Tanıtım

341 31 5
                                    


Şehrin en büyük tiyatrosunda alışılmadık bir uğultu eko ile dalga dalga sahneden mekana taşıyor, ortaların uç kısmında bir yere saklanmış yazar kafasını bitlenmiş gibi aniden oradan buradan kaşıyarak dosyasına sıkıştırılmış kağıda hızlı hızlı bir şeyler karalıyordu.

Gözler ondan çekilmişken dağınık dekorların arasında kara kara düşünceleri ile karardığı yerden kalktı. Sahneden inecekken durdurdu onu gözdesinin meymenetsiz sarışın adama gülüşleri.

Yazara mızrak gibi uçarken yönetmen sen hayırdır bakışları ile "oyuna başlayacağız birazdan." sözleri durdurdu onu.

Elleri ile oynamaya başladı, tırnaklarının kenarındaki etler can yakıcı çıkıntılarla canını sahnedeki gözdesi kadar acıtmıyordu.

Yönetmen onun kurtlanmış olduğunu farketmiş olacak ki yolunu açtı. Adil bir adam olduğu söylenebilirdi lakin laftan anlamazdı halden anladığı kadar.

Yazar bitli bitli kaşınıyordu. Önünde eğilse birkaç bitin ona da sıçrayacağına ne şüphe, iki koltuk ötesine oturdu.

"Yazarım, kaleminize kurban olayım. Bu benim son oyunum."

Bitli yazar kaşına kaşına başını kaldırdı sol kaşıyla.

O zaman tüm cesareti kayboldu. Lakin kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.
Elini sahneye doğrultuverdi, gözdesinin ışıltısı bir kat daha çoğaldı. Adam sahnenin tek hakimi gibi varlığı kendinden gayrisini miadı dolmuş gibi siliyordu.

"Beni Ona yazın.. Bu son oyunum zira.."  dedi var gücüyle. Olacak olan her şey olmalıydı bu sahnede.

🕯🕯🕯🕯🕯🕯

Bu da etkinlik için..

İki ay kalmış gibi görünse de yayındaki fikayeler, gündelik işler, sınavlar, programlar filan yekûnde etkinlik fiklerini ancak yetiştiririm gibi bu sürede🙄

Bence bu daha uygun o insafsız sahneyi unutmamıza Jano 😏  
😚jongsooxo

Şuraya nazar boncuğu sloganımızı ekleyeyim😁

🐢 Yazarsam sizindir yazmazsam hiç benim olmamıştır 🐢

Beni Ona Yazsınlar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin