Yüzümde ki pudralar hava moleküllerine karışırken Hanife ye dönüp,"Hanife bu fazla olmadı mı? Baran ya kızarsa?"
"Olmadı,hemde eniştemin bundan sonra kızacağını düşünmüyorum."Deyip göz kırptı ve cimcik attı. Omzuna vurup,
"İşine bak Hanife!"
Deyip önüme döndüm. En sonunda Hanife sandalyemi döndürüp ellerini birbirine çarpıp,
"Ayy çok güzel oldun."
"Teşekkürler."
"Rica ederim canım."Ayağa kalkıp etrafımda döndüm. Gözlerim dolarken Hanife cırlayarak,
"Eğer ağlarsan seni gebertirim Yaprak. O kadar uğraştım yaa."
"Tamam be tamam!"Deyip odadan çıkacakken birden dış kapı çalınca yönümü oraya çevirdim. Açmam ile Berfin üzerime atlayıp,
"Çok ama çok güzel olmuşsun yenge."
"Teşekkürler canım."Berfin salona geçince annem içeriye girdi. Elini öpüp sıkıca sarıldım. Ve tanımadığım bir sürü kişiyi de selamladıktan sonra bende salona girip kenarda durdum. Her yer eşya ile dolmuştu. Berfin ayağa kalkarak,
"Şimdi millet görev dağılımı yapıyorum. Anne ve babaanne teyzelerim siz de yiyecekler ben hanife seda didem de süslemede diğerleri etraf düzeni anlaştık mı?"
Herkes kafa sallayınca Berfin koltuğun kenarında ki poşetleri alıp tek tek kızlara dağıttı. Berfine dönüp,
"Berfin ben ne yapayım? Bana görev vermedin."
Berfin ellerini kaldırıp,
"Yenge daha çok gencim. Abim tehdit etti beni. Sen otur yeter ama odanda"
Deyip beni odama postalayıp işine geri döndü. Oflayıp yerime oturdum. Didem denilen kız yanıma gelip telefona bana uzatıp,
"Baran abim arıyor yenge."
Elime verip odadan çıktı. Kulağıma götürüp usulca,
"Efendim Baran."
"Nasılsın nasıl gidiyor?"
"Hiç öyle senin?"
"Benimde öyle hiç."
"Iyi."
"Özledim seni hayatım."
"Şey bende."
"Neyse ben seni daha çok utandırmayım görüşürüz."
"Görüşürüz."Telefonu kapatıp göğsüme koydum. Neden şimdi sebepsiz heyecanlanmıştım ki? Derin nefes alıp ayağa kalktım neler olmuştu bensiz...
Salona adım atar atmaz gördüğüm hazırlık ile gözlerim doldu. Cılız çıkan sesim ile
"Çok güzel olmuş."
Hepsine tek tek sarıldım. O sıra masanın üzerindeki kağıdı görünce elime alıp,
"Bunlar ne?"
"Abimden alacağımız para miktarı."
"Kişi başı 350 lira mı?"
"Evet."
"Çok fazla bu."
"Yengecim acımak yok nokta."
"A..."
"Ayy boşverin de ne giyinelim kızlar?"Dedikten sonra konuşarak odaya ilerlediler. Hayır hep ben yalnız kalıyorum yani. En sonunda annem yanıma gelip ellerimi tuttu ve,
"Bak kızım seni kızım yerine koydum. Ve ölene kadar böyle kalacak. Şimdi bu hediyemi kabul et."
Deyip çantasından çıkardığı altın bileziklere şaşkınca bakıp,
"Anne ben bunları kabul edemem asla."
"Seninle ne konuştuk yaprak tak bunları."
"Ama anne gereksiz bunlar."
"Şshh sus bakayım."Deyip kollarıma takmaya başladı. Ama asıl beni şaşırtan kapıdakiydi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Töre)Daha Çok Küçüğüm...
Novela JuvenilHayatını çocuğuna adamış olan bir baba. ölen karısından kalan kızının anne gereksinimi ve aşiret hayatının acımasız yüzü peki ya 25 yaşında olan Aşiret Ağası Baran Haznedaroğlu kızına annelik yapacak kişinin 17 yaşında daha reşit olmamış Yaprak Yos...