-Seok Jin efendim."
Soy adını söylemesine gerek yoktu. Zaten hepsi bana ve benim şirketime ait oldukları için soy adları benim soy adımdı.
Bu konuyu es geçip vücudunu süzdüm. Güzel, iri gözler. Şirin yüz, geniş omuz yapısı ve şekilli kalça.

Evet, kesinlikle güzeldi.
Fakat hepsini değerlendirmeliydim, öyle değil mi?
"Sen, kısa olan. Senin adın nedir?"
Bakışları beni bulan mavi saçlı kedi çocuk dudaklarını yaladı ve gözlerimin içine bakmaya devam etti.
"Yoongi, Kim Yoongi sahip. Aslında Min Yoongi ama..."
Sonlara doğru fısıldamasıyla onu pek net anlamamıştım ama umrumda değildi. Başımı olumlu anlamda sallayıp onu izlemeye başladım.

Küçük gözler, bembeyaz ten, ince bel ve sütun gibi bacaklar. Evet, bu da Seok Jin kadar güzeldi.

Son olarak başı hâlâ eğik olan Jungkook'a yönlendirdim bakışlarımı.
Adını bildiğimden sorma gereği duymadım ve vücudunu inceleme işlemine geçtim.
Dolgun kalça, kocaman gözler, hafif kaslı kol ve bacaklar ve bebeksi yüz.

Evet evet, hepsi birbirinden güzeldi. Fakat birini seçmeliydim.
"Seok Jin, seni o yarışmaya gönderirsem beni hayal kırıklığına uğratmazsın değil mi? Yoongi ve Jungkook için farklı planlarım var. Hoseok, Jungkook'u güzelce hazırlat ve odama gönder. Yoongi'yi ise kardeşim Jimin'in odasına. Seok Jin de yarışmaya gidecek. Ben odama çıkıyorum."

Ayaklandığım sırada arkamdan
"Peki efendim." Sözünü duyduktan sonra ihtişamlı odadan çıktım ve odama gitmek için asansöre bindim.
Jungkook;

Güzelce banyo yaptırıldıktan sonra beni boya kutusuna çeviren görevli kadına baktım. Üzerime apaçık şeyler giydirmeleri yetmemiş gibi bir de yüzüme badana yapıyorlardı.
Her neyse, burayı es geçelim.
Ben Kim Jungkook. Beş yaşında bir kedi çocuğum. Üretildiğim günden itibaren hiç sahibim olmadı fakat bu koca yeri yürüten adamın bizim sahibimiz olduğu söyleniyor.
Beni düşüncelerimden ayıran pembe toz ile öksürmeye başladım. Bu şeyler iğrenç kokuyordu.
Ardından boynuma geçirilen tasma ile hafifçe sürüklenerek odadan çıkarıldım ve asansöre bindirildim. Oyuncak gibi kullanılmaktan nefret ediyorum lâkin yapabileceğim hiçbir şey olmadığından dolayı sadece itaat ediyorum.

Asansör durunca tekrardan çekilen tasmam ile etrafıma bakındığımda sadece kocaman bir kapı vardı. Ne yani, bu katta sadece onun odası mı vardı? Peh.

Ben kendi kendime konuşurken çoktan o kapının önüne gelmiş, kapıyı tıklatan görevli kadın içeri giriyordu. Beni de içeri soktuktan sonra neredeyse başı yere değecek şekilde eğilen kadına baktım. Ben de eğilmeliyim diye düşünerek sadece başımı eğdim ve karşımızda rahatça oturan adama baktım. Kararmış irislerini benim vücudumda gezdiriyordu.

Sanki biraz... Korkunçtu?

O sırada yanımdaki kadına kapıyı işaret ederek odadan çıkmasını sağladı. Ardından dudaklarını araladı ve vücudumu baştan sona titreten kelimeleri söyledi.

"Yeni sahibine merhaba de bebeğim. Yeni hayatına ve yeni acılara da."

Bölüm Sonu.


Ben Kebnard.
Umarım kitabımı beğenirsiniz.
Hepinizi seviyorum.

be horny for the pain/tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin