~Jimin~
Chaeyoung'u orada bırakmak hiç içime sinmedi. Ama yapmak zorundaydım. Yoksa Chaeyoung'un başına çok kötü şeyler gelebilirdi. Hepsi Seulgi yüzünden. Böyle yapmamın sebebi, hatta sebepleri var. Seulgi, ailesi ve ailem. Kahrolası ailemi hiç sevmiyorum. Annem her zaman iyidir. Ama benim Chaeyoung'u sevdiğimi bile bile babam olacak o şerefsi,e engel olmadı. Beni affet Chaeyoung, zorundaydım...
~Rose~
Birkez daha kandırılmıştım. Yine beni sevdiğini söyledi ve oynayıp attı. Kahretsin ki yine oyuna gelmiştim. Beni sevmesini istediğim adam beni atmıştı.
Üzgün ve kırılmış bir şekilde kantine indim. Jisoo ve Jennie hararetli birşeyler konuşuyorlardı. Lisa ve Jungkook'da birlikte sohbet ediyorlardı. Jungkook gerçek aşkını bulmuştu.
Onlara özeniyorum. Ayrıca benim başıma gelen olayları anlattığımda herkes gibi acımamış, aksine öfkeme ortak olmuşlardı.
"Rose, gelsene." dedi Jennie, beni fark edip. Ben de yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip yanlarına doğru ilerledim. Jisoo unnie hâlimi fark etmişti-ki bakışları bunları ifade ediyordu.
"Ne oldu Chae?" dedi Jisoo unnie.
"Birşey yok ya. Canım sıkıldı. Hem hani biz parti yapıyorduk?" dedim, konuyu değiştirerek.
"Biz sonraya atalım şimdi. Ama parti mevzusuna gelince de isterseniz bugün yapalım." dedi Jisoo unnie. Beni en iyi anlayan kuzişim.
"O zaman yapalım." dedi Jennie heyecanla.
"Tamam. Neyse, Lisa'ya da diyin, kalkalım artık. Ders başlayacak." dedim ve ayağı kalıtım. Gözlerim dolduğu için saklamaya çalıştım. Beni bu hâlde görmelerini istemiyorum. Çünkü onları da kahredemem.
"Rose," dedi Jisoo o'yu uzatarak.
"Birşey yok." dedim ve derin nefes aldım.
"Yalan söylemek işe yarar mı sence?" dedi Jisoo, tek kaşını kaldırarak.
"Hep beraber olmamız ve bir anda eskiler gelince aklıma. Duygusal oldum işte ya." dedim.
"Oy, oy kıyamam. Duygusal balığım benim." dedi ve kafamı göğsüne bastırdı.
"Buna bağrına basmak mı deniyor?" dedi Jennie.
"Bak, bak da gör. Elin ablaları nasıl bağlarına basıyorlar. Sen anca didiş." dedi Lisa, Jennie'yi dürtükleyerek.
"Ya dursana kızım." dedi kolunu ovalayıp. Sonra da egolu poz alarak devam etti.
"Ha şunu bileydin. Ben daha büyüğüm." dedi. Lisa'da koluna geçirdi. O sırada biz de geri çekilmiştik zaten. Sonra Jungkook gitti. Biz de Lisa'ya parti işini dedik. Her zaman ki gibi 'bana uyar' dedi.
"Ders spor." dedi Jennie.
"Bizim Müzik. Hadi bay." dedi ve gitti. Biz de kızlar ile soyunma odasında gittik. Hava esiyordu. Ama şort giymeme engel değil.
Beyaz spor şort, beyaz bluz ve beyaz spor ayakkabı giyindim. Saçlarımı da yukardan bağladım. Bluzu giyerken göğsümdeki yara gözüme çarptı. Sadece dün akşam kızlar görmüştü. Birde ben.
Giyinip çıktığımda kızlar da giyinmişti. Lisa, sarı şort, beyaz bluz ve sporlarını giyinmişti. Saçları her zamanki gibi salıktı. Jennie'de siyah eşofman ve beyaz bluz giyinmişti. saçları da açıktı.
Hep birlikte çıktık ve soyunma odasına gittik. Herkes oradaydı. Hoca bizi görür görmez yanına çağırdı. Biz de gülümseyerek yanına gittik.
"Kızlar, bu ders serbestsiniz. Benim biraz işlerim var. Çok dağılmayın." dedi ve gülümseyip gitti. Biz de kızlar ile birbirimize bakıp sevindik.
"Ben Jimin ile buluşacağım." dedi Seulgi, yanımızdan geçerek. Ben duyduğum cümle ile yine yıkıldım. Sevdiğim birisini başkasının elinde, başkasının gözlerinde görmek acı veriyor. Her ne kadar istesem de olmuyor. Aşk izin vermiyor. Ben onun için ölümü göze almışken, o başkaları için savaşıyor.
Okulda son dersti. Ben de kızlardan habersiz birşey yaptım. Ama haber verseydim de aynısını yaparlardı. Çıkışa iki dakika kala mikrofon aldım ve sesini açtım.
"Hey, arkadaşlar! Bu gün çıkışta parti var ve hepiniz davetlisiniz. Bir saat sonra gelin. Konum atacağım." dedim ve kapattım. Hemen ardından zil çaldı ve kızlar yanıma geldi.
"Zekiceydi." dedi Lisa.
"Ah, ben işte ya." dedim ve gülmeye başladım. O sırada Jungkook ve tayfası geldi.
"Partiye biz de davetli miyiz?" dedi Jungkook. Ben kısa bir bakış attım Jimin'e ve tekrardan Jungkook'a döndüm.
"Evet, sizde davetlisiniz. Neyse, bizim işlerimiz var. Bir saat sonra." dedim.
"Gidin ve evi toplayın." dedi Jimin gülerek. Ben de onu bozdum.
"Sanırım bazı kişiler kendileri ile karıştırdı. Neyse, hadi gidelim. Hem ben daha Kim Hong In'ı çağıracağım." dedim. Kızlar ve Jimin bana şaşkınca bakıyordu.
"Kim Jong-In kim?" dedi Taehyung.
"Erkek arkadaşım. Düzeltiyorum. Sevgilim." dedim üstüne basa basa.
"Ner..." diyordu Lisa-ki Jennie onu dürttü ve ben önden olmak üzere kızlar da arkamdan geldi. Arabaya geldiğimizde bindik ve Jisoo hemen soru yöneltti.
"Jimin'lerin yanında demedim, ama Kim Jong-In kim?" dedi.
"Şey, bilmiyorum." dedim ve hepsi kahkaha patlattı.
"Peki neden sevgilim dedin?" dedi Jisoo.
"Uzun hikâye. Partiden sonra anlatırım. Ama şimdi Kim Jong-In'ı bulmamız lazım." dedim ve gülmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİYET | RosMin [Düzenleniyor]
FanfictionOkulun Badboy'u olan Park Jimin ve eziyet ettiği kız Park Chaeyoung. Daha doğrusu Park Roseanne. İkisinin nefretten aşka dönüşeceği masalı dinlemeye hazır olun... •Kapağın tüm hakları Lilith'in Tasarım Marketi'ne aittir.