Park Jimin, 5 Ocak 1988
Jinyoung gözlüklerini düzeltirken çekmecesine göz gezdirmişti. "Min Yoongi," dedi, kahkahasını bastıramamıştı.
Kuzeni onun ani ruh hali değişimine şaşırsa da pek de oralı olmamıştı. "Bu isim sana bir yerden tanıdık gelmedi mi kuzen?" Kuzeni başını telefondan çektiğinde sonunda dikkatini çekebildiği için sevinmişti.
Fısıltıyla, "Min Yoongi," demişti. Beyninin içinde ki dağınıklık anılarını birbirine karıştırmışken bu isim bütün anılarını toparlamıştı sanki. Kafasında hayali yanan ampul ile sesi bir öncekine göre daha canlı çıkmıştı. "Tanıdık geldi, kuzen."
Jimin uzandığı koltukta sağa döndüğünde kuzeninin yüzünü daha rahat görebilmişti. "Lise yıllarında bana ilan-ı aşk yapan çocuktu," dudakları yukarı kıvrılmıştı. "Fakat onu reddetmiştim. Ah, ne günlerdi ama!" Anıları gözünün önüne serilirken burukça gülümsemişti bu defa.
"Hah! Min Yoongi kuzenime âşıktı demek?" diye söylenmişti Jinyoung. Jimin Yoongi'nin konularıyla alakasını anlayamadığı için sorusunu sormaktan çekinmemişti. "Min Yoongi'nin konumuzla ne ilgisi var Jinyoung?"
Kuzeni bilgisayarına gömülmüş bir vaziyettteyken, "O benim oyunumu bozdu Jimin," diye söylendi. "Sen beni hiç dinlemedin mi?"
Jimin anında omuz silkti, "Üzgünüm, stalk saatime denk geldin."
"Her neyse," dedi görmezken gelmeye çalışarak, "Min Yoongi geçen sene oyunuma bir virüs bulaştırmıştı. Aynı zamanda virüsü bulaştırdığı gün ortadan kayboldu."
Jimin şaşkınlığını saklayamamıştı. "Değerli eşyalarını çalmışsın, ben olsam direk oyunu parçalardım," dediğinde sırt üstü dönmüştü koltukta.
"Bu oyunu Yoongi ile yaptığımı biliyor muydun peki?" demişti suçluluk duygusu bütün bedenini sarmışken. Jimin duyduklarıyla koltukta doğrulmuştu.
Sesinin ayarını kontrol etmeyi gerek duymamıştı. "Bu oyunu tümüyle kendim tasarladım demiştin! Herkes tarafından övgüyü alırken Yoongi köşe de seni mi izledi yani?"
Kuzeni sakinliğini korumuştu. "Yoongi'ye yaptığım haksızlıktı, biliyorum. Çalıştığım iş yerinde aldığı övgülerin haddi hesabı yoktu. Bense üst rütbede ki bütün çalışanlardan laf yiyordum. Bu bir sebep olamaz bunu da biliyorum ama kendimi durduramadığım bir öfke beslemiştim ona-" sözlerini bölen şey yanına yaklaşan Jimin'in sert yumruğunu uzun masaya geçirmesi olmuştu. "Bu çok saçma bir sebep!" diye gürlemişti.
"Bak Jimin," dedi. "Yardıma ihtiyacım var, lütfen yanımda kal. Hatarımı düzeltmek istiyorum anlamıyor musun? Yoongi ortadan kayboldu. Kaybolma sebebi de bu oyun," derken bilgisayar ekranında açılan oyunu gösterdi. "Onu oradan kurtarmamız gerek."
Jimin kuzeninin hâlini gülünç bulmuştu. "Sana neden yardım edecekmişim? O çocuğu bu hâle getiren sensin Jinyoung. Düzeltmesi gereken de sensin."
Ekranda beliren yazılar ikisinin de dikkatini çekerken konuşmaları kesilmişti. Min Yoongi'nin fotoğrafı görünmüştü ilk başta. Daha sonra da birkaç yazı çıkmıştı ortaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game over | yoonmin ✓
Fanfic[yoonmin & taekook] "Jimin," dedi zihnimde ki ses. "Oyunumun bir parçası olduğun için sana minnettarım." Dediklerini anlayamıyordum. Ne oyunundan bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Unuttun değil mi? Ben de öyle tahmin ediyordum zaten. Burası...