-2-

42 6 0
                                    

Antrenmanın bitmesine çok az kalmıştı ve onlar hala gitmemişlerdi. Off Ceren keşke şuan yanımda olsaydın. Tam hastalanıcak zamanı buldun be kızım! Antrenman bitti ve üstümüzü giyinmek için sahadan ayrılırken onlarında tribünden aşağı idiklerini gördüm. Hızlı bir şekilde üstümü giyinip kızlarla birlikte odadan çıktım. En azından bu şekilde tehlikede değildim. Yani herkesin içindeyken bişey yapamazlardı değil mi?! Ne diye merak edip baktırsam zaten!

Normalde asla ama asla kimseye boyun eğmeyen, hırçın ve inatçı bir yapım vardı. Damarıma birinin basmasıyla kolayca çileden çıkabilirim. Hatta beliki polise gitmek yerine kendim başa çıkmaya çalışabilirdim bu eşkiyalarla. Ama işin içinde bıçak ve belkide öldürülmüş biri vardı. İster istemez tırsmama sebep olmuştu. Açıkcası polise gitmeye bile korkuyordum.

Telefonumun ekranına açıp saate baktım. Saat sekizi geçiyordu. Hava çoktan kararmıştı. Ne diye bu saate anterenman koyarlar ki?! Kızlarla vedalaşırken bir yandanda etrafıma bakıyordum. Görünürde bizden başka kimse yoktu.

Tek başıma dışarı çıkmak istemiyordum. Bu yüzden Yeliz'e ''İstersen seni ben eve bırakıyım?'' diye sordum. Ama bana teşekkür edip servisle gideceğini söyledi. Ben de hemen arabaya doğru koşar adımlarla gittim. Tam arabaya bineceğim sırada arabaya doğru koşan iki kişi gördüm.  Siktir!

Hemen binip arabayı çalıştırdım ve kapıları kitledim. Park yerinden çıkarken arabamın yanına gelmişlerdi. Camlara vurup kapıları açmaya çalışıyorlardı. Hızla geri geri çıkarken camdan dışarı baktım. Arabanın peşinden koşuyorlardı. Gaza daha çok yüklenip oradan uzaklaştım. Artık peşimden gelen kimse yoktu. Arabayla beni takip ederler sanıyordum ama yolda benim arabamdan başka araba yoktu. Derin bir 'Ohh!' çekerken içimde bu işim burada bitmeyeceğine dair bir his vardı.

Eve geldiğimde Ceren'i televizyon karşısında otururken buldum. Yanına gidip nasıl olduğunu sordum. ''İyiyim nanelimon falan içince geçti mide bulantım. Sen neden bu kadar solgunsun? İdman kötü mü geçti?'' diye sordu. Birinci soruyu geçiştirerek sadece ''İyiydi.'' dedim ama desemde bugün olanlardan sonra nasıl bi halde olduğumu az çok tahmin edebiliyordum. Bana hala soran gözlerele bakıyordu. Ceren'e her şeyi anlatırdım. Bugün başıma gelen her şeyi baştan sona kadar anlattım. Ve en sonunda Ceren'in çığlığıyla kulaklarımı tıkamak zorunda kaldım.

''Neeee?! Derin se-sen ne diyosun?'' diye kekeledi Ceren. Normalde hiç sulu göz bi insan değilimdir ama Ceren benim tam tersime sulu gözün tekidir. Ceren ''Derin bi daha ölsem de seni yanlız bırakmam!'' derken ağlamaya başlamıştı bile. Sonra kendini toparlayarak ''Kızım ilk defa gelmedim neler olmuş? Hep şu merakın yüzünden. Ben yanında olsaydım böle bişeye asla izin vermezdim'' diye söylenmeye başladı.

''Haklısın'' derken sesli bir şekilde tüm nefesimi dışarı verdim.

''Derin bak sen bilirisin yinede ama bence polise gitmeliyiz''

''Bilmiyorum Ceren kafam cidden çok karışırık. Ya polise gittim diye iyice başıma bela olurlarsa? Biliyosun normalde böyle bi şeyin altında asla kalmam ama bu sefer işin içinde başka şeyler var gibi gözüküyo. Yani belki de peşimi bırakmışlardır. Eğer bişey yapmaya kalkarlarsa o zaman gideriz polise'' dedim. Ceren beni onaylarcasına gülümseyip sıkıca sarıldı bana. ''İyi ki varsın Ceren'' dedim ve bende ona sarıldım.

-ertesi gün-

Telefonumuz zil sesiyle uyandım ve saate baktım. 8 mi? Nee?! Daha ilk günden okula geç kalacaktık. Hemen Ceren'e bakmaya gittim. Odasının kapısını tıklattım ama ses gelmeyince içeri girdim. Ceren horul horul uyuyordu. Hemen üstüne atladım ve gdıklamaya başladım. Ceren hem ne olduğunu anlamaya çalışıyor hemde kahkaha atıyordu.

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin