Üç

924 94 124
                                    

Kulağında ince bir tın sesiyle uyanmıştı Taehyung. Kafasının arkasında şiddetli bir ağrı var ve koluna koyduğu başı sert bir eşya üzerindeydi. Fena ağrıyordu ve okulda olduğunu bilmese kavgaya karıştığını düşünebilirdi.

Gözlerini daha açamamıştı. Başının ağrıdığı kısımda güçlü soğukluk hissediyor, saçları bir taraflara dalğalanıyordu. Oysa oturduğu yerde değil rüzgar, pencere bile yoktu.

Gerçi oturduğunu bile hissetmiyordu. Uzanmış gibiydi ve ellerini kıpırdatamıyordu. Her tarafları uyuşmuştu. Uyuyordu oysa. Sevmediği tarih dersinden kurtulmak için tuhaf bir şekilde içinde uyuma isteği barınmıştı. Öğretmeni konuyu devam ettirince başını kolları arasına almasıyla uyuması bir olmuştu. Öyle de derin uyumuştu ki, atomu patlatsalar okul önünde, sesini çıkarmaz uyumaya devam ederdi. Onu böyle anlarda Jimin'in kolunu çimdiklemesi uyandırabilirdi. Arkadaşı onu uyandırmadığına göre bir sorun yoktu.

Ancak arkasında tuhaf sesler duyuyordu. Ne olduğunu anlandıramamıştı, ki uyuşuk beyni buna izin vermiyordu. Kapalı gözleriyle düşünmeye başlamıştı. Bir birine çarpan demir seslerini duyuyordu mesela, arada kalın erkek sesleri geliyordu kulaklarına. Bağırıyor, arada küfür ediyorlardı. Bazılarını hiç anlamamıştı. Ya yabancı dildi, ya da böyle küfürleri bilmiyordu. Arada ağaç yapraklarının sallanışını, kuşların cıvıltısını duyuyordu. Artık gözlerini açmak istiyordu.

On dakikalık bir ses kargaşasının ardından arkadaşı Jimin'in bağırarak adını seslendiğini duymuştu. Sesi uzaktam gelmişti. Nefes nefeseydi ve endişeliydi. Oysa yanında oturuyordu. Bağırmasına gerek yoktu. Ancak sesi uzaktan koşarak geldiğine göre kesin atom patlamış diye düşünmeden edemiyordu.


Yanına geldiğini hissetti Taehyung, arkadaşının üzerine eğilmesi, adını seslendirmesi, kolundan tutup silkmesi. Artık endişelenmeye başlamıştı ve gözlerini açmak için kendini zorlamaya başlamıştı.

Gözlerini açacağı sırada Jimin'in onu sırtüstü uzandırdığını hissetti. Karanlık olan gözleri artık kapalıyken görünen kırmızı güneş ışığını görür gibiydi. Arkadaşı, başı ağrımasın diye elini Taehyung'un başı arkasına yerleştirdi. Ancak bir sıvı hissedince geri çekti hemen. Elinde gördüğü kırmızı kanla bir küfür savurdu, gri gömleyinden küçük bir parça yırttı. Üst tarafına doğru katlayıp Taehyung'un başı arkasına yerleştirdi. Sıkıca tutarak diğer eliyle arkadaşını kaldırmaya başladı.

"Taehyung uyan artık!" diye bağırınca Taehyung içinde korku hisleri dalgalandı. Uyuşan elleriyle arkadaşının ellerini tuttu. Jimin elinde hissettiği baskı ile hızla karşılık verdi arkadaşına.

"Sadece ayağa kalk Taehyung, seni taşıyacağım" Jimin onu ayağa kaldırmaya çalıştığında Taehyung yavaşça gözlerini açtı. Gözüne görünen ışık gözlerini açtığında daha da belirginleşmişti. Güneş onun gözlerini yakmış, bir kaç kez kırpıştırmak zorunda kalmıştı. Tam olarak nerede olduğunu anlamıyor, arkadaşı olmasa daha fazla panikleyebilirdi.

Ayağa kalktığında Jimin sol kolunu kaldırarak altına girdi, belinden tutarak kendine çekti yapabildiği kadar adımlamaya başladı. Burada kalamazlardı, zira daha yeni kılıcından geçirdiği düşmanları birazdan aramaya çıkabilirlerdi.

Kulağının dibinde başı eğik bir kaç mırıltısını duydu Jimin. Arkadaşının artık kendine geldiğini anladığında daha da hızlanmaya çalıştı. Başından yaralanmıştı ve komutan bunu duyarsa ikisini fena azarlayacaktı.

"Jimin?" diye mırıldandığında Taehyung, Jimin "Herşey yolunda, az kaldı. Dayan biraz da" dedi teselli verirmişcesine. Taehyung ise ne olduğunu anlamasa da tam yanlarına, derste 'gerizekalı' dediği çocuk koşmaya başladı söylenerek. Taehyung tam olarak göremese de okulda gördüğü cılız bedene karşı iri, yapılı bir beden gördü. Saçları ve sesi aynıydı. Yüzü sertleşmiş ve bir kaç küçük yaralarla kaplıydı. Ve tuhafı, okulda giyindiği kıyafetlerin aksine farklı giyinmişti.

Tarih, anıları meydana çıkarır✓ (TaeJin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin