24: Öfke

2.4K 167 56
                                    

     ~Rose~

   Dün, müzik dersinden sonra herkes dağılmıştı. Ben, piyanist olmuştum. Ama bir ihtimal vardı ki belki vokal olabilir mişim. Min-Kyi flüt, Kang-Tae org, Seulgi keman, You-Jung üçgen ve birkaç aday daha. Ama ders yetmediği için yarıda bitmişti.

   Sabah erkenden kalkıp rutin işlerimi hallettim ve aşağı indim. Kahvaltı yapmak yerine, bana bırakılan para ile idare etmeye çalışıyordum.

   Durağa geldim ve otobüse bindim. Okula gelince otobüsten indim ve içeri girdim. Sağ tarafıma bakınca Jimin ve tayfasını gördüm. Jungkook bana gülümsedi ve Jimin'e döndüğümde tepki vermedi. Çocuğun devreleri bir günde değişiyor.

  Ben, Jimin'in öyle yaptığı için suratım asık bir şekilde sınıfa çıktım. Kimse yoktu, Min-Kyi haricinde.

  "Selam, ben de seni bekliyordum." dedi ve ayağı kalktı.

  "Ne var?" dedim, itici bir tavırla.

  "Dünkü soruna cevap alamadım." dedi.

  "Cevap vermek zorunda değilim." dedim ve çantamı sırama koydum ve oturmadım. Çünkü otursam yanıma gelecekti.

  "Hadi ama, söyle lütfen. Alt tarafı bir soru." dedi. Ne kadar taktı ya.

  "Yok, cevabını aldın mı? Şimdi git ve beni rahat bırak." dedim, bıkkın bir şekilde.

  "Hım, bu cevaptan sonra kolay kolay peşini bırakmayacağım." dedi. Ben de sırama oturdum ve o da yanıma oturdu. O sırada bana yaklaşmaya başladı. Daha doğrusu yüzünü yaklaştırdı. Nefesi yüzüme çarpıyordu.

       ~Yazar~

    Rose, sırasına oturunca Min-Kyi'de oturdu ve aklındaki planı gerçekleştirmeye çalıştı. Rose'nin yüzüne nefesi o kadar yakından değiyordu ki, Rose korkmaya başladı ve geri çekildi. Ama Min-Kyi buna izin vermedi ve dudaklarına yapıştı.

   O sırada Jimin, bahçede kimsenin anlamaması için yaptığı yüz ifadesi sebebiyle arkadaşlarından yırtıp Rose'nin sınıfına gidip, özür dileyecekti. Evet, Jimin ilk defa bir kızdan(!) özür dileyecekti.

   Ama girdiğinde gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Bu durumda öfkesi daha ağır bastı ve gidip Min-Kyi'nin suratına yumruğu geçirdi. Min-Kyi, neye uğradığını şaşırmış bir durumda bekliyordu. Rose ise ağlıyordu. İlk defa böyle birşey olmuştu. Ama Jimin bunu görecek durumda değildi. Öfkesi şu an onun gözlerini kapatmıştı.

   Arkadaşına bakmaya çıkan Jungkook, sınıfta olanları görünce içeri daldı. Jimin'i ayırdı ve Min-Kyi'nin gitmesini sağladı. Tam herşey tamam diyecekken Rose'nin ağladığını gördü ve yanına gitti. Jimin, öfkesi nedeniyle sadece kızgındı. Nereden bilebilirdi ki Rose'yi zorla öptüğünü.

  "Tamam, ağlama." dedi Jungkook, yatıştırıcı bir ses tonuyla. Rose ise korkmuş bir şekilde ağlıyordu. Kafasını kaldırıp Jimin'e baktığında, Jimin'in kararmış gözlerini görmesi ile korkusu arttı. Jungkook, ne olduğunu anlamış değildi.

  "Jimin, dışarı çık. Korkuyor." dedi Jungkook.

  "Neden? Ben öpmedim ki?" dedi Jimin, alaycı bir tonda.
 
  "Be-beni zo-zorla öptü." dedi, Rose hıçkırıkları arasından zorla konuşarak.

  "Her neyse, açıklama yapmak zorunda değilsin." dedi ve kapıyı hızla çarparak çıktı. Jungkook ise neler olup bittiği hakkında fikir yürütmeye çalışıyordu. Ama koktuğu şeye ihtimal vermek istemiyordu. Bu yüzden aklından herşeyi çıkardı ve Rose'nin önünde diz çöktü ve Rose oturduğu için onun yüzüne bakmaya çalıştı.

  "Chaeyoung, o pis herif ne yaptı sana?" dedi. Rose ise hâlâ korkuyordu ve aklına geldikçe ağlıyordu.

  "T-tamam. O zaman sakinleş ve sonra konuş." dedi Jungkook ve Rose'yi elinden tutup kaldırdı. Sonra da teras katına, hava aldırmak için çıkardı. Hiç kimse olmadığı için onlar dikkat çekmiyordu. Birkaç kişi vardı, ama onlar uğraşmayan kişilerdendi.

    Terasa çıktıklarında Jungkook, kahve almak için aşağı indi ve Rose yere oturdu. Dizlerini kendine çekip başını dizlerine gömdü. Ağlaması biraz olsun kesilmişti. Ama her an o pislik gelir diye arada kapıya bakıyordu. Bir ara kafasını tekrar gömdüğünde içeriye Jimin girdi ve kapıyı kilitledi. Rose, hızla kafasını kaldırıp baktı ve derin bir oh çekti. Jimin'de gelip yanına oturdu ve bir bacağını kendine çekip elindeki diğer bir sodayı da Rose'ye verdi. Rose, alıp yudumladı.

  "Sen, sen neden böyle birşey yaptın?" dedi Jimin, sesinde kırgınlık vardı.

  "Gerçekten, gerçekten zorla öptü. Ben anladım. Bana kızgın mısın?" dedi Rose.

  "Bilmiyorum, bilmiyorum Chae. Ama... Ama sana güvenmekten korkuyorum. İlk defa, ilk defa birinden özür dileyecektim. Ama sen ne sevgimi, ne de öfkemi hak ediyorsun. Sen, sen sadece yalnızlığı hak ediyorsun." dedi ve ayağı kalkmaya yeltendi. Ama Rose kolundan tuttu.

  "Gitme, gidersen ölürüm. Yaşamam çok zor. Lütfen, bana bunu yapma." dedi, Jimin'in de gözleri dolmuştu. Kalbi, gitmek istemese de aklı gitmesini söylüyordu. Jimin, o kadar öfkeliydi ki, kalbini dinleyecek durumda değildi ve kalkıp kapıyı açtı. Son bir kez Rose'ye baktı ve aşağı indi.

EZİYET | RosMin [Düzenleniyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin