Colors | malik

0.9

"Biliyor musun dövmeli vücudu tam bir cehennem gibi, gülümsemesi aklımı başımdan alacak kadar güzel."

Oturduğum tezgahta başımı arkadakı aynaya yasladığımda Tiffany kıkırdayarak sigarasından bir yudum aldı. Lisa anlattıklarımı daha çok ciddi bir şekilde dinliyordu.

Derse girmek yerine kızlar tuvaletinde sigara içerek sohbet ediyorduk. Pek sevdiğim birşey değildi sigara ama bazen iyi gelebiliyordu.

Parmaklarım arasındaki sigarayı döndürerek "O, gerçekten büyük, ama hiç umrumda değil." diye mırıldandım, dudağımı ısırıp.

"Lucky'e üzülüyorum, ama adamdan bahs ettiğinde benim bile tutulasım geliyor."Söylediği şeyin ardından gülmeye başladığında ona katılarak kahkaha attım.

Aklımı başımdan almıştı. Lucky umrumda değildi, tamamen ona yoğunlaşmıştım. 

Bağımlı bir insanın uyuşturucuya ihtiyaç duyduğu gibi ona ihtiyaç duyuyordum.

"Fotoğraflarına baksanıza, onu gizlice çekmeyi çok seviyorum." Polaroid kameram ile çektiğim resimlerini gösterdim kızlara.

"Aslında bir çoğundan haberdar, benimle flört ediyor." Kıkırdayarak dudağımı ısırdım. Tiffany sarı saçları ile oynayarak resimlere bakarken bakışlarımı Lisa'ya doğru çevirdim.

Hep suskundu ve hiç bir yorum yapmamıştı. Tiffany geldiğimizden beri onun çok ateşli ve yakışıklı olduğunu söylüyordu. Dudaklarımı ıslatarak gözlerimi kısıp ona baktım.

"Neden konuşmuyorsun, Lisa?"

Sorum ile birlikte yeşil gözlerini yüzüme doğru çıkardı. Sigarasından bir yudum alırken bir şeyler söylemeye hazırlanıyor gibiydi.

"Yaptığın çok yanlış, sana zarar geleceğini hissediyorum ve endişeliyim."

Söylediği şeylerle birlikte kaşlarım çatılırken, Tiffany resimleri bırakarak benimle birlikte kaşlarını çattı.

"O, sadece aşık ve Zayn'de ona karşı bir şeyler hissediyor. Bence bu çok güzel, aşık olmak çok güzel."

Tiffany konuştuğunda, Lisa kafasını olumsuz anlamda salladı. "Ne demek istiyorsun ki?" Kaşlarımı çatık bir şekilde sordum.

"O senden oldukça büyük, erkek arkadaşının babası ve gerçekten gözlerini kapayarak bunları görmemeye çalışıyorsun..." Derin bir nefes aldım ve ardından devam etti. "Hissettiğin aşk çok güzel, ama o adam sadece kendisi için güzel bir vücut ve eğlence arıyor. Senin onu sevdiğin gibi o seni sevmez, sonunda kırılacaksın. Ben sadece senin zarar gör-"

Daha fazla konuşmasına izin vermeden onu sesimle böldüm. "Saçma bir şekilde konuşmayı bırak! O, da beni seviyor, haraketlerinden anlıyorum. Sen..." Tezgahın üzerinden indim ve sigarayı yere atarak ayakkabımla ezdim.

"Sen sadece beni kıskanıyorsun!"

Söylediğim şey ile beraber gözlerinde gördüğüm hayal kırklığı ile birlikte hüzünlü bir şekilde gülümsedi.

Duruşumdan ödün vermemeye çalışarak yüzüne baktım, hala söylediklerimin arkasındaydım. Tiffany ikimizede endişeli bir şekilde bakarken Lisa dudaklarını aralayarak konuştu.

"Kylie, umarım ben haklı çıkmam ve sen zarar görmezsin. Ama şunu bilki söylediklerim çıktığında sen söylediklerin şeylerden kendin utaç duyacaksın."

Ardından çantasını alarak tuvaletten çıktığında "Eminim öyledir!" diye arkasından alaycı bir şekilde bağırdım.

"Fazla ileri gitmedin mi?"