İLERİKİ BÖLÜMLERDEN BİR KESİT
Sare'den
Adımlarım soğuğun etkisiyle hızlanmıştı. Kara bata çıka yürürken aynı anda etrafı tamamıyla inceliyordum. Nerede olduğunu az çok kestirebilsem de emin olamıyordum fakat tek şansım galiba buydu.
Dakikalar, yüzlerce metrenin sonunda onu bulmuştum. Yıpranmış yeşil rengini açığa veren bankın üzerinde karı kısmen temizleyip oturması için alan açmıştı. Ayakkabıları tamamen kara gömülüydü ve iki elini de bankın üzerinde toplanmış, temizlemediği kara iyice batırmıştı. Üstelik üzerinde sabah giydiği haki renk montu da yoktu. İnce kazağıyla üşüdüğü epey belliydi. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesinin dumanlanışı onun istediği atmosferi de tamamlıyordu sanki. Gözleri denizin sayısız dalgalanışının arasında gidip geliyordu. Tuhaftı.
Onun ayak izlerinin karla tekrar kapanmaya başladığı yolu izleyerek arkasına kadar gelmiştim.
Geldiğimi anlamış olmasına rağmen tepkisizdi.
Biraz eğilerek boynumdaki sarı atkının bir ucunu uzatıp onun boynuna sardım. Aramızdaki santimlik mesafeleri de kapatarak kollarımı omuzlarında sıkıca sarıp ellerimi göğsünde birleştirdim. Yanaklarımız birbirine değdiğinde hissettiğim ıslaklık tüylerimi ürpermişti.
Onu daha önce de böyle görmüştüm, tanıştığımız gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKŞAM ESİNTİSİ
Romance"Dizlerinde kalırsın bir akşam vakti, soluklarına uğrarsın, kısılmış gözlerine. Geçersin geçersin geçersin, gökteki tek yıldızdan üşüyerek. Görüyorsun değil mi, ne kadar inceldi kent? Ansızın bir kent daha görünecek. Bak işte, duyuyor musun? Öpüldün...