26. Bölüm

2.3K 148 27
                                    

Tahir'den

T: BIRAKMA BENİ NEFES!
Ellerimi saçlarıma daldırdım şu an da yaşadığım his tarifsiz bir acıydı, sanki biri kalbimi diri diri söküp ateşin içine atmış gibi hissediyorum.
Sonra birden o nabız makinesinde ki çizgiler dalga dalga oldu
T: N-nefes bırakmadın beni bırakmadın! ALLAH'IM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN YARABBİM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN BU DELİ TAHİR SANA KURBAN OLSUN!
Yoğun bakımın önüne çöktüm dizlerimi kendime çekip ağlamaya başladım
T: Uyan artık nolur aşkım uyan..
A: TAHİR
Kafamı kaldırdığımda endişeli bir Asiye ile abimi gördüm.
Ayağa kalktım
T: Efendim
Asiye bişey diyecekken doktor yoğun bakımdan çıktı
Direk yanında bittim
T: Evet durumu
D: Nefes hanım sandığımızdan da güçlü çıktı eğer pes etseydi şu anda aramızda olmayabilirdi ama pes etmiyor dayanıyor dediğim gibi hâla durumu kritik ne kadar güçlü olursa olsun eğer bir daha kalbi durursa hastayı kaybedebiliriz bu önümüzde ki 24 saat içerisinde her şeye hazırlıklı olun derim.
Dedi ve gitti
24 saat
24 saat
24 saat
Kafamın içinde bu saat dönüp duruyor.
Sol göğsüme giren ağrı ile oturdum kollarımı dizime dayadım ve ellerim ile yüzümü kavrayarak içimde ki yangını gözyaşlarım ile akıtmaya başladım..
Yanıma Asiye oturdu
A: Gi-gitmez değil mi Tahir? Bi-bizi bırakmaz. O bizi düşünür, o giderse bizim nasıl yıkılacağımızı düşünür. Gitmez, gidemez. 
Kafasını omzuma koydu ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
Abim de sevdiğinin yanına oturup ellerini tuttu şu an o kadar çok imreniyorum ki abime...

Gözlerimi kapattım bu şeyin bu iğrenç dakikaların sadece rüya olmasını istedim..
Ama gözlerimi açtığımda karşımda öylece yatan sevgilimi, omzumda ağlayan Asiye'yi, duvar dibine çöküp ağlayan Murat'ı, kollarını göğsünde birleştirmiş öylece duran koray'ı görüyorum sadece...
Yüce rabbim beni sevdam ile sınama yalvarırım.. beni onsuz yaşatma, beni Nefes'siz bırakma yarabbim yalvarırım...

Yarım saattir aynı pozisyonda öylece duruyorduk her saniye kalbimde ki acı büyüyordu sanki, bir çığ gibi...

Sessiz ortamı aniden görüş alanımıza giren Fatih abi ve Zeynep abla böldü
F: Allah kahretsin Allah kahretsin sıçtık sıçtık sıçtık
K: Ayol noldu
Z: Birazdan buraya hiç gelmemesi gereken kişiler gelecek Allah seni kahretmesin Fatih bir de bana diyordun 'Işkım sıkın ınnımgılı hıbır vırmı' gerizekalı!
F: Yav ne yapayım acı ile birlikte ağzımdan kaçtı olamaz mı?
Z: Benim ağzımdan kaçsa canıma okurdun Fatih!
F: Sanki hiç okumuyorsun gibi.
Olayı çaktım şu anda.
Çatallaşan sesim ile
T: Öğrenmeleri lazım dı zaten bırakın iyi olmuş.
Z: Tahir ablam sen iyi misin?
Alaycı bir gülümseme takındım yüzüme
T: O kadar iyiyim ki anlatamam.
Omzumda bir boşluk hissettiğimde başımı yana çevirdim Asiye kalkmıştı omzumdan
T: Niye kalktın
Hâlâ akan gözyaşlarını sildi
A: Ben abdest alcam ve Kur'an okuyacağım şu an için kardeşime başka bir yardımda bulunamam.

Buruk bir gülümseme yolladım ve kafa salladım o da kalktı ardından abim de onun peşinden gitti murat da ayağa kalkıp yanıma oturdu.
Başımı duvara yaslayıp gözlerimi kapattığım an da duyduğum çığlık sesi ile 'hassiktir' çekip yerimde doğruldum
E: NEFEEEEEEEES
Görüş alanına ağlamaktan helak olmuş bir emel abla, derin derin nefesler alan bir cihan amca girdi..
F: A-anne?
Emel abla yoğun bakım camının karşısında dikildi ayağa kalkıp yanına gittim camlara elini dayamış öylece ağlıyordu
E: Annem, yavrum niye yatıyorsun orda rahat değil orası kalk bebeğim kalk yerine yat o kolunda ki ne öyle? Sen korkarsın o serumdan kalk annem, kalk lütfen kalk hadi aç gözlerini de ki 'annem ben iyiyim bak artık bu kelebekten bile korkmuyorum' de yavrum nolur kalk nefes'im nolur...

Hıçkırarak ağlamaya başladı ben de o sırada ağlayarak teselli etmeye başladım
T: Emel abla gel otur şöyle hadi sakin ol bi
Kollarını kurtardı benden
E: Nasıl sakin olayım Tahir kızım orda yatarken ben, ben ona sahip çıkamadım ben ona bakamadım ben iyi bir anne değilim
C: Hayatım sakin ol nolur yapma
F: A-anne kendine gel.
Sonra birden emel abla kollarıma düştü
C: EMEL!
M: Koray hemşire çağır
Emel abla'yı kucakladım ve getirilen sedyeye yatırdım ardından Fatih abi  ve Zeynep abla gitmişti.
Cihan amca öylece soğukkanlılığı ile nefes'i izliyordu
T: Cihan amca nasıl bu kadar soğukkanlısın?
O soğuk bakışlarını kırmızıdan görünmeyen gözlerime çevirdi
Yutkundum
Tekrar nefes'e çevrildi bakışları
C: Biliyor musun Tahir nefes ile aramıza sürekli bişeyler girdi. Mesela doğum günlerinde iş seyahati, ortaokulda mezun olduğunda toplantı, parti olurdu okulda anne-baba ben gidemezdim mesela... Hani kız çocuklarının aşkı baba olurmuş ya, ben kızımın ilk prensi olamadım... Onu ne kadar seviyorsam, o kadar ayrı kalıyorduk-
T: Yani çok seviyorsunuz?
Bana 'ciddi misin' bakışı atıp önüne döndü.
Bu sefer gözlerinde soğukluk değil de, her an akacak gözyaşları vardı..
C: Bu sefer de yanında olamadım.. kızım vurulurken önüne atlayamadım yine aramıza iş girdi...
Derin bir nefes alıp verdi
C: Neyse ben bir emel'e bakayım.
Kafa salladım ve gitti..

Şu an Koray, murat ve ben vardık.
Volta atıp duruyordum.
Acaba izin verirler mi?
Yok vermezler.
Bence verirler.
Dene o zaman gerizekalı.
Ama ya azar yersem?
Doktordan mı?
Haklısın.
Neyse denemekten zarar gelmez.
Haklısın.
Aha orda işte Bismillahirrahmanirrahim.
Doktorun yanına gittim
T: Doktor bey nefes'in yanına bir 10 dakika girebilir miyim?
Doktor biraz düşündü olumsuz anlamda kafa salladı.
T: Nolur lütfen sadece 10 dakika yalvarırım size
Derin bir nefes alıp verdi
D: 5 dakika.
Sevinçle kafa salladım.
Bu 5 dakika Nefes'in kokusunu almam için yeterli.

Yoğun bakım için bir kaç kıyafet verdiler ve giyindim.
Doktor ile beraber yoğun bakımın önüne geldik
K: Ayol nereye giriyorsun
T: Sevda'mın yanına.
Doktor düğmeye bastı ve kapıyı açtı girdim kapıdan o da çıktı.
Yavaş adımlar ile nefes'in yanına geliyordum sonra hızlıca gelip yanına oturdum.
Gözümün önünde böyle yatması, göğüs kafesim için hiç iyi değil...
Ellerini aldım maskemi indirdim ve avuç içini koklayarak öptüm...
Bu koku olmadan değil yaşamak, bir saniye bile nefes alamam ki ben...
Bir kaç kere daha dolu dolu öpüp ellerini ellerim ile sardım.
T: Aşkım, zamanım kısa, sana diyeceğim bir iki şey var.
Derin bir nefes alıp ağlamaya başladım
T: O silah sesinden beridir ben iyi değilim be nefes'im.. kalbimi hissetmiyorum.. tek ben değil Asiye, Fatih abi, Zeynep abla, murat, abim bile bak odun abim bile ağladı be.. annen ve baban geldi nefes onların da sana ihtiyacı var, nefes benim sana ihtiyacım var böyle o çimen gözlerini gözlerime dikip derin derin bakmana, çok konuşup o güzel sesin ile başımı ağrıtmana, trip atıp barışmana... Ben sana daha yeni kavuştum sevdiğim 7 buçuk yıldır aşkından ölüyorum zaten daha yeni kavuşmuşken, şimdi tamamen kaybedersem ben bu sefer gerçekten ölürüm nefes... Hem benim daha bir sürü hayalim var aşkım, mesela bir üniversite mezunu olmuşuz, mesleğimizi elimize almışız, ben sana hayatında asla ama asla unutamayacağın bir evlilik teklifi sunuyorum sen çığlıklar eşliğinde kabul ediyorsun, evleniyoruz.. çocuğumuz oluyor adlarını sen koyuyorsun, neden mi? Soyadını senden adını da benden alacak işte diyorsun.
Güldüm ve hemen gülümsemem yüzümden silindi ve derin bir nefes aldım
T: Hayallerde insanlar gibi canlıdır be nefes'im, onlarda nefes alır.. Benim hayallerimi Nefes'siz bırakma nefes ne olur...
Kafamı ellerine gömüp ağlamaya başladım..
Ben hıçkırıklar ile ağlarken bu gözyaşlarını anında mutlu bir hâle getirip kalbimin tekrar atmasını sağlayan bir ses...

N: Bırakmam...

Platonik -askıya alındı- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin