***
Flashback
"Aşk güzel şey ya! Böyle bir zamanlar boğazını sıkmak istediğin kişiyi, aşık olunca sürekli yanında istiyorsun. Onunlayken zaman çok çabuk geçiyor, tüm saatleri durdurmak istiyorsun. Kalbin mesela çok hızlı atmaya başlıyor. Biliyor musun? Ben kalbimin yerini onun yanındayken buldum. Onun bakışları gözlerimi delip geçerken gözlerimi hiç kırpmak istemedim. O, güzel gülüşünü bana sunarken ben elimi çeneme yaslamak ve kurulu müzik kutusu gibi sürekli kurup saatlerce onu izlemek istedim. Ben mesela onunla geçirdiğim ilk zamanı, o zamandan bu yana ne kadar geçtiğini hatırlamıyorum. Ciddi anlamda onun yanındayken zamanı unutuyorum. Aşk gerçekten zehirli bir sarmaşık gibi. Sardıkça ölüyorsun sanki"
Flashback son
Bana Orkun'a karşı olan hislerini anlatırken ki gözleri zihnimin bir köşesindeki ışıkları yaktı, öyle masum görünüyordu ki. Karşımda bir zamanlar birbirlerine 'kardeşim' diyen iki kişi vardı, şimdi ikisi de birbirlerine sinirle bakıyorlardı.
"Kutlama yapmayacak mısın, Korkmaz? Gerçi ben hazırladım partiyi. Siz eksiksiniz. Ha bir de senin yüzünden on yedi yaşında hayatını kaybeden, senin sözde kardeşin ve benim sevdiğim kız eksik" Orkun sinirliydi ama bunu sesine yansıtmamıştı. Az önce kollarımı çektiğim Uraz'ın beline kollarımı sıkıca tekrar sardım. Korktuğumdan değil de olay çıkmasın diyeydi.
"Onu ben öldürmedim" kollarımın arasındaki vücudu kaskatıydı. Zeynep'in ölümü Uraz'ın elinden değildi, suçlu o da değildi. Tüm suç Murat Korkmaz'ındı. O gün Uraz'ı vurması için adamı yönlendirmeseydi şu an Zeyno'muz yanımızda olacaktı.
"Ama senin yüzünden öldü" sesindeki sakinlik korkutuyordu. Elleri cebinde, sakince bize bakıyordu. Ortamdaki gerilimle bir şehir, iki gün geçinirdi herhalde.
"Orkun, abi biz seni anlıyoruz ama Uraz'ın Zeynep olayında gerçekten hiçbir suçu yok" Orkun Emre'nin konuşmasına ruhsuzca güldü.
"Beni anlamanız için iki gözünüzün de kızgın ateşle yanması ve kör olmanız gerekiyor. Emin ol, çektiğim acının yarısını bile çekmemiş olursunuz" çok ruhsuz ve sakin konuşuyordu. Sanki sevdiği kızın ölümünü değil de, hava durumunu anlatıyordu.
"Bir de beni düşünsene! Birkaç gün içinde iki kardeşimi kaybettim. Sevdiğim kızın, annemin ölümünü gördüm. Sence hangimiz daha çok acı çekti, kardeşim?" kafamı kaldırıp Uraz'ın gözlerine baktım, çikolata rengi gözleri koyulaşmıştı. Sesi tıpkı Orkun gibi sakindi.
"Şu an sevdiğin kız kollarını sana sarmış farkındaysan, senin acılarını geçirecek kişi tam yanında. Benimki toprağın altında, Korkmaz!" sonunda bağırıp sinirini kusunca saç uçlarımdan ayaklarıma kadar titrediğimi hissettim. Allah'ım bu nasıl bir acıydı böyle? Herkes etrafımızda toplanmış olası bir kavga için komut bekliyorlardı. Karşı takımın bizimle arası zaten kötüydü, kavga çıksa bize girişirlerdi büyük ihtimalle. Olay çıkmasın diye boğazımı temizledim, dayak yemeye hiç hazır değildim açıkçası. Ayrıca şu iki kardeşin kavga etmesini izleyemezdim. Kollarımı Uraz'dan çekip Orkun ve Uraz'ın arasına girdim.
"Orkun, ben Zeynep'i çok iyi tanıdım. Bana senden bahsederkenki gözlerini görmeliydin, o seni gerçekten çok sevdi. Şimdi cennette seni izliyor ve sen, onu neden üzüyorsun peki? Şu an yanımızda olsaydı ikinizi de döverdi. Lütfen kendinize gelin, en azından Zeynep için" Uraz'a dönüp uyaran gözlerle baktım.
"Bakın, siz kardeşsiniz. Ne oldu o birbirleri için ölüme koşan kardeşlere?" tekrardan Orkun'a döndüm.
"Biraz olsun Uraz'ı suçlamak yerine babasını suçlasan? Hem o gün sen de oradaydın. Eğer Zeynep o gün Uraz'ın önüne atlamamış olsaydı şu an Uraz ölmüş olacaktı" bu düşünce durup yutkunmama sebep oldu. Derin bir nefes alıp devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•
Fiksi Remaja"Ona her baktığımda, sanki daha önce alevlerin arasındaymışım da bir bakışı içimdeki ateşe yağmur yağdırmış gibiydi." *** "Ödül müsün, ceza mı? Seni her gördüğümde tam buram, sönmüş bir külün alevlenmesi gibi coşuyor" titreyen ellerini yumruk yapıp...