SCOTT;
Luke ile saat 1 gibi okul kapısının önüne gelmiştik.Israrları üzerine zorla hastaneye gitmek zorunda kalmıştım.
Parmaklarımdaki cam kırıklarını temizleyip sargıya aldıktan sonra waffle yemeğe gitmiştik.Aslında okula gelmeye niyetim yoktu ama Lindsay'le ayrılmak için konuşmalıydım.Arkamdan Luke'un seslendiğini duyunca kafamı çevirdim.
Elinde çalan telefonumu işaret ediyordu.
"Lindsay arıyor."
Telefonu almak için koşar adımlarla yanına vardım.
"Alo Lindsay?"
"Scott iyi misin? Sesin bir garip."
Nasıl iyi olabilirdim.Sonuçta ayrılmamıza 24 saatten daha az bir süre kaldı.
"İyiyim ben.Biraz yorgunum yalnızca."
"Hımm...anladım.Seninle konuşmalıyım.Nerdesin?Hala okuldasındır umarım."
Gözlerimi beni merak içinde dinleyen Luke 'a çevirdim.
"Evet , Luke 'la birlikte ana kapıda bekliyoruz."
"Hemen geliyorum.Bir yere ayrılma."
Telefon kapandıktan sonra pantolonumun arka cebine sıkıştırdım.Elimi enseme koyup Luke doğru ilerledim.
"Ne oldu?" diye sordu merakla.
"Benimle konuşmak istiyormuş."
Karşıdan Lindsay'i beklerken Kate'in gelmesine şaşırmamıştım.Saçlarını dağınık topuz yapmıştı.Gözüne çektiği eyeliner sayesinde gözleri kocaman gözüküyordu. Yakışmadığı söylenemezdi.Gülümseyerek yanımıza yaklaştı.
"Selam çocuklar."
Sırıtmakla yetindim.Vücudum konuşmama dahi izin veremeyecek kadar yorgundu.Aniden koluma yapışıp endişeli ses tonuyla
" Eline ne yaptın Scott?" diye sordu.
"Hiçbir şey yapmadım Kate.Benim için endişelenmene gerek yok."
Az sonra Lindsay'in buraya geleceğini bildiğimden paniğe kapıldım.Yaslandığım duvarı iterek doğruldum.
" Kate az sonra Lindsay burada olacak.Bu yüzden gitsen iyi olur.Seni daha sonra ararım."
Kaşlarını çatıp sol kolundaki kitapları sağ koluna aldı.
"Hala ayrılmadınız mı siz?"
" Hayır Kate." diyerek kestirip attım.Konuşmaya yetecek enerjim yoktu.
"Ne demek 'Hayır' Scott.Bugün onunla konuşacağını söylemedin mi?"
" Öyle dedim fakat bu o kadar kolay bir şey değil.En azindan benim için.Ben hala onu seviyorum ve hiç kimse ne sen ne de Jeremy bunu değiştiremezsiniz.Şimdi beni rahat bırak!"
Son cümleyi söylerken sesim biraz daha fazla yüksek çıktıysa da önemsemedim.Kapıdan Lindsay çıktığında elimi kaldırıp olduğumuz yeri işaret ettim. Kate suratını asmış yanımızda dikilmeye devam ediyordu.
"Suratınızın hali ne böyle?"
Sorunun üzerine üçümüzde sırıttık.Ne söyleyeceğini merak ediyordum.
"Peki iyiyseniz size haberim var.Akşama birkaç kişi topladım.Hep birlikte bara gitmek için.Siz de geliyorsunuz."
"Tabi!" dedim Luke ile birlikte.Konuşma fırsatı yakaladığım için sevinmiştim.Lindsay Kate'e dönüp elini koluna koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Seninle Güzel
RomanceTANITIM Adam ,20 yaşında bir üniversite ögrencisidir.Küçüklüğünden beri ailesinin hırsı sayesinde Amerika'nın en iyi üniversitelerinden birinde okumaktadır.Ayrıca liseden beridir sevdiği, okulun en güzel kızı olan Lindsay'e aşıktır...