1

161 2 0
                                    

Başlarda beyaz olmasına rağmen çamura yapıştığım için renginin kahverengiye döndüğü ayakkabılarıma bakarak ilerledim. Eve varmama yarım saat falan vardı. En yakın arkadaşım Öykü'yü evinde sevgilimle basmıştım. Keşke orda kalıp da Öykü'nün ağzıyla götünün yerini degiştirseydim. Ama suç ondan çok Selim'de...

O anda ne yapacağımı bilemeyip koşarak uzaklaşmıştım. Uzun süredir koşuyordum. Daha fazla halim kalmadığı için yürümeye başladım. Birden bir fren sesi duydum ve kendimi yerde buldum. Kaporta hafif çarpmıştı o yüzden ağır hasar almadım. Önüne bakmıyor mu bu??

"Önüne baksana sen?? Görmüyor musun kocaman beni?" diyerek ayağa kalktım. Arabadan ela gözlü kumralşın (kumral ile sarışın arası:)) bir çocuk indi. Önce hafifçe gülümsedi. 

"Neye gülüryosun sen gerizekalı eziliyodum şurda" dememle yanıma geldi ve beni kaldırmak için elini uzattı. Elini elimin tersiyle itip kendim ayağa kalktım. Sanırım ayağımı burkmuştum. Sağ ayağımın üzerine basamıyordum. Durumu fark edince bu halde gidemezsin deyip beni zorla kucağına alıp arabaya bindirdi. Buna gerek yok inmek istiyorum dediğimde araba çoktan hareket etmeye başlamıştı..

"Nereye gidiyoruz çabuk arabayı durdur inmek istiyorum" dedim. Cevap vermedi. Biraz sonra bir hastanenin önünde durduk. "Ya sen anlamıyo musun yada ben mi anlatamıyorum yok bişeyim iyiyim diyorum ya gerizekalı" dedim. "Olsun biz yinede bir görünelim nolur nolmaz işi garantilemek lazım ya kırıldıysa bacağın??" dedi. Muayene olduktan sonra ayağımın çatladığını öğrendim. Al işte bi de bu eksikti. Arabaya bindiğimizde "Beni evime götür" dedim. "Götürürüm ama sen bu halde ayağa kalkamazsın sana yardım edecek biri lazım yanlış anlama istersen seninle birlikte birkaç gün kalayım sonuçta ayağın benim yüzümden bu hale geldi." dedi.. "Ne diyosun ya sen hem beni ezmeye kalk hem zorla hastaneye getir şimdi de evimde kalmak mı istiyorsun?? Bir daha ömrün boyunca karşıma çıkma yeter!!" dedim. Evimi tarif ettim ve evimin önüne kadar geldik. "Bir şeye ihtiyacın olursa ara, hiç çekinme" dedi ve üzerinde numarasının yazdığı bir kağıt verdi. "Sanmıyorum" dedim ve eve girdim..

Üzerime bol beyaz bir tişört giyip altına mavi bir şort giydim. Dışardan pizza söyledim ve laptopumu açıp alışveriş sitelerine bakındım. Yağmur yerini güneş'e bırakmıştı. Biraz sonra ayağımı önemsemeyerek dışarı çıkıp hava almaya karar verdim. Tam kapıyı açtım, karşımda yine o gerizekalı çıkmasın mı?? "Bu halde nereye gidiyorsun?? Doktor dinlen demedi mi??" dedi. "Bu seni ilgilendirmez, sana ez diyen kimdi?? Hem burda ne işin var senin?" dedim. "Ben bu halde rahat değilim izin ver yanında durup sana yardım edeyim. Ayağa kalkmaman lazım. Tek başına yaşıyorsun değil mi??" dedi. "Ya sen başımın belası mısın?? Evet yalnız yaşıyorum. Tamam madem bana yardımcı olmak istiyorsun ayağım iyileşene kadar kal yanımda" dedim. Gülümsedi ve içeri girdi. Gülümseyince çok tatlı oluyordu..

Ona boş odalardan birini gösterdim. "Sana yemek hazırlayayım mı??" dedi. O sırada kapı çaldı ve pizzalar geldi. Birlikte pizzaları yerken güzel bir film açtı. Aslında yanımda kalması biraz da işime geliyordu.. Ne güzel bütün işlerimi ona yaptırabilirdim..

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin