Menekşeler kıskanırdı güzel gözlerini Salıncaklar özgür bir kuş gibi uçmanı
Garip kalan yüreğim yüreğini kıskandı
Denizdeki hırçın dalgalar sırma saçlarını
.
Ellerinde kara toprağın merhameti var
Her şey sana gelen sonsuzluk yolları Hayatın ağırlığı canını yakmıyor mu ey yâr
Doldurur bedenimi sensizlik rüzgarları
.
Ramak kalmışken varmak için aydınlığa
Yine akşam olur rüyalara dalarsın
Gözlerin dolupta ufuklara bakınca
Farkedilmemek için sessizce ağlarsın
.
Vaveylam neden duyamıyorum seni
Denizler engel mi oldu benliğimize
Uzaktasın göremiyorum gözlerini
Uzatsana yüreğini tutayım ellerimle
.
Evsiz kaldım gözlerini görmeyeli
Yüreğim yağmurlarda sırılsıklam oldu Kulaklarım işitmez oldu sesini duymayalı
Doğduğum şehir senin hasretinle doldu
.
Canını veriri bir garip,minik karınca
Aşkının uğruna sutaşırken aleve
Benimde canım esirdir senin yoluna
Bekliyorum kara yokuşun en tepesinde
.
En umulmaz yerde yeşerdin sen
Ben deyim bir çöl sen de vâha
Çöllere yağmur yağmaz keşke bilsen
O zaman anlardın nedir yürümek aşka
.
Nidalarım duyulmaz oldu göklerde
Açan çiçeklerim soldu güller kayboldu
Dolaşacaktık hâlbuki seninle dilden dile
Aşk bizi kuru bir yaprak gibi savurdu
.
İğde ağacına konan kuşa koşarcasına Seni sevmek yakışmaz mı bana yârim
Karanlıkta kaybolan yıldızları ararcasına
Düşünmek yetmezki ey ömrüm ve hayalim
.
Kara bulutlar var uçurumun en tepesinde
Gözlerim görmüyor seni arıyorum
Buluyorum kendimi çaresizlik teknesinde
Kendimi unutup sende kayboluyorum...