Violetta'dan;
"Bir, iki, üç, dört!" Nihayet gösteri başlamıştı. Rüyamda görüp, adının 'León' olduğunu öğrendiğim yeşil gözlünün sesine hayran kalmıştım. Diego da, hemen yanımda izliyordu onları. León'a neden öfkeyle baktığını bilmiyordum. Aralarında kötü bir şeyler geçmiş olmalıydı. Ama rüyamda birbirlerini gerçekten seven arkadaş gibi durmaları değişikti. Beni yem olarak kullanmışlardı ya...
Söyledikleri şarkı bittiğinde, León'un tek başına söyleyeceği bildirildi. Ama önce minik bir ara verilecekmiş.
"Merhaba?" Seslenen kişiye döndüm. Hemen tanımıştım onu. Okulun ilk günü çarptıklarımdan biriydi. Ve benimle dalga geçen çocuktu...
"Ne oldu?" Sadece erkekler odun olmaz. Kızların da bol bol odunu vardır. Ben bir numaralı oduna örneğim mesela. Halimden memnunum ama! Erkeklere yüz verince, daha fazlasını istiyorlar. Ablam söylemişti bunu. Haklıydı da. Erkekler kötüydüler.
"Şey... ara verildi ya... bir şeyler içelim mi?"
Çocuğa dikkatle baktım. Minik bir gülümsemeden sonra, "Olmaz," cevabını verdim. Gülümsememe aldanmış olan zavallıcık, cevabımı duyunca öylece kalmıştı. Ablama olanlardan sonra, erkeklerden nefret ediyordum. Ona aşık olduğunu söylemişti sevgilisi ama canını yaktı ablamın. Aşk böyle iğrenç bir şey olmamalıydı. En azından hayalini kurduğum peri masalında iğrenç değildi...
Çocuk bayağı üzgün gitti. Bana sorarken nasıl da mutluydu...
Sahneye Bay Pablo çıktı. "Aramız sona erdi. Okulumuzun başarılı grubunun üyesi; León Vargas, şarkısını söylemek için sahneye geliyor!"
Bay Pablo gittikten sonra, elinde gir gitar ile, León geldi. İsmini rüyamda öğrenmiştim. Bay Pablo sayesinde de emin oldum.
Gitardan çıkan tanıdık melodile, dikkatlice León'u izlememi sağlamıştı. Bu melodiler nereden tanıdık geliyordu bana? Daha önce duymamıştım böyle bir şarkı ama... tabii ya! Duymamıştım, söylemiştim! Ünlü bir şarkı değildi ki bu şarkı!
León'a, dudaklarımı kıpırdatarak eşlik ediyordum. Onun gibi bir pislikle düet yapacak değildim ya!
Camila, benim dudaklarımı kıpırdatarak mırıldandığımı gördü. Cami'den çekinmiyordum. Defalarca duymuştu beni. Birlikte şarkı söylediğimiz zamanlar da vardı.
"Sen biliyor musun bu şarkıyı?" Mırıldanmayı bırakıp, Camila'ya döndüm. Tek kaşını kaldırmış, vereceğim cevabı bekliyordu.
"Biliyorum."
"Nereden biliyorsun?" Camila yüzünden, düzenlemelerini yaptığım şarkıyı dinleyemiyordum. Düşünerek söylemeliydim söyleyeceğimi. Camila dalga geçebilirdi benimle.
Ben cevabımı söyleyecekken, León'un sesi duyuldu. Şarkı da bitmişti. "Okul açılmadan bir gün önce, okula gelmiştim. Çok önceden bestelediğim bu şarkıyı, bu hale getirilmiş şekilde söylüyordu bir kız. Kim olduğunu bilmesem de, teşekkür ederim. Umarım ortaya çıkarsın."
Camila bir bana, bir de León'a bakıyordu. "Şaka?! Şaka, değil mi?! Bu şarkıyı düzenleyen ve söyleyen, sen değildin? Konuşsana Vilu!"
Bakışlarımı ondan kaçırıp, bize doğru gelen Ludmila'ya çevirdim. Kızı pek sevmesem de, kurtardığı için minnettardım ona.
"Bak, Ludmila geldi! Benim gitmem gerek. Görüşürüz!" Hızla yanlarından ayrıldım. Arkamdan seslenen Camila'yı duymazdan geliyordum.
♣♣♣
Studio'dan biraz uzak, çok güzel bir yere geldim. On beş yıldır burada yaşıyordum ama ilk kez geliyordum buraya. Belki de hiç kimseyi umursamadığımdandı gelmemiş olmam. Anne-babam ile de iyi değildi aram. Yine de çok seviyordum onları. Her şeyin eskiye dönmesini öyle çok isterdim ki...