Jeon Jungkook
Nehir kenarı birkaç hafta önce yaşadığım büyük olayı gün yüzüne çıkarırken oradan bir an önce uzaklaşmayı seçmiştim. Yürürken takip ediliyormuş gibi hissetmem gerilmemi sağlarken, esen rüzgâr beni yavaşlatıyordu.
Biraz uzağımda gelen adım sesleriyle geniş ağacın arkasına saklanmıştım. Konuşma sesleri ve adım sesleri... Yaklaşıyordu.
"Yoongi," demişti tanıdık bir ses. Jimin? Ve Yoongi mi? "Sen hiç susmaz mısın Jimin? Yaptığınız plan için önce buradan kurtulmamız gerek, anlamıyor musun?" Evet, bu da Yoongi'nin sesiydi.
Yaklaştıklarını hissettiğimde sakin adımlarla ağacın arkasından çıkmış ve tam karşılarına geçmiştim. Bunu yapmamla birlikte Jimin'in koşarak bana sarılması bir olmuştu. "Jungkook!"
Ayrıldığında Yoongi'nin bakışlarını üzerimde hissetmiştim. "Sen nasıl..." demişti şaşkınlığını üzerinden atamazken. "Jimin yanlış görmüyorum değil mi? Şu an karşımda duran kişi Jungkook mu?" Sorusuna karşı Jimin'den bir tebessüm kazanmıştı. "Evet, Yoongi. Gözlerin gayet iyi görüyor."
Yoongi kısık bir tonda, "Demek o Jungkook'tu," dediğinde kaşlarım çatılmıştı. "Neyden bahsediyorsun?" demiştim merakla. O ise dalgınlığından olsa gerek dediğimi geç algılamıştı. "Önemli bir şey değil." diye bir kenara atmıştı sorumu.
"Sen," demişti Yoongi. Söyleyeceği şeyi kafasında tartıyor gibiydi. "Nasıl hayatta kalabildin?" Esen rüzgâr bir anlık titrememe sebep olmuştu. "Şans diyelim sadece." Tıpkı onun gibi, sorusunu bir kenara atmıştım.
Jimin üzgün bakışlarıyla Yoongi'ye bakarken, "Hoseok ve Seokjin'i merak ediyorum. Onlar şu an iyidir, değil mi?" demişti beklentiyle. Yoongi kaşlarını çatmıştı. "Şu bana nefret dolu olan çocuğu merak etmiyor musun?" Dediğini anlamamış olsam Jimin'in yüzünün daha da asıldığını fark edebilmiştim.
Taehyung'dan bahsediyordu.
Jimin, "Yoongi," derken sesi titredi. "O," diyebilmişti sadece. Yoongi ona ne olduğunu anlamış, sözünü tamamlamasına gerek duymamıştı. "Ölmemiş sevgilisi için bana dediklerini hatırladım da," dudaklarına aşağılayıcı bir gülüş yerleşti. "Onun intikamını sen mi devralacaksın Jungkook?"
"Neyden bahsediyorsun Yoongi?" dedim ona doğru attığım adımla beraber. Jimin aramıza girmeye çalışarak bizi ayırmayı denemiş ve isteği Yoongi'nin onu itmesiyle son bulmuştu. "Aptal sevgilinden bahsediyorum elbette," dedi Yoongi. "Beni saçma bir kuruntu üzerine öldürmek istemesinden." Yumruk yaptığım ellerim titrerken birbirine çarpan dişlerim gıcırdamıştı. "Taehyung böyle bir şeyi asla yapmaz!" Bağırmamla birlikte yan tarafımızda duran Jimin korkuyla bir adım gerilemişti.
Yüzünden eksiltmediği gülüşüyle konuştu. "Yapamayacağını tahmin edebiliyorum," demişti. Çabuk sinirlenen bir insandım. Yoongi ise bunu biliyormuşçasına cümlelerini özensiz bir şekilde yüzüme vuruyordu. Yumruk yaptığım elim sallanmaya devam ederken Yoongi'nin gülüşünde bir değişiklik olmamıştı. Gülüşünü yok eden şey yüzünde patlayan yumruğum olmuştu. Yüzü sola savrulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game over | yoonmin ✓
Fanfiction[yoonmin & taekook] "Jimin," dedi zihnimde ki ses. "Oyunumun bir parçası olduğun için sana minnettarım." Dediklerini anlayamıyordum. Ne oyunundan bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Unuttun değil mi? Ben de öyle tahmin ediyordum zaten. Burası...