Kerem’den
Vazgeçti benden sevdiğim kadın,
Terk etti gitti gitmiyor tadım.
Ne cismin kaldı bende nede adın,
Yaşatmaz beni içimde yanan bu yangın.
Pera’nın sesi kulaklarımı doldururken, yaptığım bütün hayvanlıkların bedelini ödemek istiyordum. İçim yanarken bir yandan da müziğin sesini açmak için elimdeki viski bardağını sehpanın üzerine koyup, ayağa kalkmaya yeltendim. Ne kadar uğraştım bilmiyorum ama başarıp bilgisayarın başına gittim. Keşke ayağa kalkmayı başardığım gibi sevdiğim kadını kazanmayı da başarsaydım.
Diğer şarkıya geçiş yaparken, bağıra bağıra derdimi anlatmak istiyordum. Onsuz asla olmayan bunun farkındaydım ama onu aramaya gitmemiştim. Bunu neden yaptım bir fikrim yoktu. Onu sevmem kaybettiğimi de değiştirmiyordu.
Geceler hep uzun ulaşmaz sabaha.
Uyuyabilirsem belki kavuşurum sana.
Ellerin neden uzak dargın mısın hala bana?
Ne yapacağımı bilmiyordum. Ama onun üzülmesine dayanamıyordum. Ama her üzülmesinin sebebi bendim. Belki de haklıydı. Uzak durmamız onun için en iyisiydi. Ayrılığın vakti gelmişti belki de ama biz onu sadece geçiştirmiştik.
Zeynep’ten
Doğru mu yaptım yanlış mı yaptım bilmiyorum. Ama bildiğim tek bir şey. O da Kerem’in tekrardan alkol kullanması. Birbirimizi üzdüğümüz aşikâr ama seviyoruz ki. Bebeğimiz bile olacak. Aile olacağız ama her zaman bir aksilik.
Bazen düşündüğüm tek şey ‘’Neden normal bir hayatım olmadığı idi.’’
Şuan tek istediğim hiç tanımadığım birinin omzunda ağlayarak dertlerimi anlatmak. Ona ne olduğunu öğrenmek için elimden geleni yapardım. Ama yanına gidemiyordum.
Kulaklığı kulağıma takıp müziğin sesini açtım. Elime kahvemi ve kitabımı alıp, otel odamdaki pencere önüne oturup kitabın kapağını açtım.
Yazılar bulanıklaşıyordu. Neden, gözleri dolan bir kadın ağlardı hep. Canımı yakan da, mutluluktan havaya uçuranda oydu.
Belki özür dilemeliydim. Evet kesinlikle bunu yapmalıydım. Canımı yakmasını bırak. Öldürse bile ondan ayrı olamazdım.
Telefonu yanımdaki yatağın üzerinden alıp, parmaklarımı tuşların üzerinde hareket ettirdim.
Kime: Kas Hayvanı
‘’Sahilde buluşabilir miyiz?’’
Tuşa basıp hareketlendim. Onsuz daha 1 günüm geçmesine rağmen, kendime bakmamıştım. Siyah tayt, siyah salaş tişört giyip dışarıya çıktım.
Sahile geldiğimde beklemeye başladım.
Yarım saat boyunca tırnaklarımı kemirip nasıl bir giriş yapacağımı düşündüm. Ta ki arkamdan gelen sese kadar;
-Zeynep.
-Kerem.. Geldiğin için teşekkür ederim.
-Aslında benim de seninle konuşmam gerekiyordu. İyi oldu bir bakıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Öküz Var!
HumorKural belli. ''Her erkek öküzdür. Kimisi daha az, kimisi daha fazla.'' İkisi de bu kuralı kabullenerek aşık oluyor. Gülerek, ağlayarak yollarına devam ediyor. Ve sevmekten asla vazgeçmiyorlar.