Jeon Jungkook, 21 Mayıs 1992
Çiftlikte ki bütün hayvanları beslediğinden emin olduğunda babasının sesini işitmişti. "Jungkook, Taehyung geldi!"
Jungkook, bedenine bol gelen tulumun askısının teki omzundan kayıp düştüğünde arkasını dönmüştü. Ardından ona hızlıca koşan sevgilisine kollarını açmıştı. Kollarının arasına buyur ettiği sevgilisi ise bunu memnuniyetle kabul etmiş hemencecik sarılmıştı ona. Bedenleri birbirlerinden ayrıldığında çok geçmeden dudakları buluşmuştu. Sıcak havaya daha da sıcaklık katan öpüşmeleri adeta yangın çıkarıyordu etraflarına. Babasının sesini tekrar duyan Jungkook özlediği dudaklardan hasretini alamamış, ayrılmıştı.
Taehyung bir aylığına ailesiyle birlikte tatile çıkmıştı. Jungkook'dan ayrı kaldığı tatili zerre güzel geçmezken, her gün sevgilisini aramayı ihmal etmemişti. Tatilde olsa da birbirlerini uyanır uyanmaz arayıp günaydın demeyi, akşam yatmadan önce de iyi geceler demeyi eksik etmiyorlardı. Tabii günlerine kocaman ışık tutan o güzel seni seviyorumlarını söylemeyi de unutmuyorlardı.
"Tatilin nasıl geçti Tae?" demişti Jungkook, sevgilisini kollarının arasına almış eve yürüyordu. Taehyung ise mızmızlanmadan duramamıştı. "Sen yokken nasıl geçebilirdi ki?" demişti sitemle.
Jungkook ise Taehyung'un bu sevimli haline gülmeden edememişti. "En azından ailenle vakit geçirmiş oldun sevgilim," demişti yanında ki sevgilisinin yanağını sıkmayı ihmal etmezken. "Bir daha ki sefere birlikte bir tatile çıkarız."
Taehyung'un anında gözleri parlamıştı. "Söz mü?" dedi beklentiyle. Jungkook'da onu "Söz." diyerek onaylamıştı. Taehyung kocaman gülümsedi ona. Jungkook ise dayanamayıp gülüşünden öptü.
Eve girdiklerinde Jungkook'un annesinin hazırladığı masaya oturdular. Bol sohbetli masada karınlarını doyurduklarında keyifleri de yerine gelmişti. Yemek sonrası Jungkook anne ve babasını baş başa bırakırken Taehyung'un elinden tutarak odasına geçmişti. Yatağına uzandıklarında kollarıyla Taehyung'u sarmalamıştı.
"Babanla işleriniz nasıl gidiyor?" diye sordu Taehyung anlık merakıyla. Jungkook'un ise bu soruya karşı dudakları büzülmüştü. Yine de sevgilisine belli etmemek için yüzüne bir gülümseme tutturmaya çalıştı. "Harika." diyebilmişti sadece.
Taehyung Jungkook'u çok iyi tanırdı. Bir ay sonra 12 Haziran'da sevgili oluşlarının 3. yılı olacaktı. Taehyung bu 3 yılda Jungkook'un her şeyini öğrenmiş, aklının bir köşesinde saklamıştı. Şimdi ise Jungkook'un değişen yüz ifadesinde ki anlamı gayet iyi anlamıştı.
"Gerçekten 'harika' olduğuna emin misin?" dedi imayla. Jungkook imasını anlamıştı hemen. Bu yüzden de yalanını uzatmaktansa itiraf etmeyi tercih etmişti.
"Hayır. Çiftliğin durumu hiç iyi değil, Tae." Sevgilisinin göğsüne sokulduğunda itirafları bir bir sıralanmıştı. "Hayvanlar ani hava değişiminden mi bilmiyorum ama hastalandı. Onlara düzgün bakamadığım için de hastalıkları kötüleşti." Daha çok sokuldu Taehyung'a.
"Tedavi ettirmek istedik fakat hepsini birden iyileştirmek için çok paraya ihtiyacımız var," dediğinde saçlarını okşadı sevgilisi. "Çiftlik sayesinde kazancımız istenilen para miktarıyla uyuşmuyor. Babam benim yüzümden evden olacak Tae."
Taehyung sevgilisini azarlamadan önce dudaklarını çenesinin altında ki saçlara bastırdı. "Para konusunda yardımcı olmak istesem buna karşı geleceksin. Gururunu bir kenara bırak ve evinizden olmadan önce yardım etmeme izin ver." Jungkook anında mızmızlanmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game over | yoonmin ✓
Fanfic[yoonmin & taekook] "Jimin," dedi zihnimde ki ses. "Oyunumun bir parçası olduğun için sana minnettarım." Dediklerini anlayamıyordum. Ne oyunundan bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Unuttun değil mi? Ben de öyle tahmin ediyordum zaten. Burası...