PERŞEMBE

144 9 0
                                    

geçen bölüm iğrençti biliyorum ama söylediğim gibi yazmaya vakit bulamadım 100 okuyucu için tekrar hepinize tenks  :) sizi sefiyom <3

HARRY'NİN GÖZÜNDEN:

(3. Gün - Perşembe)

"Nerede şu siktiğimin Liam'ı?" diyerek salona girdim.

"Dün gece hiç gelmedi." dedi Zayn.

Takma gereği duymadığımdan evden hızla çıkıp arabama bindim.

Okula her zamankinden de hızla sürüp - yine - dolabının önüne gittim.

"Selam!"

Arkamı dönüp baktığımda konuşanın Bonnie olduğunu fark ettim.

"Sanada." dedikten sonra gözlerimi devirdim.

"Tahmin ediyim Jess'i bekliyosun." kafamı salladım. "O zaman kötü haber. Bugün de gelmeyecekmiş." dedi.

Lanet olsun. Ona zaten bir gün tanımıştım. İddiadan bir gün daha kaybedemezdim.

"Evi nerede?" dedim yumruklarımı sıkarak.

"Hey, sakin ol." bir adım geriledi. "Bunu söylemeli miyim bilmiyorum."

"Söylememen için hiçbir neden yok."

"Evet ama- Neden onu aramıyorsun?"

"Çünkü açmaz."

"Neden?"

"Çünkü-"

"Selam bebeğim." konuşmaya giren Louis'ydi. Nasıl bu kadar erken gelmiti ki. Ve niye? Kollarıyla Bonnie'e arkadan sarıldı ve boynuna bir öpücük kondurdu.

Bonnie bundan zevk almış olmalı ki arkasını dönüp Louis'yi öpmeye başladı.

Bu biraz rahatsız etmeye başlamıştı. Olayı öksürerek çözdüm.

"Harry..."

"Ne var Louis?"

Tam Louis konuşmaya başlayacağı sırada Bonnie Louis'nin dudaklarına elini götürdü ve sus işareti yaptı.

"1155 Avenue of the Americas. Bizi bidaha rahatsız etme."

"Saol."

Daha fazla yiyişmelerini izlemeden hemen okuldan çıkıp arabama bindim ve verdiği adrese sürmeye başladım.

Ev devasa ve güzeldi. Ama benim için önemli olan yatağın büyüklüyüydü. Aklımda bu düşüncerle arabadan inip evin kapısına kadar yürüyüp kapıyı çaldım.

Çok geçmeden kapı açıldı. "Bay Styles?"

"Merhaba Bayan Gilbert." deyip olabildiğince tatlı bir gülümseme takındım.

"Bir sorun mu var?"

"Yok, hayır, hayır. Evinizden çok memnunuz tekrar teşekkürler. Ben aslında Jess- şey yani Jessica için gelmiştim. Okulda değildi de?"

"Evet. Önemli bir sınav atlatmışlar cuma günü. Bu yüzden Bonnie'yle haftaya pazartesiye kadar otelde kalacaklarmış."

"Bonnie'yle mi? Yani tabi ki Bonnie'yle. Başka kim olabilir ki?"

Bana şüpheli gözlerle bakıp "Bir mesajın varsa iletebilirim." dedi.

"Şimdilik teşekkürler. İyi günler." deyip arabama yöneldim. Biraz uzaklaştıktan sonra Louis'yi aradım.

"Bana şu lanet olası kız arkadaşını ver!" diye bağırdım telefonu açar açmaz.

"Zaten benim şapşal!" diye biri bana geri bağırdı.

"Bana ya Jess'in gerçek yerini söyle ya da-"

"Gerçek yeri mi? Bana evde olduğunu söylemişti."

"Yalan söyleme." dedim hırlayarak. "Annesine beraber otlede kalıcağınızı söylemiş."

"Hemen öğrenip seni ararım." dedi ve telefonu kapattı.

5 dk sonra tekrar aradığında "Oteldeymiş." diye konuşmaya başladı.

"Hangi?" diye sordum.

"Söylemedi."

"Kimle?"

"Şey, sanırım bu seni ilgilendirmez."

"Kimle?" sesimin daha da sert çıkmasına özen göstererek konuştum.

"Li-"

"am. Piç herif." deyip telefonu kapattım.

Otelde Liam'la birlikteydi. Ama hangi? Ve neden? Nasıl? Ne yapıyorlardı?

Aklıma gelen onca soruyu bir kenara itip önce kaldıklara otele gitmeye karar verdim. Tek bir seçenek vardı. Liam'ın üvey babasının oteli. İstediği zaman istediği odada istediği kadar kalabiliyordu.

Arabayı valeye teslim edip otele girince direk resepsiyona yönlendim ve 'Jessica Lena Gilbert''ın hangi odada kaldığını sordum.

Orospu çocuğu onunla süitte kalıyordu. Hemen dediği odaya gidip kapıyı çalmaya, daha doğrusu yıkmaya başladım.

En sonunda kapıyı Liam açtı. Tam ona yumruğu indirecekken Jess'in "Liam kim?" diyen sesine doğru kafasını çevirdi ve yumruğumu yemekten kurtuldu.

Liam'ın uzun süre cevap vermemesinden şüphelenen Jess kapıya geldi ve beni gördü "Ne yapıyorsun burda?"

"Aşık olduğum kız ve eski en iyi arkadaşımın ne yaptığını anlamaya çalışıyorum." Bunu o kadar gerçekçi söylemiştim ki neredeyse ben bile inanacaktım.

"Ona aşık falan değilsin." Bu Liam piçi beni gerçekten tanıyordu. Ben asla ama asla aşık olmazdım, olmamıştım, olamazdım.

"Evet öyleyim."

"Hayır."

"Bana bir şans verirse görür."

"Sana asla ama asla şans vermi-"

"Evet dersem gidip bizi rahatsız etmeyeceksin dimi?" Liam'ın sözünü Jess kesmişti.

"Evet."

"O zaman tama-"

"Jess..." Liam da herşeye karışmak zorundaydı.

"Sorun yok." Jess Liam'a sakinleştirici bir şekilde baktı. "Bana yarının detaylarını mesaj at ona göre hazırlanıyım. Şimdi defol." ve kapıyı yüzüme çarptı.

Kızı kazanmanın mutluluğuyla araba ilerledim ve eve giden yol boyunca yarınki planı düşünmeye başladım.

ne kadar yazım hatası var bilmiyorum çünkü twkrar okumaya fırsatım olmadı. yaz okulunun son günü ve bnm roommatesler uyudu odadan baykuş sesleri geliyor (şaka yapmıyorm) diye korktum yatcam. beğenirsiniz umarım. vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin jsjsj :*

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin