Taehyung:
Uzaktan izliyorum dudaklarının kıvrılışını. Gülümseyişin ayı kıskandıracak kadar güzel.
Müşterilerle ilgileniyorsun, tıpkı seni ilk gördüğüm zamanki gibi yoğunluktan kafanı kaldıracak halin yok.
Fazla yaklaşamıyorum çünkü ne zaman sana yaklaşsam o koku ortalığı sarıyor ve yakalanıyorum.
Geçen sefer markette çıkardığım minik çaplı kriz geliyor aklıma. Sırf sen anlama diye koku reyonuna dalışım, dayanamayıp kokuyu sorma bahanesiyle yanına gelmem ve telaşla tuvalet kağıtlarını devirmen. Ardından bir kıkırtı fırlıyor dudaklarımdan.
Elimde gardenya seni izliyorum senin de beni sevdiğinden emin olmak istercesine.
Sana yaklaşmaya cesaretim hiçbir zaman olmadı. Son bir buçuk aydır yaşadığımız bu rüya deneyimi olmasaydı asla dokunmaya cesaret edemezdim herhalde.
Elimdeki gardenyaya bakıyorum. Tıpkı senin gibi ait olduğu yerden uzak.
Sen kollarımda olmalısın , o toprağında.
Çiçekteki notu son bir kez kontrol edip sana yaklaşmaya başlıyorum. Kokuyu duyduğun an kafanı kaldırıp etrafına bakındığında göz göze geliyoruz.
Gülümsüyorsun tereddütle. Gülümsüyorum içtenlikle.
Adım adım yaklaştıkça koku keskinleşiyor. Ben sana yaklaşınca müşteriyi yanındaki arkadaşına bırakıp yanına gelmemi bekliyorsun.
Rüyadakinin tam tersi.
Elimdeki gardenyayla sana doğru süzülürken heyecandan titriyorum bir yandan.
Önüne gelip sana gardenyayı uzattığımda elimden alıp üzerindeki notu sesli okuyorsun.
"Bana ay dedenin hediyesi olan gardenya çocuğa. Sonsuza dek gardenya kokalım."
Çiçeği kokladıktan sonra kafanı kaldırıp yüzüme bakıyorsun.
Rüyanın tam tersi.
Bir adım daha yaklaşıp ayakkabılarımızın burunlarını birleştiriyorum.
Ve uzanıyorsun dudaklarıma. Gardenya kokusu her yerde.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki bölüme fic hakkında bilmek istediklerimi yazıp ufak bir reklamla kapanışı yapacağım. Lütfen sonraki bölümü de okuyun.