yirmi beş:

1.5K 124 20
                                    

Kai;

Gözlerimi yan sırada oturan, kulağındaki kulaklıklarıyla test çözen Jennie'ye sabitlemiştim. Sınav senemizdi ve okula geldiğimizden beri Jennie'nin pek çalıştığını görmemiştim.

Ben umursamazdım ama o derslerini umursardı. Bana zorla ders çalıştırttığı zamanlar bile olurdu ancak bu sene biraz daha rahat gibiydi.

Lay ve Sehun sınıfa girdiklerinde Sehun da Lay de bana kafa selamı vermiş, sıralarına geçmişlerdi. Eskisi gibi değildik, ne Sehun'la ne de Lay'le. Bunu benim yaptığımı düşünmek, kavgayı çıkartanın ben olduğumu bilmek beni zorluyordu.

Sehun Jennie'nin yanına oturduğunda ve kafasını onun omzuna yasladığında dudaklarımı yaladım. En yakın arkadaşı olduğunu biliyordum fakat bu yine de kıskanıyor olmama engel değildi.

Jennie kafasını testlerden kaldırıp omzunda yatan Sehun'a bakmaya başladı. Ardından ise umursamadan test çözmeye geri dönmüştü. Sehun da yanında soruya bakıyor, anlamadığı için de kaşlarını çatıyordu.

Derin bir nefes aldım.

Zorlanıyordum. Çok zorlanıyordum.

"Lisa!"

Lisa beni gördüğünde duraksayarak kaşlarını çattı. Pek muhabbetimiz yoktu, ona seslenmeme şaşırmış olması normaldi.

"Efendim, Kai?"

Yanına ilerlediğimde durdum. Birkaç saniye etrafa bakınarak derin bir nefes aldım. "Jennie hâlâ-"

"Jennie hakkında soracağın sorulara ben cevap vermem," diyerek omuz silkti. "Madem o kadar olay çıkarttın, madem arkadaş grubunu da sen parçaladın... Kendin dağıttın, kendin topla, Kai. Jennie'yi sen dağıttın, sen toplayacaksın."

"Beni seviyor mu?"

"Cevap vermem, demiştim," diyerek omuz silkti. "Korkak gibi davranma ve git kendisine sor."

Lisa beni umursamadan gittiğinde öylece ortada kalmıştım. Hâlâ beni seviyor olması gerekiyordu, sevmese böyle davranmazdı. Yani, eğer sevmeseydi beni görmezden gelirdi. Konuşmaz, hakaret bile etmezdi.

Beni hâlâ seviyordu.

Jennie;

"Akiam motor yarışları varmış," diyen Sehun, elindeki elmayı ısırarak yanıma oturdu. "Gidecek miyiz izlemeye?"

"İyi olur aslında," diyerek omuz silktim. Uzun zamandır izlemeye gitmiyorduk, önceden Jongin yarışırdı ve biz de o yüzden giderdik ancak bayadır hiçbir yere gitmemiştik. "Bayadır da gitmiyorduk zaten."

"Yerini saatini öğrenir mesaj atarım sana."

Başımı salladığımda saçlarımı karıştırarak yanımdan kalktı. Birkaç haftadır hiç Sehun'la böyle ikimiz oturup konuşmamıştık. Normalde sürekli yapardık ancak birkaç haftadır doğru düzgün muhabbet etmiyorduk.

Sehun mutfağa gidip geri geldikten sonra yanıma oturmuş ve bir anda konuşmuştu. "Ben birisinden hoşlanıyor gibiyim."

Sırıttım. "Lalisa?"

Kafasını hızla bana çevirdi. "Jennie! Yah! Neden tek atıyorsun? Biraz düşünmen gerekiyordu!"

Omuz silktiğimde kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. "Sende durumlar nasıl?"

"İtiraf etmek gerekirse," diyerek derin bir nefes aldım. "Çok seviyorum."

"Ama affedemiyorsun."

Onayladım. "Affedemiyorum."

"Köpek gibi dolanıyor şu anda peşinde," diyerek güldü. "Aptal Kai. Ben en başında uyarmıştım onu, kötü bir şey yaparsan affetmez demiştim. Kendi kendisine yaptı, gerizekâlı."

"O kızı öpmesi değil asıl sorun," diyerek kafamı koltuğa yasladım ve tavana bakmaya başladım. "Bana hiçbir şey anlatmaması. Ya da yaptığı şeyi savunarak seninle kavga etmesi."

Birkaç dakika öylece bekledik. "Ah, bu kadar dram çok fazla," diyerek elini boynuma attı ve beni gıdıklamaya başladı. Ben gülmeye ve elini itmeye başladığımda ise sırıtarak beni gıdıklamaya devam etmişti.

Oh Sehun iyi ki vardı.

when u touch me [jenniexkai]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin