Sonun Başlangıcı

23 0 0
                                    

Çığlık attım. Boğazım yırtılana kadar bağırdım. Böyle olmamalıydı. Şuan evde arkadaşlarımla içiyor uzun zamandır hiç olmadığım kadar sarhoş olmam gerekiyordu. Star Wars'un bütün filmlerini tekrar izlemem gerekiyordu biz.....biz kazanmıştık.

O sırada arkadan birinin bağırışını duydum. Yaklaşıyorlardı. Kim olduklarını biliyordum. Onların burda olması bizim suçumuzdu kaçabilceklerini hiç düşünmemiştik ama işte burdaydılar hemde ellerinde Kayıp Bıcak vardı kaçmaktan başka şansım yoktu. Kayıp Bıçak'ın yaydığı enerji beni güçsüzleştiriyordu. Araya yeterli mesafe koyabilirsem savaşabilirdim.

Cebimden Erebos'un Gözü'nü çıkardım. Yuvarlak, soğuk metali avcuma aldım.Parmaklarımla düğmesini buldum. Ellerim hiç olmadığı kadar titriyordu. Düğmeye basmaya çalıştım ama bastığımdan emin bile değildim soğuktan parmaklarım uyuşmuştu. Koşarken arkamı dönüp elimdekini fırlattım. Karanlık metal topu yuttu. Bir saniye sonra arkamdan bir patlama sesi geldi. Gülümsedim. Bu onlardan kaçabilmemi sağlıyıcaktı ya da en azından patlamanın sesini dudyup birileri buraya gelmeye başlıyıcaktır.

Daha hızlı koşmaya başladım önüme ilk gelen dönemeçlerden döndüm soğuk hava aldığım her nefeste ciğerlerimi yakıyordu. Bacaklarım durmam için yalvarıyordu ama durmadım ta ki büyük bir şeye çarpana kadar. Neye çarptımı bakmak için kafamı kaldıramadan biri yüzüme yumruk attı. Büyük bir acı dalgasıyla geriye doğru sendeledim. Burnumdan sıcak kanın akmaya başladığını hissetim. Burnum büyük ihtimalle kırılmıştı.Daha ne olduğunu anlamadan yüzüme bir yumruk daha yedim . Bu sefer yere düştüm ve başım sert asfalta çarptı.

Yerden kalkmaya çalışırken neye çarptığımı veya neyin bana çarptığını gördüm. Bu onlardan biriydi. Boşuna ayağa kalkmama gerek yoktu. Yakalanmıştım.

Kendimi yere bıraktım ve gözlerimi kapattım.

Ayak sesleri duydum. Yetişmişlerdi. Artık ölü sayılırdım ama böyle ölemezdim atlatığım onca şeyden sonra savaştan kaçan bir grup korkağın elinde ölmeyicektim. Bütün gücümü kullanarak yavaşça ayağa kalktım. Elimle burnumu tuttum. Kanlar akmaya devam ediyordu. Yüzümdeki kanları silmeye çalıştım ama burnumdan o kadar çok kan akıyordu ki bunu bir faydası olmamıştı. En sonunda uğraşmayı bıraktım ve kanların akmasına izin verdim.

Sonra yüzümü onlara döndüm.

''Beni dinleyin'' dedim ''beni öldürmenin size hiçbir faydası olmayacak. Arkadaşlarım sizi bulup yakalayacak ama eğer beni onlara götürürseniz bir anlaşma yapabiliriz. Her iki taraf da kazanır.''

Elbette yalan söylüyordum. Elimize geçen ilk anda önları öldürücektik. Başka şansımız yoktu onlar burada olduğu sürece burası hep tehlikede olucaktı. Bana inanmalarını umdum. Aralarından başları olduğunu düşündüğüm biri çıkı yanıma geldi. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum.

Elinde Kayıp Bıcak vardı. Kayıp bıçağın onların elinde olması da bizim suçumuz diye düşündüm. İlk Bıçakların hepsini imha ettiğimizi sanıyorduk ama bir tanesi gözümüzden kaçmıştı işte. Belki gözden kaçırdığımız tek bıçak bu değildir. İşte o zaman ilk korku dalgası içime yayıldı. Birinin bunu arkadaşlarıma haber vermesi gerekiyordu.

Gözlerim bıçakta, bir adım geri gittim. Kaçak bir süre öyle durdu. Gözbebeği olmayan simsiyah gözlerini bana dikti. Sonra bıcağı indirdi ve arkasını döndü. Rahatlama hissini parmak uçlarıma kadar hissetim. Derin bir nefes aldım tam bunun doğru bir karar olduğunu söyliyicektimki kaçak arkasını tekrar döndü ve bıçağı kaburgalarıma sapladı. Ağzımı açtım ama en ufak bir ses bile çıkmadı.Gözlerimi kapadım. Önce dizlerimin üstüne düştüm sonra yere yığıldım. Hareket edemiyordum. Etraf dönmeye başladı.

Hikayelerin ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin