who's hate? - hunri ✓

two.

❦

sınıfa çıkarken junmyeon gelip kolumdan tutarak beni durdurmuştu.

"her şey yolunda mı?"

"evet, neden olmasın?"

"bilmiyor gibi davranma."

gözlerimi devirip sınıfa girdim. Bu gün kimseyle uğraşacak hava da değildim. Sehun'u öptüğüm gün eve gidip dudağımı yakmaya çalışmıştım. işe yaramayınca beş farklı sabunla yıkamış, gönlümü rahatlatmıştım.

"okulumuzun cesaretli kızı gelmiş. dün harikaydın güzelim."

sınıftan bir kaç kişi öğürme sesleri çıkarmış bense sadece bunu söyleyen Bambam'a orta parmağımı göstermiştim. sıramın üstüne bırakılan notları bakmaya gerek duymadan buruşturmuş çöp kutusuna atmıştım. bir kaç kişinin kıkırdama sesleri gelince gözlerimi devirmekten yerinden çıkacağını düşünmüştüm. sınıfa bir an da dalan -ciddi anlamda.- Sehun ile etrafta fısırdaşmalar dolaşmaya başlamıştı.

"Kim Yerim!" bağırdığında derin bir nefes verdim.

"Bay Jung seni çağırıyor." bulduğu yalana gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Okulda öyle bir görevli yok, Sehun." gözlerini kırpıştırmış ve bağırarak yanında ki Taeyong'a vurmuştu. Taeyong;

"Bay Kwon çağırıyor Yerim-ah!"

buna inanabilirdim bu hafta teslim etmem gereken bir sunum vardı. dosyamı alıp sınıftan dışarı çıktım. başımdan aşağı dökülen suyla donakalmış öylece bekleyip gözlerimi kapatmıştım. yani, cidden mi?

"Üzgünüm Yerim, cidden. Senin için Jungkook'u pataklayacağım."

"Sadece, benden uzak dur." ateş saçan gözlerimi ona dikmiştim. üstünden çıkardığı hırkasını elime vermişti.

"sadece bunu al, üzgünüm."

"o sende kalabilir." bir şey söylememe gerek kalmadan Sungjae elimde ki hırkayı alıp Sehun'a atmış, kendi hırkasını üstüme geçirmiş kulağıma fısıldamıştı.

"yedek kıyafetler çantanda yerini aldı."

ona minnet dolu bakışlarını gönderirken ağzımı oynatarak sessizce teşekkür etmiştim. gülümsemiş, yoluna devam edecekken bakışlarını bir yere diktiğinde ben de o tarafa bakmıştım. Sooyoung'un yutkunduğunu gördüm elini ensesine atıp arkasını dönüp gitmişti.

siktir, yanlış anlamıştı.