Dün geceLisa birkaç kadehle başlayıp şişeyi bitirince sarhoş olmuştu. O kafayla nasıl montunu giyebildiğini ve Jennie'nin evine nasıl geldiğini bilmiyordu. Jennie'nin evine geldiğinde kapıyı yumruklamaya başladı. "Jennie neredesin ben geldim! " yumruklamaktan vazgeçip sırtını kapıya yaslarken söylenmeye başladı. "Burada kıçım donuyor hanımefendi'nin umrunda değil, onu seviyorum diyorum yine umurunda değil, sevmezsen sevme"
Sonra bu dediğine üzüldü. "Ama yanımda kal."Kapı aniden açılınca hazırlıksız yakalanan Lisa doğruca Jennie'nin kucağına düştü.
"Lisa? Ne oluyor, iyi misin? "
"İyiyim. Sen nasılsın? " Jennie Lisa'nın ayağa kalkmasına yardım etti. Lisa ayakta bile zor duracak gibi görünüyordu.
"Jennie nerede? "
Lisa'nın sorusuyla Jennie kaşlarını çattı.
"Ne?"
"Jennie diyorum Jennie nerede biliyor musun? Benim onunla konuşmam lazım. "
Lisa konuşurken kelimeleri yuvarlanıyordu. Jennie onun sarhoş olduğunu anladı. Yanakları kızarmıştı. Beline kadar gelen uzun saçlarını açık bırakmıştı. Perçemleri gözlerine geliyordu neredeyse, cok tatlı gözüküyordu.
"Kim Jennie benim ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum Lalisa Manoban"
İçeriye girecekken Lisa bir an düşecek gibi olunca Jennie onu son anda yakaladı.
"Benim seninle konuşmam lazım. "
"Tamam konuşalım ama önce seni bir yere oturtalım tamam mı? "
Lisa'nın kanepede oturmasına yardım edip montunu çıkardı.
"Üşüyorum ben."
"Şimdi ısınırsın merak etme."
"Dans edelim mi?"
"Dans mı? "
Lisa ayağa kalkıp Jennie'ye elini uzattı.
"Bu dansı bana lütfeder misiniz leydim? "
Jennie gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Memnuniyetle."
Lisa Jennie'yi elinden tutarak salonun dışarıyı gösteren büyük pencerenin önüne götürdü. Lisa başını Jennie'nin omzuna, ellerini ise beline koydu. Jennie'de Lisa'nın beline sarıldı ve usulca dans etmeye başladılar.
"Şarkıyı duyuyor musun? "
"Hayır"
"Bende duymuyorum."
"Bana ne söyleyecektin."
"Ben... unuttum."
"Lisa!"
"Şaka şaka. Şey diyecektim. Benim bir arkadaşım var. Birine aşık, aşık olduğunu bilmiyor."
"Hmm. Peki bu arkadaşın nasıl biri? "
"Çok salak. Seviyor ama korkuyor, söyleyemiyor. Sanki birlikte olurlarsa onu kaybedecekmiş gibi hissediyor, onu kimseyle paylaşmak istemiyor. Her gününü onunla geçirmek istiyor. O gülümsediğinde sanki dünya güzelleşiyor. Onun arkadaşlığınıda çok seviyor ama korkuyor işte."
Jennie kalbinde sanki yüzlerce kelebek serbest kalmış, her tarafta uçuşuyormuş gibi hissediyordu. Lisa'dan bu sözleri duymak o kadar güzeldi ki. Sanki gerçek değilmiş gibi. Jennie kollarını daha sıkı sardı Lisa'ya.
"Benim de bir arkadaşım var. Çok salak. Birine aşık, o kadar çok seviyor ki, her gününü onunla geçirmek istiyor. Sanki o olmazsa hayatı devam edemezmiş gibi. Ama bu doğru değil. Biliyor herkes çok seviyorum diyor ama yalan söylüyor, terk ediyor, aldatıyor, bu yüzden aşık olduğu kişiyi üzmekten çok korkuyor. Onunla müzik dinlemek , dans etmek, ağlamak, gülmek istiyor. Sanki doğduğunda yarım bir kalple doğmuş, kalbinin diğer yarısını onda bulmuş gibi hissediyor. Bu duygu hem çok güzel hem de bir lanet gibi.
Jennie Lisa'nın boynuna gömdüğü başını kaldırıp Lisa'nın gözlerinin içine baktı.
"Ne yapsın bu şapşal arkadaşlar."
"Birbirlerini sevmeyi hiç bırakmasınlar."
♥♥♥
"Günaydın sarışın."
Jennie de uyanmıştı ve gülümsüyordu. Dün gece yaşadıkları birer birer aklına geldi. Ama o an takılması gereken en saçma yere takıldı.
"Sarışın mı? "
"Evet sarışın değil misin? Benim sarışınım? "
Jennie doğrulduğunda ikisi de yatakta oturuyordu.
"Doğru söyle Jennie çok saçmaladım mı? "
Jennie gülümsedi.
"Hayır. Bence çok tatlıydın, bir ara beni zorla öpmeye kalktığını saymazsak eğer."
Lisa şok geçirerek Jennie'ye baktı. Gerçekten yapmış mıydı öyle bir şey? Lanet olsun! Peki neden sarmaş dolaş bir şekilde Jennie'nin yatağındaydı? Jennie neden imalı bir şekilde gülümsüyordu?
Yoksa...
Jennie Lisa'nın bakışlarını fark edince güçlü bir kahkaha attı.
"Lisa gerçekten... tabiki öyle bir şey olmadı. Uyuya kaldın bende seni buraya getirdim."
"Peki bu üstümdeki unicornlu pijamalar ne iş? "
"Unicornları seversin diye düşündüm."
Mantıklı, unicornları severdi. One minute!
Dün gece Jennie'ye "bir arkadaşım" deyip saçma sapan ve dolaylı bir şekilde aşkını mı itiraf etmişti?"Biz şimdi aşk böcüğü mü olduk? "
Jennie güldü.
"Evet sanırım o dediğnden olduk."
Lisa kızardığını hissetti. İçki bütün kötülüklerin anasıdır sözünü aklından hiç çıkarmayacaktı, ama bir yandan da iyi olmuştu. Eğer sarhoş olmasa belki aşkını hiç itiraf edemeyecekti.
"Ben çok açım kahvaltı hazırlayacağım. Eşyaların burada, giyinebilirsin."
"Tamam teşekkürler."
Jennie odadan çıkınca Lisa yataktan kalktı ve nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde kendini yerde buldu. Hep böyle oluyordu, heyecanlanınca sakarlaşıyordu. Yalan söylerken de gülüyordu. Ayağa kalkmayı başarıp kıyafetlerini giydi, telefonunun şarjı bitmişti. Jungkook onu öldürecekti! Her zaman birbirlerini habersiz bırakmazlardı. Onu çok merak etmiş olmalıydı.
Odadan çıkıp sesleri takip ederek mutfağı buldu. Jennie kahvaltıyı hazırlamıştı.
"Çok güzel görünüyor."
"Teşekkür ederim de, Sen gidiyor musun? "
"Evet eve uğramalıyım."
"Peki"
Jennie'nin ısrar etmemesine sevindi. Hâlâ aşk sarhoşuydu ve herşey o kadar ani gelişmişti ki.
Jennie'ye vedalaşıp evden ayrıldı. Biraz yürümek akşamdan kalma zihnine iyi gelecekti.
Fakat daha bir iki metre yürümüştü ki arkasından uzanan el ağzını kapatınca çığlık atamadı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With You | chaelisa&taekook
FanficChaeyoung sevgilisini sertçe öptü "Çok tatlısın." Lisa anında gülmeyi bıraktı, Chaeyoung'un onu sevimli bulması onu utandırıyordu. "Sensin tatlı. Sütlaca benziyorsun, sütlaca benzeyen bir sincap." Jungkook:İkinizde kesin, en tatlı benim. Taehyung:...