15

165 19 42
                                    

Yoongi kısa bir yolculuğun ardından otobüs terminaline ulaştı. Bavullarını taksiden alıp evine gidecek bir otobüs aramaya koyuldu. Şans yüzüne gülmüş olacak ki son boş koltuğa denk gelmişti. Biletini aldı, bagajını otobüse teslim etti, ardından koltuk numarasını kontrol ederek yerini buldu. Yine bir güzellik olarak cam kenarında oturuyordu. Düşünmek için güzel bir yer diye geçirdi içinden.

Ayrılmadan önce bir müddet Jimin ile bakışmış, fakat veda edemeden taksiye binmişti. İşler o kadar anlamsız bir hal almıştı ki ne yapması gerektiğini bilememişti. Üstüne eğitimden uzaklaştırmak gibi hayati bir ceza almıştı. Bir daha çağrılmadığı taktirde hayatının elinden kayıp gitmesine tanık olacaktı.

Jimin'i üzgün görmek onu derinden yaraladığı halde ona doğru bir adım atamamıştı. Bu ikilem ona fazlasıyla zarar veriyordu. Üstelik şansı yaver gitmezse Jimin'e söylediği sözler "SİKTİR GİT" olarak kalacaktı. 

Eğitimden kovulması ise tüm hayatını sarsacak bir gelmeydi. Büyük ihtimalle olumsuz bir karar verecekleri. Geçmişte bıraktığını sandığı o karanlık intihar düşünceleriyle yeniden yüz yüze gelmek korkutucuydu; öte yandan bunu hak ettiğini düşünüyordu. O gece kendini kontrol edebilse her şey çok daha farklı olacaktı.

Yol boyunca her şeyi mahvettiğini düşünerek kendini hırpaladı Yoongi, içinde bir zerre umut kalmamıştı geleceğe dair. Biraz uyukladı, ara ara uyandı, düşünmemek için tekrar uyudu. Birkaç molada verdi, yediği tatsız yemeklerden sonra tekrar uyudu. Böyle böyle evinin bulunduğu yere varmıştı.

Ailesinden kimse onu karşılamaya gelmediği için taksi tutmaya karar verdi başta; fakat parası kalmamıştı. O da metroya kadar sürükledi boyu kadar olan bavulları. Evine vardığındaysa buz gibi bir ortam bekliyordu onu. Arasının her zaman sorunlu olduğu babası bir hoş geldin bile dememişti. Annesi ise her şey yolundaymış gibi yapsa da gözlerindeki hüzün okunuyordu. Abisi ise onunla alaylı bir şekilde gülümsedi. Yoongi ailesini hayal kırıklığına uğrattığı için kendinden daha çok nefret etmişti. Soğuk bir kış gecesi gibi geçen geceyi hemen uyuyarak bitirdi Yoongi.

1. Gün

Sabah rutininden sonra kendini sokaklara attı Yoongi. En çok sevdiği sokakları, caddeleri, parkları gezdi. Yer altı rap sahnesine gitti bakınmak için. Sevdiği sandviçleri yapan büfeye uğradı. Şehrin en sevdiği mekanlarını gezdi. 

Korktuğu şey başına gelmişti. Bu şehre ait hissetmiyordu artık. Eskiden de taşırdı bu hisleri, ama bu sefer farklıydı; çünkü başka bir şehrin tadını almıştı artık. Geçirdiği kısa zaman içindeki koşuşturma, eğitim süreci ve edindiği arkadaşlar oraya bağlamıştı kalbini. 

Bir de sevgi, Jimin'e duyduğu sevgi.

2. Gün

Odasından çıkmak hiçbir işe yaramadığı için ikinci günü odasında geçirmeye karar verdi. Beste yapmak için gereçleri olmasa da söz yazmaya devam ediyordu. Kalbini acıtan, ona bu tarifsiz hissi yaşatan ve bir bakıma imkansız gördüğü aşkın hikayesini kalemine akıtıyordu. Bunları yazarken canı o kadar yanmıştı ki, kalemi elinden fırlatıp attı. 

Biraz zaman öldürmek için telefonuna doğru uzandı. Bu onun hüznünü daha çok arttırmıştı. Instagram hesapları eğitim andaki çalışmalardan, arada yapılan komikliklerden ve mutlu anlardan geçilmiyordu. Bir çeşit bilmeden nispet yapma durumu söz konusuydu. Arkadaşlarının keyfi yerinde olduğu için sevinse de onlarla beraber olamamak onu kahretti. Telefonla uğraşmak da iyi bir fikir değildi demek ki. Yatağa geçip, hiç uykusu olmadığı halde, uyumaya çalıştı.

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin