LET ME LOVE YOU

'GEÇMİŞ'

Bölümü sınır dolmadan attım Çünkü; Bu aralar Jelenatorlerin bol jelenalı bir bölüm okumak isteyeceklerini düşündüm. Yazmak çok uzun zamanımı aldı ve gözlerim fena halde yanıyor. Daha önce bu kadar uzun bir Jelena FF gören var mı? jşfrlnvnfl belki.

Lütfen oy ve SATIR arası yorum yapın. Yb ve tek bir yorum görmemek dileğiyle.( okuyanlar satır arası yorum yapsa yorum sınırı bu uzun bölümde 2 dakikada dolar.) Gerçekten vizelerden zaman ayırıyorum ve sağlık okumak çok zor hayalet okuyucular da bunu göz önünde bulundursun. Kitabı silmek istemiyorum.

50 vote* 300 yorum.

43. BÖLÜM: "GEÇMİŞ"

Aynı şey bir insan'ın dilinin ucunda kaç farklı tat bırakır?

Cevabını bilmiyordum ama onunla her konuşmamda damağımda farklı bir tat bırakıyordu. Bambaşka, tapılası bir tat.

Gözlerimin önündeki duvardan aşağıya doğru süzülen su damlaları kendilerini içinde olduğum küvete atarken saçlarımın arasında gezinen parmaklarda kendimi gözümün önündeki kanımda yüzen geçmişime gömülmeye meylettiriyordu. Saçlarımı belli bir yaşıma kadar sadece annem yıkamıştı başka kimseye izin vermemişken şimdi saç diplerimde bir elin parmakları geziniyor beni mayıştırıyordu.

Justin yavaşça parmaklarıyla saçlarımı tararken o güçlü ellerin nasıl bu kadar nazik olabileceğini düşündüm. Bu tuhaftı, o bana bakmak bile istemezken şimdi saçlarımı yıkıyordu. Saç diplerimde hissettiğim dokunuşlar birkaç saat önce ağrısından kendimi kaybettiğim sancıları unutturmuş, bambaşka birşeyin içine daldırmıştılar.

" Saçların çok tuhaf, Gomez." diye mırıldandı, saçlarıma masaj yapıp iyice köpürtürken. " Sanki parmaklarımı kaygan bir zeminde hareket ettiriyorum."

Suyun içindeki bedenim kaskatı olurken birşey kafama dank etti. İlk defa benimle ilgili beğendiği birşey söylemişti. Bu düşünce vücudumdan akıp içinde olduğum suya daldı.

" Gomez?" diye homurdandığında, yüzünü göremesemde kaşlarının çatıldığına emindim. Bir cevap bekliyordu.

" Ne dememi bekliyorsun?" diye sordum, derin bir nefes alırken. Parmakları bir an duraksadığında kafamı küvetin ucuna yaslayıp iyice geriye yatırarak gözlerimi yüzüne diktim.

Bakışları gözlerimi bulurken hafifçe çattığı kaşlarını iyice çattı.
" Her zamanki tuhaf laf sokma çabalarını." Eliyle kafamı tekrar eski pozisyonuna getirip parmaklarını saçlarımda gezdirmeye devam etti.

" Artık söyleyecek pek birşey bulamıyorum." Uzun zamandır suyun içinde olduğum için muhtemelen yüzüm kızarmıştı.

" Sebep?" Boğumlu çıkan sesi gözlerimi kapatmaya sürüklerken saç diplerimdeki parmakları köpüğü iyice arttırırken eli saçım boyunca kaydı.

Sebebi; onun aşkıydı. Belki de şuan Lauren'i hayal ediyordu.

" Neden şimdi asıl bunu yapmak istediğin kişinin yanına gitmiyorsun?" dedim, dümdüz bir sesle. Bu soruyu dile getirmek bile dilimin ucunu yakmışken kalbime bir bıçak saplamıştı.

Parmakları duraksadı." Ben nerede olmak istersem orada olurum, Gomez." Sesi boğumluyken, canını sıktığımı içten içe hissediyordum.
" Ve nefes alan hiçbir canlı buna engel olamaz." Parmakları tekrar saç tellerimde gezinmeye başladı. Dokunuşları dilimde akşamdan kalan bir küfür gibiydi, dile getiremeyip yuttuğum bir küfür. Öyle sinir bozucu ama bir o kadar da tarifsiz.