part 6

13.8K 372 28
                                    

Bea'nin beni görmemiş olmasına şükrederek,barın içine yürüdüm. Bana neden bunu yapmıştı? Bana bunu yapmasına nasıl izin vermiştim? Beni öylece öpüp,çekip gidemezdi,bir başkasını özellikle bir erkeği öpemezdi. Tamam,belki biseksüeldi ama beni öptükten bir dakika sonra o adamı öpmesi yalnıştı. Bir kalbim vardı ve o her defasında bir kız tarafından kırılmayı hak etmiyordu.

Keşke hetero olsaydım ve tüm bu olanlara üzülmeseydim.

Adam'ı bulup,ondan bir kaç içki için yalvardım. İlk başta itiraz edip,beni delirtse de daha sonra kabul etmişti. Adam,barmene işaret verdiğinde ona gülümsedim. Gecenin başında barmeni uyarması ve kesinlikle onun izni olmadan bana içki vermeyeceğine dair yemin ettirmesi sinirimi bozmuştu.

Barmenden bir bira aldığımda,mutlu hissetmiştim ama daha sonra Bea aklıma geldiğimde birayı onun üzerine kusmak istemiştim.

"Tamam," dedim kendi kendime. "Kendine gelme vakti,bu bir çok kez oldu."

"Bir şey mi dedin?" diye sordu barmen ama ona cevap vermedim.

"O basit bir fahişe,kendime gelmeliyim ve tüm bu olanları unutmalıyım." Barmene dönüp,gülümsedim.

"Sadece ne kadar güzel bir gece olduğunu sesli düşündüm," dedim ona eğilirken.

"Güzel mi? Sanki burada ki herkes 40 yaşındaymış gibi ve hepsi çok sıkıcı. İçki alırken bile aptal şakalarını esirgemiyorlar. Sence hala güzel mi?" Ona tek cevabım kahkaha oldu.

Yarım saat sonra barmen çocuğun adının Chris olduğunu,kız arkadaşından iki hafta önce ayrıldığını,okulu ve futbol takımını bırakıp,kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştığını ama sürekli bir aksilikler çıktığını öğrenmiştim. Ben ise ona sadece adımı söylemiştim. Birileriyle konuşmam belki bana iyi gelebilirdi ama şuan bunu istemiyordum. Acımla kendim idare edebilirdim,sanırım.

"Sen anlatmayacak mısın? Kendimi çok konuşkan biri gibi hissettim." Ona gülümsedim ama o da bunun içten bir gülümseme olmadığını biliyordu.

"Peki,anlatmak istemiyorsan,anlarım."

"Teşekkür ederim," dedim yavaşça. Duymamış olabilirdi ama bunu umursamıyordum.

"Uhm,sana iyi geceler,eve gitmem gerek. Görüşürüz." Chris'in elini sıkıp,Adam'ı aradım. Doğum gününü bir kez daha kutladıktan sonra ayrılmam gerektiğini söyledim ve barın çıkışına ilerledim. Elbisemin uzun olmasına küfür edip,Bea'ye bakındım. Tabii ki onu etrafta görememiştim,o adamla gittiğini biliyordum.

**

Sabah erken uyanıp,hafta sonu olmasına şükrettim. Okula gidip,Bea'yi görmek şu an istediklerimin listesine girmiyordu. Ve sanırım hiçbir zaman girmeyecekti.

Vincent'ı arayıp,kahvaltı için buluşup buluşamayacağımızı sordum. Beni reddetmeyip,her zaman ki yerimizde bir saat sonra buluşmak için birbirimize söz verdik.

Şu an bana iyi gelecek tek şey Vincent'tı. Yakın arkadaşım olduğu için şanslıydım. Lezbiyen olmama rağmen beni yargılayıp,gitmediği için mutluydum. Sanırım,Tanrı'nın benim için yaptığı en iyi şey Vincent'tı.

Bununla yetinmeli ve bir kaç iyilik daha istememeli miydim? Yoksa,istemeli miydim?

Vincent'ı görür görmez boynuna atlamış ve gözyaşlarımı geri yollamaya çalışmıştım. Neyse ki,bu işte başarılıydım.

"Kötü görünüyorsun,neler oldu?" diye sordu karşıma otururken.

"Dün gece bir partideydim," diye açıkladığımda güldü.

"Ah,demek ki benim küçük elmasım,akşamdan kalma mı yoksa?" Bu komik tavrına ben de güldüm ama hala kırgındım.

"Ve bir kız beni öptü." Cümlemin üzerine gözleri irileşti ve dudakları düz çizgi halini aldıktan hemen sonra aralandı. Birkaç dakika bana cevap vermesi için beklemek zorunda kaldım.

"Tanrım,ne demem gerektiğini bilmiyorum ama sanırım bu iyi bir şey." Kafamı onaylarcasına salladım ve dudaklarının yukarı kıvrılmasını izledim.

Bir kez daha lezbiyen olmamayı diledim,sadece bir kimlik arayışı olmasını diledim ama biliyordum ki,bunlar imkansızdı.

"Okulundaki o kızdı değil mi?"

"Evet ve beni öptükten çok geçmeden onu başka bir adamın kollarında buldum,öpüşürken." Suratını limon yemiş gibi ekşitti. Bu hali çok komikti ama gülmek istemedim.

Yerinden kalkıp,iki adımda yanıma ulaştı ve beni de kaldırıp,kollarını bana doladı.

İhtiyacım olanın biraz ağlamak ve şefkat olduğunu biliyordu. Ağlamak her zaman iyi gelirdi. Neredeyse tüm gece ara ara uyanıp,aklıma gelen sahne ile ağlamıştım ama yeterli gelmemişti.

Gece eve geri döndüğümde de şefkate ihtiyacım vardı,ailem yanımda olmadığı için ihtiyacım olan şefkati giderememiştim.

"Bu olanlardan nefret ediyorum," diye fısıldadım,Vincent'ın tişörtünü ıslatırken.

"Biliyorum ama bunlar geçicek." Sesinin bana güven vermesine tapabilirdim,her kötü anımda bunları söyleyip beni inandırmasını seviyordum.

**

On beş dakika Vincent'ın omuzunda ağladıktan sonra kendime gelmeyi başarmıştım. O süre zarfında kendime bir kaç söz vermeyi ihmal etmemiştim. Pazartesi günü okuldan hemen sonra Adam'ın ofisine gidip,gerçek bir seans istemek gibi.

Vincent'a bunu söylediğimde ilk başta beni vazgeçirmeye çalışsa da,iyiliğim için kabul etmişti. Eğer biraz daha diretseydi,vazgeçerdim ama yapmamıştı.

Beni evime bıraktığında iyi olacağımı ve her şeyin düzeleceğini söylemişti. Tabii ki öyle olacaktı. Bea'den öncesi de vardı,bir çok kez kızlar tarafından hayal kırıklığına uğramıştım ama ardından iyileşmiştim. Her zaman böyle olurdu.

**

"Siktir," diye fısıldadım yönümü değiştirirken. Pazar gününün hemen bitmesinden ve şu siktiğimin okuluna geri döndüğümden dolayı sinirliydim.

Ah,bir de Bea'nin bana doğru yürüyor olmasından.

Onu sadece iki saniye görmüştüm ve yine mükemmeldi. Bu sefer sarı saçlarını hafif dalgalarla süslemişti. Parlayan kolyesini uzaktan bile fark etmiştim.

"Diamond!" Bana bir kez daha seslendiğini duyduğumda pes ettim. Durdum ve ona döndüm.

"Sadece sana selam vermek istemiştim ama görünüşe göre sen kaçmayı daha çok sevdin," dedi beni azarlayarak. Burada azarlanması gereken kişinin o olmasına rağmen. "Dün seni aradım."

"Biliyorum," dedim umursamazca. Beni kırdığını bilmesini istemiyordum.

"Harika,neden geri dönmedin?" Kaşlarını kaldırdığında bir şeyler söylemek için bekledim. "Öpücük yüzünden bana böyle davranıyor olamazsın?" dedi sorarcasına. Gülümsedim.

"Hangi öpücükten bahsettiğine bağlı aslında. Barın karşısında bir adama verdiğin öpücükten bahsediyor olamazsın değil mi?" Gözlerini bir kaç saniyeliğine kapattı.

"Açıklamama izim verecek misin?" Bunu yapmalı mıydım? Her ne derse ona inanacağımı biliyordum,yalan olsa bile. Bir yanım,sağ omzumun üzerinden bana yapmam gerektiğini söyledi. Diğer yanım ise hemen buradan koşarak ayrılmamı haykırdı.

"Hayır,üzgünüm. Adam ile seansım var." Onu reddettiğim için memnun değildim ama pişman da sayılmazdım.

Arkama dönüp ona baktığımda,yüzünü elleriyle kapattığını gördüm. Belki de,yaptığı şey için pişmandır ve beni gerçekten önemsiyordur?

i kissed a girlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin