NEPENTHE Bölüm 24

872 135 42
                                    

Furkan James'i eskiden kaldığı odaya götürdü ve etraftaki eşyaları ona gösterdi,

"Bak! Hatırlıyor musun?"

James etrafa anlamsız bakışlar atıyordu, Furkan eline aldığı tişörtü daha da yaklaşıp ona gösterdi,

"Bak bunlar senin!"

Fakat James tişörtü geri itip kolunu gösterdi. Furkan elindeki tişörtü yere atıp eğildi,

"Hafızanı nasıl kaybettin, orada sana ne yaptılar."

Daha sonra ayağa kalkıp James'in omuzlarını tuttu,

"Jason, onu hatırlıyorsun değil mi?"

James, Furkan'ı itip kapıdan dışarı çıkmaya yönlendiğinde Furkan onu tutup durdurdu,

"Kolundaki o isim, o kıza gideceğiz. Sylwia'ya."

James gözlerini kısarak tekrar etti,

"Sylwia."

"Evet Sylwia'yı hatırlıyorsun."

"Sylwia."

"Sylwia'ya götüreceğim seni. Benimle gel."

Garaja indiklerinde James duvarlara dokunuyordu, Furkan dik bakışlarını James'in üstünden çekip arabayı getirdi,

"Hadi bin."

...

~Sylwia

Artık dayanamayacaktım kendimi yere bıraktığım an önümde bana doğru koşan başka birini daha gördüm, göz yaşlarımı silip başımı ellerimin arasına aldığımda önümdekinin diğer ikisine saldırdığını gördüm, şaşkınca ayağa kalkıp adama baktım, bu Arden idi. Göz yaşlarım yeniden akıyordu fakat bunlar mutluluk yaşlarıydı bundan emindim.

...

Araba şehir merkezine ulaştıklarında yavaşlamıştı, James bakışlarını camdan dışarıya yönelttiğinde ne kadar insan olduğunu görüp biraz ürkmüştü. Furkan gülümseyip ona bir şey uzattı,

"Bu küçük top senindi."

James topu alıp seyretmeye başladı, o sıra Furkan konuşmaya başladı.

"Sanırım durumu anlıyorum, Jason'un oğlu değilsin değil mi? Kemal Bey seksen yaşına girecek, eğer oğlu yaşasaydı şimdi elli yaşında anca olurdu. Kemal Bey ile Jason'un arasında da pek bir yaş farkının olduğunu sanmıyorum. Jason'un oğlu olmadığını tahmin etmiştim fakat onun adamı olduğunu düşünmüştüm. Bir anda Fransa'dan gelen bir genç Kemal Bey'in oğlunun yerine geçmeye çalışıyor. Sence de bu durum çok göze batmıyor mu? Benim görevim Kemal Beyi korumak. Ama sen o kadar cana yakındın ki sana zarar vermek istemedim. Hareketlerini takip ettim ne zaman Kemal'e yaklaşsan elimi silahıma götürdüm. Sen ise onunla hiç ilgilenmiyordun. Sonunda görevini tamamladığını düşündüğümde ise onu kurtarmaya gitmek istedin. Neler olduğunu anlamaya çalıştım ama sen bile Jason'un oğlu olduğunu düşünüyordun. Ona ne kadar sert çıkıştığını gördüm, bunun bir rol olduğunu düşündüm. Kendini bize kanıtlamaya çalıştığını. Adamlarımız geldiğinde geri dönecektik fakat Sylwia seni almadan gitmeyeceğini söyledi ve bulunduğun odaya saldırdık. Beklediğim manzara Jason ile çay keyfiydi fakat seni orada işkence altında gördüm. Ben belirsizliği sevmem James, ne olduğunu bilmiyoruz, kim olduğunu bilmiyoruz. Bildiğim iki şey var, bir katil olduğun ve ikinci, ait olduğun yer.

Araba durduğunda kapı açıldı, açan polisti James'i yakasından tutup dışarıya fırlattıktan sonra ellerine kelepçe taktı. Bağırıyordu, seni aşağılık katil diye. James ise yerde yuvarlanan topu seyretti. Hiçbir şey anlamıyordu.

Polis memuru James'in kafasını tutup yukarı kaldırdıktan sonra yüzüne yumruk attı,

"Senin gibiler ölmek zorunda! Kaç insanın canını aldın?"

...

~Sylwia

Arden ile eve geri yürürken bana derince baktı,

"Sana söylemem gereken bir şey var."

"Şuan gerçekten hiçbir şey duymak istemiyorum Arden... Kendimi iyi hissettiğimde konuşsak... Eve gidip yatmak istiyorum."

"Nasıl oldu da onun arabasına bindin?"

"Beni James'e götürecekti..."

"James'e mi?"

"Evet... Sana daha sonra anlatırım."

"Anlatmana gerek yok, eve döndüğünde bana anlatacağın çok şey olacak."

Şaşkınca Arden'e baktım ne demek istiyordu? Arden elini saçıma koyup gülümsedi,

"Yeniden seni mutlu görmek için sabırsızlanıyorum."

...

NEPENTHE ( YENİ HALİ İNTERNET SİTEMDE RZGARKESKİN.BLOGSPOT.COM) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin