Çağrı
Bundan sonra artık yalnızdım. Sen her zaman yalnızdın zaten içimden bir ses. Doğruydu aslında asıl yalnızlığınızı acı çekerken anlıyordunuz ve bu da acının tuzu, biberi oluyordu. Tanıdığı her insanla biraz daha yanlızlaşmış oluyordu insan. Hayatına onu terk edebilecek bir insan daha ekleniyordu, onu daha da yalnızlaştıracak bir insan. Gizem de benim için bu insanlardan mıydı cidden? Bu kadar basit miydi? Kaybetmekten yorulmuştum artık. Babamı, annemi, Ayça' yı, Oktay' ı şimdi ise Gizem' i kaybediyordum. Ama ne yapabilirdim ki beni sevmiyorlardı işte. Kimseye kendimi zorla sevdiremem ya. Belki de hep bu kadar kolay pes ettiğim için kaybediyordum. Aklım allak bullak olmuştu. Ne yapmam gerekiyordu? Gizem' e cidden çok kaba davranmıştım. En azından özür dilemeliyim diye düşündüm. İsterse yine planı uygulamazdı ama beni kaba bir adam olarak hatırlamasını istemiyordum. Karar vermiştim, yarın çalıştığı yere gidip konuşacaktım onunla.
Gizem
Bugün çalıştığım cafeye önemli biri geleceği için bir gün önceden hazırlık yapılmaya başlanmıştı. Adamın dedikodusu kendinden önce gelmişti. Sinem adamı anlata anlata bitirememişti. Yok şöyle yakışıklı, böyle zengin. Artık o kadar sıkılmıştım ki bir şeyleri bahane edip kaçtım yanından. Bir de o adam yüzünden şu halde fazla mesai yapıyordum. Sinem' in anlattıklarına göre adamın adı Uzay' mış ve gece kulubü varmış. Çok popülermiş. Bizim küçük cafemize neden geldiğini ise kimse bilmiyordu. Solistimiz Banu ise onun sesinin ününü duyduğu için geldiğini söylüyordu ama tabi ki buna kimseyi inandıramamıştı. Tamam kızın sesi güzeldi ama önemli bir adamı buraya getirecek kadar güzel değildi. Akşam olduğunda tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Adam gelmişti ve herkes çaktırmadan adamı izliyordu. Banu en güzel söylediği şarkıları seçmiş onları seslendiriyordu. Uzay Demir adını duyan herkes gelmişti sanki cafe tıklım tıklım doluydu. Ben koşuşturmaktan adamı çok inceleyememiştim ama mavi ve keskin bakışları fark edilmeyecek gibi değildi. Bir ara kafamı çevirip baktığımda göz göze geldik. Sonra adam, bizim patron Levent Bey' i yanına çağırıp bir şeyler söyledi. Levent Bey hızlıca içeri geçti. Çok zaman geçmeden içerden Banu çıktı. Suratı bembeyaz olmuştu. Yanında bir arkadaşıyla cafeden ayrıldılar. Nasıl ya? dedim içimden. Uzay denen adam buradaydı ve solistimiz yoktu. Patron yanıma geldi ve benden Berk' i aramamı istedi. Berk buranın devamlı müşterisiydi ama aslında buradan biraz daha büyük bir kafede çıkıyordu, şarkı söylüyordu. Arada bizim cafeye geldiğinde benim için şarkı söylerdi. Levent Bey' in çaresiz bakışlarını görünce dayanamadım ve aradım. Berk de hemen kabul etti ve geldi. Berk sahneye çıktığında adamın suratında beliren kızgınlık apaçık ortaydı. Berk Kadının Gidişi adlı şarkıyı söylemeye başladığında adam patronu yine yanına çağırdı ve sinirli bir şekilde bir şeyler söyledi. Berk' e baktığımda ise sanki bana eski Berk gibi baktığını hissettim bir an. Sanki beni hiç aldatmamış gibi. Şarkının sözlerini söylerken sanki acı çekiyor gibi söylüyordu.
Bir sabah uyanınca
Derdin, yoksam yanında
Kalk sor kendine
Bu kadın nerede diye
Bir sabah uyanınca
O yalnız yatağında
Bak gör aynaya
Eserinle gurur duy bir daha
Benle gülen, ağlayan
O kadın nerde şimdi diye
Haykır tüm sesinle
Yastıklara sarılırken
İsmimi fısıldayan
Bazen şarkı mırıldanan
O ses yok, gülüş yok
Danset sessizlikle
Ses duyamazsın
İz bulamazsın
Kadının gidişi sessiz olur
Derdin, inanmazdım...
Uyanamazsın
Başka kollarda
Kadının gidişi sessiz olur
Derdin. inanmazdım...
Özellikle Kadının gidişi derken sanki bakışlarıyla gözlerimi deliyordu. Yoksa anlamış mıydı ondan gittiğimi. Sessizce, fark ettirmeden. Ama öyleyse bile fikrini değiştirecektim onun çünkü ben böyle sessizce gitmek istemiyordum. Ruhen gitmiştim ondan dogru ama bedenen gidişim onda deprem etkisi yaratmalıydı, sessiz sedasız olmamalıydı.Berk sahneden indiğinde Levent Bey hemen onun yanına gitti ve bir şeyler konuşmaya başladılar. Sonra ikisinin bakışlarını üzerimde hissettim. Bunlar neden bana böyle bakıyorlardı ki? Levent Bey eliyle bana gel işareti yaptı. Arkama baktım kimse yoktu. İyi de beni niye sahneye çağırıyordu ki şimdi bu adam?
Yanlarına gittiğimde bana Uzay denen adamın bir şarkı istediğini anlattılar. Berk şarkıyı bilmiyordu ama benim çok sevdiğim bir şarkı olduğu için benden duymuştu. Levent Bey' e benim şarkıyı seve seve seslendireceğimi söylemiş. Aman ne güzel. Şimdi bu kadar kalabalığın önünde nasıl şarkı söyleyecektim ki ben. Başta kabul etmesem de Levent Bey' in ve Berk' in yoğun ısrarları üzerine kabul ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ACIDIR (DÜZENLENİYOR)
RomantizmAcılar içinde kıvranırken bir ışığa tutunursun. Dünyan bu ışıkla aydınlanır. Sonra o ışığı kaybedersin. Anlarsın ki o ışık sahteymiş. Bir ilizyon gibi var olduğunu sanırsın ama yoktur. Bu sahteliği anladığında ise geriye sadece acı kalır. Aşk o ışık...